Неизвестный автор

Türk Mânilerinden Seçmeler


Скачать книгу

gurbette eylendim

      Gözü yolda kalan var.

      Kale dibi saz olur

      Gül açılır yaz olur

      Ben gülüme gül demem

      Gülün ömrü az olur.

      Mangalım var külüm yok

      Bülbül oldum gülüm yok

      Ben gülümü kaybettim

      Başkaca müşkülüm yok.

      El ettim eli geldi

      Saçının teli geldi

      Ben güzeli severdim

      Çirkinin dili geldi.

      Elifin hecesi var

      Gündüzün gecesi var

      Ben güzelim demişsin

      Ellerde nicesi var.

      Araba varışına

      Ördeğin ba(ğı)rışına

      Ben güzellik istemem

      Bakam yürüyüşüne.

      Allı bürüneceğim

      Beyaz sürüneceğim

      Ben herkesin gözüne

      Güzel görüneceğim.

      Kaleden atın beni

      Güllere katın beni

      Ben Hınıs buğda(y)sıyım

      Pahalı satın beni.

      Karşı beni bakarlar

      Fese püskül bakarlar

      Ben içerden yanarım

      Dışardan su dökerler.

      Giderim önüm dağdır

      Bu ne meyvalı bağdır

      Ben kazanam yâr yesin

      Nice ki canım sağdır.

      Hey Adile Adile

      Gazı koydum kandile

      Ben kendime yâr buldum

      Bir ipekli mendile.

      Bir taş attım zeytine

      Zeytinin irisine

      Ben kendimi saklarım

      Aslanın birisine.

      Açılmamış pazarım

      Yalnızlıktan bezerim

      Ben ki böyle güzelim

      Niye bekâr gezerim.

      Süt içtim dilim yandı

      Döküldü kilim yandı

      Ben kilimde değilim

      Bahçemde gülüm yandı.

      Mâni mâni man için

      Bu mâni senin için

      Ben mâni bilmem ama

      Senin hatırın için.

      Mektup yazdım yaz yolla

      Yâr sitemin az yolla

      Ben meraktan ölürem

      Bana bir çift söz yolla.

      Afyon ektim azmamış

      Yârim gidip kazmamış

      Ben Mevla’ya gücendim

      Seni bana yazmamış.

      Soralım çobanlara

      Yüksek dağlar kar mıdır

      Ben murat alamadım

      Murat alan var mıdır?

      Yâr olurum olana

      Kıymetimi bilene

      Ben niye yâr olayım

      Her yüzüme gülene.

      Yenikapı bahçalar

      Benim yârim saz çalar

      Ben o yâre baktıkça

      İçerimi parçalar.

      Değirmen bendi bilir

      Dönüşün fendi bilir

      Ben o yâre gel demem

      Gelirse kendi bilir.

      Ben bir yeşil fenerim

      Hem yanar hem sönerim

      Ben nişanlı değilim

      Kime olsa dönerim.

      Lambam ışık vermiyor

      Odam şenlenmeyecek

      Ben o yâre gitmezsem

      O da evlenmeyecek.

      Saplı derin su derin

      Saplı saklar su serin

      Ben o yâre ne dedim

      Dolanır serin serin.

      Kebabın tuzu gibi

      Melerim kuzu gibi

      Ben o yâri severim

      Zühre yıldızı gibi.

      Mavi boncuk dizerim

      Kaşlarımda nazarım

      Ben o yârin uğruna

      Kırk yıl seyyah gezerim.

      Gemide şişti yelken

      Denizden çoktur ürken

      Ben ona gözüm dedim

      Gözünde olsun diken.

      Köşke serdim yatağı

      Yâr derdimin ortağı

      Ben ondan ayrı düştüm

      Bilmem nerde otağı.

      Karşıda gemi gezer

      Gemiyi rüzgâr sezer

      Ben onu baştan savdım

      Niçin o beni üzer?

      Dere boyu gelincik

      Yâr ellerin ufacık

      Ben onu tanımadım

      Beni isteyen çocuk.

      Oğlanın adı Osman

      Tarlası dolu bostan

      Ben Osman’a gidersem

      Terliksiz yere basmam.

      Şu Düzce’nin yolları

      Boyu uzun eni dar

      Ben pek iyi değilim

      Sen nasılsın nazlı yâr?

      Ot(ur)dum tütün dizmeye

      Gözlerimi süzmeye

      Ben öğrendim sevgilim

      Kasabada gezmeye.

      Rafta altın kaşıklık

      Böyle m’olur âşıklık

      Ben sana demedim mi

      Durdukça alışırık.

      Güle bak dikene bak

      Belimi bükene bak

      Ben sanırdım yâr benim

      Elimden çekene bak.

      Siyah üzüm taneler

      Başıma geldi neler

      Ben senden ayrılalı

      Ahım