Информация о книге:
Аннотация:
Türk hikâyeciliğinde çığır açan Memduh Şevket Esendal, aynı zamanda kendinden sonra gelen yazarları etkilemiş ve edebiyatımıza yön vermiş kıymetli isimlerden bir tanesidir. Tıpkı bir aynanın ışığı yansıtması gibi o da yaşamın renklerini göründüğü şekliyle sayfalara aksettirir. Hikâyelerinde anlattığı kişileri bizim içimizden seçer. Ev hanımı, köylü, doktor, terzi ve sokakta oyun oynayan çocuklara kadar hemen hepsi onun şahıslarıdır. Kelepir adlı eserinde hikâyelerindeki bu tanıdık simalara aşinayızdır. Çamur Ahmet’in Çıkışları adlı hikâyede eğitim sisteminden, Berrin’in Evliliği’nde aile “kurmaktan” çok “olabilmekten”, Yusuf Koçoğlu adlı öyküde ise baba ve oğul ilişkisi gibi konulardan bahseder. Kendisinin de belirttiği üzere “insanlara yaşamak için ümit ve neşe veren” yazılardan hoşlanır. Kalemini bu minvalde oynatırken insanları da derin bir tesir altında bırakır… «Açlıktan korkmayacaksın, lafı zehir zemberek, gönüllü ite versen yenmez gibi söyleyeceksin, hırsıza hırsız, bozguncuya bozguncu diyeceksin ki herif, 'Beni tanımıyorlar, dalgayı çakmıyorlar, mandepsiye basıyorlar, yutturuyorum!' demesin. Demesin de gene becerebilirse yapsın! Benim raconumda hırsızlar, yüzsüzler, beceriksizler ve uyuzlar kendi adlarını bilmelidirler. Bu töre herkesi kendi yerine oturtur.»