bibbeyli
Nizâmî Gencevî Azerbaycan’dan Dünyaya
Nizâmî Gencevî’nin ilk portresi, 1947
Halk Ressamı: Gazenfer Halıkov
Kitapta Büyük Azerbaycan şairi ve düşünürü Nizâmî Gencevî’nin (1141-1209) hayatı, şeceresi ve eserleri incelenmekte, eserlerinde memleket gerçekleri ve insani değerler anlatılmaktadır.
“Bütün Azerbaycan halkı Nizâmî Gencevî ile gurur duyuyor. Onun eserleri sadece şiirden ibaret değildir, onların her birinde büyük bir bilim, büyük bir felsefe, dâhi fikirler vardır. Bu yüzden onun eserleri de, kendisi de hep yaşıyor.”
“Dünya edebiyatının önde gelen temsilcisi, büyük Azerbaycan şairi ve mütefekkiri Nizâmî Gencevî, insanlığın bedii fikir salnamesinde yeni bir sayfa açan nadir şahsiyetlerden biridir. Halkımızın maneviyatının ayrılmaz bir parçası haline gelen büyük sanatçının parlak mirası, yüzyıllardır Doğu’nun eşsiz kültür hazinelerindeki değerli yerini korumaktadır”
GİRİŞ
Azerbaycan halkının beşer kültür hazinesine bahşettiği büyük edebi şahsiyetlerden biri -şair ve düşünür- Nizâmî Gencevî, ölümsüz eserleriyle dünya çapında ün kazanmıştır.
Nizâmî Gencevî’nin ismi dünya edebiyatının en önde gelen klasikleri sırasında zikredilir. Doğu’dan doğan sonsuzluk güneşi Nizâmî Gencevî (1141-1209), büyük ve ölümsüz sanatıyla tüm insanlığın güçlü bir edebi figürüdür. Büyük Azerbaycan şairi Nizâmî Gencevî; Dante, Cervantes, Shakespeare, Abdurrahman Câmî, Ali Şîr Nevâî, Muhammed Fuzûlî, Balzac, Victor Hugo, Lev Tolstoy gibi mensubu olduğu halkın milli gururu olmasının yanı sıra, aynı zamanda dünya edebiyatını yüksek düzeyde temsil etmektedir.
Büyük şair ve düşünür Nizâmî Gencevî’nin çağdaşları İbrahim ibn Osman, Acemî bin Ebî Bekr en-Nahcuvânî, Muhammed ibn Cafer, Muhammed Ebu Bekir oğlu, Bendan ibn Mühsin, Ebu Mansur Musa oğlu, Aşur İbrahim oğlu, Mesud Davud oğlu, Eynel-Güzzat-Miyaneci, Ebulhesen Behmenyar, Baba Kuhi Bakuvi, Şehabeddin Sühreverdi, Ömer Genci, Hatib Tebrizi, Ebü’l-Ulâ Gencevî, Mehseti Gencevî, Hakani Şirvani, İzeddin Şirvani, Feleki Şirvani, Givami Müterrizi, Ebu Bekir ibn Hüsrev el Ustad, Zehireddin Şemkuri gibi ünlü Azerbaycan şairleri, mimarları, filozofları ve sanatçılarıdır ve onlar söz konusu tarihi dönemde yaşamışlardır.
Doğu’dan veya Batı’dan dünyanın neresinden bakılırsa bakılsın, Nizâmî Gencevî’nin şiiri sanat semalarında güneş gibi parlar. Genel olarak kültür dünyası Nizâmî Gencevî’yi dâhi bir şair, güçlü bir sanatkâr, beşeri zihne sahip büyük bir düşünür olarak algılar. Bu anlamda Nizâmî Gencevî, söz sanatının muhteşem bir bahadırıdır. Onun eserlerinde, dünyanın birçok ülke ve halklarının hayatından alınmış öğretici olaylar ve zengin, düşündürücü imgeler vardır. Ölümsüz sanatkârın “Hamse”sini içeren ünlü eserleri, sanki Batı ve Doğu’nun edebiyat ansiklopedisidir. Nizâmî Gencevî; Yunanistan’dan Hindistan’a, Arabistan’dan Rusya’ya, İran’dan Balkanlara, hatta Afrika’ya kadar geniş bir alandaki olayları ve şahsiyetleri ustalıkla edebiyata kazandırmıştır. Dünyanın hemen hemen yarısını fetheden büyük fatih İskender’in yürüyüşlerini hiçbir sanatkâr, Nizâmî Gencevî kadar dünya edebiyatında üst sanat düzeyinde ışıklandıramamıştır. Nizâmî Gencevî’nin bir şair olarak ününü Büyük İskender’le kıyaslayabiliriz. İskender’in kılıçla fethettiği toprakları Nizâmî Gencevî kalemle ram etmiştir. Bu anlamda Nizâmî Gencevî, dünya edebiyatının Makedonyalı İskenderi’dir. O, Azerbaycan edebiyatına Makedonyalı İskender’in ününü kazandırmıştır.
