Информация о книге:
Аннотация:
Hz. Muhammed’in vefatından sonra İslam mensupları müminlere emanet edilmiştir. Bundan sonra onlara düşen, dini sahih ve yalın biçimde anlamak ve sürdürmektir. Ama gün geçtikçe geniş topraklara yayılan İslam dini Müslümanların uygulamalarıyla giderek zaafların, çıkarların ve cehaletin gölgesinde tanınmaz hâle geldi. Peygamber’in vefatından hemen sonra başlayan iktidar-siyaset tartışmaları Müslümanları birbirinden çok farklı mezheplere ve fraksiyonlara ayırmıştır. Normalde düşünce özgürlüğü ve “rahmet” olarak kabul edilen çoğulculuk ve bu ihtilaf durumları Müslüman coğrafyasını ırkçılığın, grupçuluğun ve mezhepçiliğin pençesinde bugün içinde bulunduğumuz perişan bir duruma sürüklemiştir. Bugün Müslümanım diyenlerin yeniden İslam’a davet edilmeleri gerektiği ortadadır. Haksızlıktan, hukuksuzluktan, şiddetten, öfkeden, insan hakları ihlallerinden geçilmeyen bir toplum İslam toplumu olarak nitelendirilemez. Müslümanların içine düştüğü en temel hata İslam ile Müslümanlık tarihini aynı sanmasıdır. Bir dine, bir geleneğe ve bir kitaba yapılacak en büyük haksızlık onu kendisi hakkında söylenenlerle aynı sanma yanılgısıdır. Elinizdeki kitap İslam dininin yüce mesajının yerini bulması için bir çağrıdır. Bu çağrı Kur’an’ın ifadesi ile “Ey iman edenler, iman ediniz!” çağrısıdır. Abdulbaki Erdoğmuş, ismi ilk başta son derece ürpertici gelen İslamsız Müslümanlık kitabında pek çok kavramı, terminolojiyi, düşünceyi, mezhepleri, tarikatları yeniden, yeni baştan ve hatta sil baştan değerlendirmeye davet etmektedir. Müslümanların tarihi ile Müslümanlarla İslam’ın ve Kur’an’ın tefrik edilerek düşünülmesinin lüzumunu anlatmaktadır. Bir şeyin tarihi o şeyin kendisi olamaz. Kur’an’ın kutsal metni ile Müslümanların bu metin hakkında söyledikleri farklı şeylerdir. Bu eser, öze dönüşün nasıl olacağına dair bir yol haritası vermektedir.