hayaletlerin önüne tutulmuş bir ayna gibi ben orada dururken olmuştu. İnsanların insanlar için koyduğu kanunları, insanın adaletten ne anladığını düşünürken hayatın gizemlerini ve var olmanın anlamını araştırırken olmuştu. Sisin içinden çıkan şafak çizgilerinin gözden kaybolması gibi düşüncelerim dağılmıştı. Ot toprağın elementleri ile beslenir, koyun otu yer, kurt koyunu yer, boğa kurdu öldürür, aslan boğayı parçalar ve ölüm, aslanı yok eder. Peki ölümü yenip bu adaletsizlikler silsilesini adalete dönüştürebilecek bir güç var mıdır? Bütün bu tatsız şeyleri güzel bir sonuca bağlayacak bir güç var mıdır? Tıpkı bütün nehirleri kendine çeken, parıl parıl parlayan bir deniz gibi hayatı bütün yönleriyle sevgiyle kucaklayan bir güç yok mudur? Katille kurbanı, fahişeyle sevgilisini, soyanla soyulanı hükümdarın mahkemesinden daha yüksek ve daha yüce bir mahkeme önünde yargılayacak bir güç yok mudur?
Ertesi gün şehirden ayrıldım. Huzurun ruhu hoşnut eden temiz havasıyla, dar sokakların ve karanlık evlerin yarattığı umutsuzluk, bezginlik mikroplarını yok eden tarlaların arasında yürüdüm. Vadinin kenarına ulaştığımda arkamı döndüm ve sürü sürü uçan, çığlıklarıyla kanatlarının hışırtısı vadiyi dolduran atmacayla kartalı, leş kargasını gördüm. Biraz daha ilerleyip etrafıma baktığımda, yüksek bir ağaca asılmış bir erkek cesedi, taşlandığı taşların arasında yatan çıplak bir kadın bedeni ve kafası vücudundan ayrılmış, kana bulanmış toprakla kaplı bir gencin bedenini gördüm.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.