Makedonyalı İskender’in bir hizmeti de Batı kavramını Doğu halklarına iletmek olmuştur. Nizâmî Gencevî’nin dünya dillerine çevrilmiş eserleri aracılığıyla da Avrupa halkları Doğu’yu geniş çapta tanıma fırsatı bulmuşlardır. Bu anlamda Nizâmî Gencevî, Batı ülkelerinde ve genel olarak tüm dünyada Doğu dünyasının ve Azerbaycan’ın en büyük kılavuzu olmuştur.
YAŞAMI
Nizâmî Gencevî, 1141’de Azerbaycan’ın Gence şehrinde doğmuştur. Tarih boyunca Gence şehri, her zaman Azerbaycan’a ait olmuştur ve Azerbaycanlıların dedeleri olan Oğuz boyları bu şehirde yaşamışlardır.
IX-XII. yüzyıllarda önce Selçuklu’nun, ardından Azerbaycan Atabeyler Devleti’nin başkenti olan Gence, tarihsel olarak Doğu ve Batı bölgeleri arasında önemli bir eçiş konumunda bulunuyordu. MÖ 2. Binyıldan sonra kullanılan Büyük İpek Yolu’nun Doğu’nun önemli bölgeleriyle birlikte Azerbaycan’ın Bakü, Berde, Şeki, Erdebil, Tebriz, Nahçıvan ve Gence gibi önemli şehirlerinden geçtiği kaynaklardan bilinmektedir. “Güney Kafkasya’da Gence, temel silah üretim merkezi olarak görülüyordu; Gence’den ipek hammaddeleri, ipek ve pamuklu kumaşlar ve diğer sanayi ürünleri ithal edilmekteydi. İnşaat ve mimariye özel önem verilmekteydi. Tarımın yanı sıra metal ve bakır endüstrileri de hızla gelişiyordu.”1
Nizâmî Gencevî’nin yaşadığı dönemde kervan yolları üzerinde bulunan Gence’de; ticaret, zanaat, kültür gelişmiş ve zengin bir kütüphane okurların kullanımında olmuştur.
Nizâmî Gencevî, eserlerinde memleketi Gence’ye olan sonsuz sevgisini dile getirmiştir. “Gence benim yakamı düğümlemiş.” sözüyle şair, tüm hayatı boyunca Gence’ye bağlı olduğunu ve bu şehirde doğduğunu açıkça belirtmiştir. Gence’yi eski bir şehir olmasından dolayı, aynı zamanda cazibesi ve zengin kültürüyle insanlığın ilk beşiği olan Babil’e benzetmiştir:
Benim sanatım cadunun sabrını elinden almış,
Benim sihrim melekleri aldatan bir ovsundur. 2
Benim Babil’im Harut’u yakan Gence’mdir,
Benim Zuhre’m yıldızları ışıklandıran ruhumdur. 3
Eski kaynaklarda büyük şairin adı İlyas, babasının adı Yusif, dedesinin adı Zeki Müeyyeddin olarak geçmektedir. İlyas Yusif oğlu, eserlerini Nizâmî Gencevî mahlasıyla yazmış, Azerbaycan’da ve dünyada Şeyh Nizâmî Gencevî adıyla tanınmış ve ünlenmiştir. Nizâmî’ye Şeyh ünvanının verilmesinin nedeni filozof şair, bilgin ve evliya olmasıdır. Nizâmî Gencevî’nin dedesi Zeki Müeyyeddin aslen bir Oğuz Türkü’ydü. Selçuklu sarayına yakın bir kişi olmakla birlikte Gence’de ünlü bir din adamıydı ve kendisine “Müeyyed-din” (Dinde Allah’ın yardım ettiği ve güçlendirdiği anlamına gelmektedir. – İ.H.) unvanı verilmiştir. Nizâmî’nin babası Yusif’in de Gence’de doğduğu, kaynaklara dayanılarak doğrulanmıştır.
Şairin annesi, Gence’den Reise adında asil ve zengin aileden olan bir Türk kızıdır. Prof. Dr. Yevgeny Bertels, “reise” kelimesinin “hanımefendi” olarak algılanabileceğini ve şairin annesinin soylu bir aileden geldiğini savunmuştur.4
Profesör Rüstem Aliyev farklı bir görüşü savunmuş ve şu fikirleri belirtmiştir: “Eski isimler sisteminde, ‘Reise’ her zaman bir takma ad, bir ünvan olarak kullanılmıştır.”5.
Son zamanlarda Nizâmî Gencevî’nin eserleri üzerine çalışan yeni nesil araştırmacılar tarafından şairin hayatıyla ilgili farklı olgular ortaya konulmuş ve söz konusu beytin Nizâmî Gencevî’nin Türkiye’de Topkapı Sarayı’nda bulunan “Leylâ ve Mecnûn” adlı