Samed Behrengi

Telhun


Скачать книгу

ona destek verdi. Beşinci kız olan Mahmüluk ve altıncı sıradaki kardeşi Mahlika da aynı şekilde Mahhurşid’in sözlerine destek oldular. Gitmek için doğrulup ayağa kalktılar. Odanın girişinde babalarını gördüler. Babaları dert yanıyordu:

      “Başka bir şey istemiyor. Ne yaptım ne ettimse de yüreği ne yapacağını söylemedi bana bir türlü. Sadece bir sefer, bir yürek istiyorum dedi, hepsi o kadar. Dedim ki, kızım, iyi tamam hadi yüreği aldım diyelim, peki ciğeri ne yapacaksın? Ciğer dediğin hepten kandan ibaret bir şey, ne yapacaksın sen kanla? Yine aynı şeyi söyledi, bir ciğer istiyorum, hepsi bu. Ciğerle yürek istiyorum da ne demek yahu? Size de komik gelmiyor mu bir insan tutsun da yürekle kan istesin?”

      Kızlar hep bir ağızdan cevap verdiler: “Evet babacığım, gerçekten çok tuhaf. En iyisi sen ona da bir koca bul!”

      Tüccar: “İstemiyor ki! Hatta evlenmenin akıl işi olmadığını söylüyor. Ama erkeklerle arkadaşlık etmek iyidir diyor.”

      Kızlar hınzır hınzır gülüştü: “İyi o zaman, biz de adını evlilik değil arkadaşlık koyarız. Ne fark eder ki?” Sonra da kıkır kıkır gülüşerek, birbirlerini çimdiklemeye başladılar.

      Babaları: “Diyor ki onlar erkek değilmiş, sizin kocalarınız da erkek değilmiş, hatta ben bile…”

      Kızlar şaşırarak: “Nasıl yani? Değiller miymiş? Ama biz kendi gözlerimizle gördük…”

      Babaları: “O gördüğümüz sadece dış görünüşten ibaretmiş, ne demek ki bu? O dış görünüşmüş sadece, erkeklik alameti değilmiş. Ben bir türlü anlamadım ne demek istediğini, siz bir şey anladınız mı?”

      Kızlar, “Aman, maskaralık işte!” dediler. Mahhurşid, hepsinden sonra son sözü söyledi: “Kızlar boş verin böyle şeyleri, bunlara aklımızı yormanın bir anlamı yok, en iyisi kocalarımızın yanına gidelim. Babamız da bu arada şehre gidip deminki siparişlerimizi alsın. Hadi gidelim kızlar!”

***

      Tüccar şehre gitti, Mahfereng için istediği hamamın siparişini verdi, Mahsultan’ın elbise ve ayakkabılarını hazırladı, Mahhurşid için göğüsleri henüz yeni çıkmaya başlamış iki tane kız hizmetçi satın aldı. Mahbigem’in istediği şekilde, geceleri kar gibi bembeyaz, gündüzleri de simsiyah ışıldayan bir kolye bulup aldı. Mahmüluk için, sonradan yüzüğün içine de girebilecek, akikten bir çorap buldu. Mahlika’ya da, hamama gideceği zaman uşak, düğüne gittiğinde nedimesi olacak zümrüt bir yüzük satın aldı. Tam Telhun’a da yürek ve ciğer alacaktı ki, bunu bulup almam bir dakika bile sürmez, diye düşündü. Oysa diğer hediyeleri bulabilmek için epey vakit harcamıştı, tam bir saat!

screen_18_2_2

      Önce ufak bir çarşıya gitti, orada bir zamanlar yürek ve ciğer satıldığını hatırlıyordu. Ama ne kadar gezip sorduysa da, satın alabileceği bir yürek ve ciğer bulamadı. Daha önce yürek ve ciğer satıldığını bildiği dükkânların hepsinde şimdi ayna satıyorlardı. O kadar çok müşterisi vardı ki bu aynaların, biri bin gösteriyor, küçüğü büyük, çirkini güzel, yalanı doğru, kötüyü iyi aksettiriyorlardı. Sonra, “Keşke kızım da böyle bir şey istemiş olsaydı.” diye düşündü kendi kendine. İstemiş olsaydı, hemen bunlardan bir tane alır götürürdü Telhun’a. Ama istememişti işte.

      Tam iki saat boyunca çarşının içinde bir tane ciğer satan dükkân bulabilmek için dolandı durdu. Bu dükkânların bir kısmı kapalıydı ve kapılarına bir şeyler yazılmış not kâğıtları iliştirilmişti; örneğin, “Yanlış anladın.”, “Sana ne!”, “Çek git işine!”, “Bir daha böyle şeylere kalkışma sakın!”

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

/9j/4AAQSkZJRgABAQEAYABgAAD/4QBORXhpZgAATU0AKgAAAAgABAMBAAUAAAABAAAAPlEQAAEAAAABAQAAAFERAAQAAAABAAAOw1ESAAQAAAABAAAOwwAAAAAAAYagAACxj//bAEMABwUFBgUEBwYFBggHBwgKEQsKCQkKFQ8QDBEYFRoZGBUYFxseJyEbHSUdFxgiLiIlKCkrLCsaIC8zLyoyJyorKv/bAEMBBwgICgkKFAsLFCocGBwqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKioqKv/AABEIBHMDBQMBIgACEQEDEQH/xAAfAAABBQEBAQEBAQAAAAAAAAAAAQIDBAUGBwgJCgv/xAC1EAACAQMDAgQDBQUEBAAAAX0BAgMABBEFEiExQQYTUWEHInEUMoGRoQgjQrHBFVLR8CQzYnKCCQoWFxgZGiUmJygpKjQ1Njc4OTpDREVGR0hJSlNUVVZXWFlaY2RlZmdoaWpzdHV2d3h5eoOEhYaHiImKkpOUlZaXmJmaoqOkpaanqKmqsrO0tba3uLm6wsPExcbHyMnK0tPU1dbX2Nna4eLj5OXm5+jp6vHy8/T19vf4+fr/xAAfAQADAQEBAQEBAQEBAAAAAAAAAQIDBAUGBwgJCgv/xAC1EQACAQIEBAMEBwUEBAABAncAAQIDEQQFITEGEkFRB2FxEyIygQgUQpGhscEJIzNS8BVictEKFiQ04SXxFxgZGiYnKCkqNTY3ODk6Q0RFRkdISUpTVFVWV1hZWmNkZWZnaGlqc3R1dnd4eXqCg4SFhoeIiYqSk5SVlpeYmZqio6Slpqeoqaqys7S1tre4ubrCw8TFxsfIycrS09TV1tfY2dri4+Tl5ufo6ery8/T19vf4+fr/2gAMAwEAAhEDEQA/ALNFFFfDnz4UUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUUUUAFFFFABRRRQAUVBdXkVrsD7nllbbFDGpZ5W9FUck1uaV4H1PVlWfXp30y2bkWds4MzD/bk6L9F5/2qzq1adGPPVdl+fojpoYWrXfuLTuYE+o21vMIGcvcN92CJTJI30Rck/lV+20bxJqABtNFNujdJNQnEI+u1QzfmBXo2k6Fpmh25h0mxhtVP3ii/M59WY8sfck03VPEOj6KP+JtqVraEjISWUBm+i9T+FeNPNpTlyYenf11f3L/ADZ7VPK6UVeo7/gcbF4C8QS/8fGr6fbe0Vq8v6l1/lUx+HWpE/8AIyAe32Bf/i6s3HxW8NRNi2N7eDPWG1YD8321UHxe0kjP9j6v+KQD/wBq1aecz1ULf9upfmjX2OBjo7fePX4d6ip58Rq3sbAf/F01vh7q/mZTxHbBewbTCf180U0/GDSQcf2PrH4Rwn