Fatih Kerimî

Ondan Bundan


Скачать книгу

      Fatih Kerimî

      Ondan Bundan

      Ön Söz

      19. ve 20. yüzyılda her alanda gelişmelerin yaşandığı Tatar toplumunda dil ve edebiyat meşalesinin taşıyıcısı konumunda olan Fatih Kerimî benimsediği ve izlediği idealleriyle İsmail Gaspıralı Bey’den1 ayrı düşünülemez. Kerimî’nin, Gaspıralı’yla olan münasebeti kendisi henüz çocukken babası Gılman Kerimî etrafında şekillenmiştir. Gaspıralı’nın fikirlerinden büyük ölçüde etkilenen Fatih Kerimî’nin ona olan ilgisi babası tarafından hoş karşılanmamıştır. Ancak Gaspıralı ile tanıştıktan sonra fikirleri olumlu yönde değişen Gılman Kerimî, oğlu Fatih’i Gaspıralı’yı takip etmesi için teşvik etmiştir.

      Fatih Kerimî’nin Seçme Eserler (Saylanma Eserler) başlığını taşıyan ve üç hikayeden oluşan eseri 2016 yılında tarafımızca Türkiye Türkçesine aktarılmıştı2. Söz konusu aktarmada M. Gaynetdinov’un Kiril harfli Kazan-Tatar nüshasıyla yazdığı metin kullanılmıştır3. Elinizdeki kitap ise Prof. Dr. Fatma ÖZKAN’ın danışmanlığını yaptığı ve 2014 yılında tamamlanan Doktora tezinde yer alan “Ondan Bundan”4 adlı eserin Türkiye Türkçesine aktarımından oluşmaktadır5.

      Fatih Kerimî’nin Ondan Bundan adlı kitabı yazarın eserinin Önsöz’ünde belirttiği gibi 1904 yılında Şark-ı Rus gazetesinde “kalem” imzasıyla yazdığı yazılardan oluşmaktadır6. Eserde “Ondan Bundan” ana başlığı altında 17 adet farklı hacimlerden oluşan yazı yer almaktadır. Bu yazılardan Bahtlı Kız başlığını taşıyan kısa hikaye hariç diğerleri genel itibariyle çeşitli konulara dair fikri, toplumsal ve kültürel konulardan oluşmaktadır. Ağırlıklı olarak okumanın önemi7, cehaletle mücadele, liyakatsiz din adamları, gayret ve çalışmanın değeri, insanları dış görünüşüne veya giyim-kuşamına göre değerlendirmenin yanlışlığı, kitap sevgisi, matbuat ve mektep8 gibi konular üzerinde durulmaktadır.

      Kerimî’nin düşünce dünyasının izlerini görebildiğimiz bu yazılar aynı zamanda 19. ve 20. yüzyıllardaki Müslüman Türk-Tatar toplumunu kültürel, ilmi ve sosyolojik açılardan anlamamıza da yardımcı olmaktadır. Yazar, eserinde toplum içindeki sorunları dile getirmekte ve çözüm önerileri sunmaktadır.

      Türkiye Türkçesine aktarılan Ondan Bundan adlı eserin orijinali 1907 yılında neşredilen Arap harfli nüshadır9. 1927 yılına kadar Arap alfabesini kullanan Tatarlar, bu alfabeyi iki kez reforma tabi tutmuşlardır. 1927’den sonra ise 12 yıl süreyle Latin alfabesini kullanmışlardır. 1939’da kaldırılan Latin alfabesinin yerini Kiril alfabesi almıştır. 1991 yılında SSCB’nin dağılmasının ardından10 özerk bir yönetim olarak varlığını sürdüren Tataristan Cumhuriyeti’nde 2001 yılında tekrar Latin alfabesi kabul edilmiştir. Ancak 15 Kasım 2002’de Rusya Parlamentosu’nun aldığı kararla tekrar Kiril alfabesine geçilmiştir (User, 2006: 335).

      Arap harfli metnin okunmasında güçlük çekilen kelimelerin yanına * işareti konmuştur. Ayrıca Arapça-Farsça tamlamaların yanı sıra anlamının bilinmediği düşünülen veya az kullanılan söz varlığı ile Rusça kelimelerin anlamları dipnotlarda ayrıca belirtilmiştir.

      Eserin hazırlanmasında üzerimde büyük emeği olan ve akademik alanda beni her zaman teşvik eden değerli hocalarım Prof. Dr. Leylâ KARAHAN, Prof. Dr. Fatma ÖZKAN, Prof. Dr. Erhan AYDIN’a, ayrıca yaşam kaynağım, her şeyim biricik kızım Zeynep AZRA’ya ve değerli eşime teşekkürü bir borç bilirim.

Temmuz 2019Cihan ÇAKMAK

      FATİH KERİMÎ

      Fatih Kerimî, 30 Mart 1870 yılında Rusya’ya bağlı Samara eyaletinin Minlibay köyünde imam ve ahund bir ailenin evladı olarak dünyaya gözlerini açmıştır. Fatih Kerimî, İdil-Ural boyunda gazetecilik ve yazarlık faaliyetleriyle ün kazanmıştır. Fatih küçük yaşlardan itibaren Çistay Medresesinde babası Gılman Kerimî’nin yanında öğrenim görmeye başlar. Gelenekçi bir eğitim metodunun uygulandığı medrese yılları Fatih’in zihin dünyasının şekillenmesinde oldukça etkili olmuştur.

