rakip karşısında, onun dikkatini dağıtmak için yöntem değiştirmek yararlıdır. Her zaman ilk dürtülerinizle harekete geçmeyin, rakibiniz çok geçmeden tekdüze davranışlarınızın farkına varacak, sonraki hamlelerinizi tahmin ederek tasarılarınızı gerçekleştirmenizi engelleyecektir. Düz uçan kuşu vurmak kolay, dönerek uçanı vurmaksa zordur. Her zaman aklınıza sonradan gelen fikirlere göre de hareket etmeyin; ikinci hamlenizde planınızı fark edebilirler. Düşman hep tetiktedir, hakkından gelebilmek yüksek beceri gerektirir. Kumarbaz, rakibin beklediği kartı elinde tutar, ona istediğini asla vermez.
olmaksızın hiçbir mevkiye ulaşılmaz; ancak bu ikisi birleştiği zaman en yükseklere erişilir. Bazen orta zekalı insanlar sadece eylem içinde oldukları için, oturduğu yerde oturan üstün insanlardan daha başarılıdırlar. Çalışmak itibarın bedelidir. Bedeli az olanın değeri de düşüktür. En yüksek mevkilere ulaşmanın önünde, uygulama eksikliği sık sık, yetenek eksikliği ise nadiren bir engel teşkil eder. Mütevazı bir işte şöhret ve saygınlık kazanmaktansa büyük işlerde ortalama bir başarı yakalamayı tercih etmek, en azından asil bir zihnin göstergesidir. Fakat en yükseklerde parlayabilecekken, ortalama bir başarıyla tatmin olmak bu şekilde mazur gösterilemez. Dolayısıyla hem doğal yeteneğe hem de onu işleme becerisine ihtiyaç vardır, uygulama ise insanı bütünlüğe eriştir.
Önceden yaratılan beklentileri karşılayamamak, tüm ünlülerin genel şanssızlığıdır. İdealleri oluşturmak kolay, gerçekleştirmek zor olduğu için gerçekler hayallerin yerini asla tutmaz. Hayal gücü, umutla birleşerek, ikisinden de daha üstün beklentilerin ortaya çıkmasına yol açar. Meziyetler ne kadar üstün olsa da beklentileri asla tatmin etmez ve insanlar aşırı yüksek beklentileri yüzünden düş kırıklığına uğradıkça, hayranlık duymak yerine hayal kırıklıkları yaşamaya daha meyilli olurlar. Umut gerçeği fena halde çarpıtır; becerilerinizin sizi bu durumdan korumasına izin verin, çünkü amaca ulaşmak arzuları tatmin etmekten daha önemlidir. Başlangıçta merak uyandırmak için, nihai sonucun teminatı sayılmayacak, övgüye değer birkaç girişimde bulunmak yeterlidir. Gerçeğin beklentileri gölgede bırakarak onların ötesine ulaşması daha faydalıdır. Ancak aynı abartı onların en büyük yardımcısı olduğu ve genel beğeniyi üzerlerine çektiği için, bu kural kötüler üzerinde geçerliliğini yitirir: Başlangıçta büyük bir yıkım gibi görünen durum, daha sonra katlanılır bulunmaya başlanır.
Yaşadıkları çağdan destek alan bireylere nadiren rastlanır. Herkes hak ettiği çağda yaşamaz, yaşasa da nasıl değerlendireceğini bilemez. Bazı insanlar daha iyi bir yüzyılda yaşamayı hak eder, çünkü iyilik her zaman galip gelmez. Her işin kendi zamanı vardır, mükemmel nitelikler bile modaya göre belirlenir. Bilgenin avantajı ölümsüz olmasıdır; değeri yaşadığı yüzyılda anlaşılmasa bile sonrasında anlaşılacaktır.
Şansın kendi kuralları vardır ve akıllı insanlar her işini şansa bırakmaz. Şansa, ona ilgi göstererek de yardımcı olabilirsiniz. Bazıları, kader tanrıçası kapısını aralayana kadar beklemekle yetinir. Diğerleri daha iyisini yapar; hızla ilerler, zekice ataklarıyla tanrıçaya ulaşır, erdem ve yüreklilikleri sayesinde onun desteğini kazanırlar. Fakat gerçek bir dünya görüşüne göre, erdem ve içgörüden başka yargıç yoktur; çünkü bilgelik ve cehalet dışında iyi ya da kötü şans yoktur.
Akıllı adamlar kendilerini zarif ve mükemmel bir bilgelikle donatır, çevrelerinde yapılan dedikodulardan uzak durup önemli bilgilerde uzmanlaşırlar. Anlamlı, zekice vecizeleri ve soylu eylemleri hafızalarına alarak içselleştirip bunları uygun fırsatlarda kullanabilirler. İnsan deneyerek daha kolay öğrenir; bir musibet bin nasihatten iyidir. Basmakalıp bilgi özgürce kullanıldığı sürece, bazılarının işine yedi sanat dalından daha fazla yarar.
Lekesizlik, mükemmelliğin zorunlu, olmazsa olmaz koşuludur. Pek az insan fiziksel veya ahlaki bir lekesi olmadan yaşar. Bu lekeler kolaylıkla temizlenebileceği için, çoğunlukla fazla önemsenmezler. Başkalarının keskin zekâsı, yüksek niteliklere iliştirilmiş ufak falsoları görmekten hoşnutsuzdur, yine de tek bir bulutun güneşi tamamen örtebileceği akıldan çıkmamalıdır. Benzer şekilde, itibarımızda da kötü niyetli kişilerin çabucak fark edip sürekli dikkat edeceği bazı lekeler vardır. En gelişmiş maharet, o lekeleri bir övünç kaynağına dönüştürmektir. Sezar doğuştan gelen kusurlarını başındaki defne dallarının altına gizlemiştir.
Onu bazen düzeltmeniz bazen de desteklemeniz gerekir. Çünkü bunu yapmak mutluluğunuz açısından önemlidir, hatta mantığınızı da güçlendirir. Hayal gücünüz size zulmedebilir, çünkü hayata seyirci kalmakla yetinmememize yol açar. Aynı zamanda hayatınızı etkileyip, onun üzerinde egemenlik kurmanızı sağlar; fakat sizi mutlu edebilmesinin yanı sıra, çılgınlığa doğru sürükleyerek taşınması zor bir yüke de dönüşebilir. Kendinizle barışık olmanıza ya da kendinize sırt çevirmenize yol açar. Bazıları için, eylemlerinin cezalarını sürekli erteleyen bir etmen haline gelir ve sonunda, aptalları perişan eden acı sonuçlara dönüşmesi kaçınılmazdır. Bazılarının keyifli yanılsamalara kapılmasına yol açarak, onlara mutlu ve maceralı bir gelecek vaat edebilir. Eğer ihtiyatlı bir bireysel kontrol mekanizmasının hakimiyeti altına alınmazsa, tüm bunları yapabilir.
Bir zamanlar güzel konuşabilmek en yüce sanattı; bugünse hitabet yeterli değildir. Özellikle de gözümüzü açık tutabilmek için, leb denmeden leblebiyi anlamayı öğrenmek zorundayız. Başkalarını kolayca anlayamayan biri, diğerlerinin onu anlamasını nasıl sağlayabilir ki? Diğer yandan, kendini insan yüreğine ve temiz niyetlere adamış gibi rol yapan kişiler de vardır. Bizi ilgilendiren gerçeklerin ancak yarısını dile getirebilsek de, dikkatli olursak bunların tümünü kavrayabiliriz. Olumlu bir şey duyduğunuzda saf yanınıza gem vurun, ama duyduğunuz olumsuzsa, iyice dikkat kesilin.
İnsanların iradelerini eyleme geçirmek, düzenlemek bu sanatı kullanarak mümkündür. Azim değil maharet gerektirir. Herkese nasıl ulaşacağınızı bilmelisiniz. Her iradenin harekete geçmesini sağlayacak, kişiye özel dürtüleri vardır. Her insanın putları, ilahları vardır; bazılarınınki ün, bazılarınınki kişisel menfaat, çoğunluğunki de zevk ve sefadır. Burada hüner, bu dürtüleri hangi sırayla oyuna sokacağınızı bilmektir. Herhangi bir insanı harekete geçiren temel dürtüyü bildiğinizde, onun iradesinin anahtarı elinize geçer. İnsan doğasının yüksek değil de, genellikle alçak tarafında kalan itici güce sığının: Kötü eğilimler iyilerin karşısında son derece baskındır. Öncelikle karşınızdakinin baskın tutkusunu tahmin edip sözlerle ilgisini uyandırın, onu baştan çıkararak harekete geçirin, sonunda onun irade özgürlüğünü alt ettiğinizi göreceksiniz.
Mükemmeliyet nicelikle değil, nitelikle ilgilidir. En iyiler her zaman azdır ve onlara nadiren rastlanır; bir şeyin fazla olması onun değerini düşürür. İnsanlar arasında, gerçek cüceler bile devmiş gibi kabul görebilir. Bazıları kitapların değerini, sanki beyni değil de kas gücünü sınamak üzere yazılmışlar gibi, onların kalınlığına göre ölçer. İçerik tek başına vasat olmaktan öteye geçemez; evrensel dehaların talihsizliği her yerde kendilerini evlerinde gibi hissetmeye kalkışmalarıdır, bu yüzden her yerde dışlanırlar. İstikrar ise kişiye saygınlık kazandırarak, görkemli konularda insanı kahraman mertebesine yükseltebilir.
Özellikle