      Medrese tahsili esnasında yayımlanan Tercüman gazetesini arkadaşları arasında gizlice okuması hocasının tepkisine neden olmuş, bunun üzerine Gılman Kerimî oğlunu medreseden almak zorunda kalmıştır11. Gılman Kerimî, küçük yaşlardan itibaren Fatih’teki ilgi ve istidadı fark etmiş ve onu Rusya’ya tahsile göndermiştir.

      Kerimî’nin fikri oluşumunda en önemli iki isimden ilki hiç şüphesiz İsmail Gaspıralı, diğeri ise babası Gılman Kerimî’dir.12 İsmail Bey Gaspıralı açtığı modern mekteplerde uyguladığı ve usul-i cedit adını verdiği reform niteliğindeki eğitim-öğretim metoduyla Fatih Kerimî’yi önemli ölçüde etkilemiştir13. Babası Gılman Kerimî ise Tatar maarif hayatının kurucusu olarak kabul edilmekte, açtığı usul-i cedit okullarında çocukların okuması uğruna verdiği mücadeleyle tanınmaktadır.

      1890 yılının sonlarında Kerimî tahsil görmek üzere İstanbul’a gitmiştir. Ahmet Mithat Efendi’nin desteğiyle Mekteb-i Mülkiye’de öğrenim gören Fatih, Osmanlı Türkiyesi ile ilgili önemli izlenimler edinmiştir. Bir taraftan Arapça, Farsça ve Osmanlıcayı öğrenirken diğer taraftan da Fransızca ve Rusça’ya hakim olan Fatih Kerimî bu şekilde çok dilli bir aydın olarak kendini yetiştirmiştir. İstanbul’daki eğitimini tamamladıktan sonra 1896 yılında öğretmenlik yapmak üzere Kırım’a bağlı Yalta’nın Üzen köyüne gitmiştir. Burada Gaspıralı İsmail Bey’in kurduğu okullarda kendisinin de benimsediği usul-i cedid tarzında eğitim vermiştir (Yüziyev vd. 1985: 334).

      1905 Ekim Devriminin ardından Rusya’da meydana gelen kısa süreli özgürlük ikliminden istifade eden ve Ceditçiler adı verilen yenilik taraftarları, başta eğitim olmak üzere basın, edebiyat ve fikir hayatında çok önemli gelişmelere öncülük etmişlerdir. Tatar modernleşmesinde önemli bir yere sahip olan Fatih Kerimî, Kazan Türkleri başta olmak üzere Rusya Müslümanlarına en çok hizmet eden şahsiyetlerden biridir. 1905’te Rus İhtilali’nin ardından ruhsat alan Kerimî, Remiyev kardeşlerin sermaye desteğiyle 21 Şubat 1906’dan itibaren Vakit14 gazetesini çıkarmaya başlar. 1917 yılına kadar 11 yılda 2309 adet basılan Vakit gazetesinin başyazarlığını yapmıştır. 1906’da II. Devlet Duması milletvekili seçimlerinde delege olarak görev yapmıştır. Duma’ya seçilen Zakir Remiyev’in vekili olmuş ve Müslüman mebuslarının danışmanlığı görevlerinde bulunmuştur. Petersburg’ta bulunan Müslüman İttifakı Merkez Komitesinde görev almıştır. Balkan Savaşı’nın başladığı yıllarda bizzat cepheye giderek savaşa dair izlenimlerini Vakit gazetesi ile Şura dergilerinde paylaşmıştır. Kerimî, Yaŋa Vakıt adlı bir gazete çıkarmış, Ĭşçĭler Dönyası, Yul, Saban gazetelerinde çeşitli yazılar yayımlamıştır. 1919 yılında Ĭşçĭler Dönyası gazetesinde “Kart Ĭşçĭ” imzasıyla kaleme aldığı yazısı dikkat çekmektedir (Gökçek, 2001: XI, XII; Gaynullin 2000: 209, 210).

      Stalin döneminde İdil-Ural bölgesindeki pek çok Tatar aydını gibi takibata maruz kalan Kerimî düzmece suçlamalarla 4 Ağustos 1937’de 67 yaşındayken tutuklanmış, 27 Eylül 1937’de öldürülmüştür (Özkan 1997; Yüziyev vd. 1985: 350; Şeref 2000: 111).

      Kerimî yazdığı roman ve hikayelerle Tatar modern edebiyatının güçlenmesine büyük katkı sağlamıştır. Eserlerinde genellikle olumsuz din adamları, kadınların okumalarına karşı çıkılması, doğu-batı, mektep-medrese çatışması ele alınır (Çakmak, 2018: 39). Yazdıkları ve eğitim faaliyetlerinde Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde, işde birlik” ülküsüne sıkı sıkıya bağlı kalan Fatih Kerimî Müslüman Tatar toplumu özelinde tüm Türk dünyasının modernleşmesini ve ilerlemesini amaç edinmiştir.

Eserleri

      Hikayeleri: