Жюль Верн

Ay’a Yolculuk


Скачать книгу

edilen en yüksek hız, öyle değil mi?”

      “Evet öyle.” diye cevapladı general.

      “Tüh!” diye hayıflandı J. T. Maston, “Benim havan topum parçalanmasaydı…”

      “Evet…” diye sakince devam etti Barbicane, “Ama parçalandı. Yani sonuç olarak başlangıç noktamız 800 yardalık bir hız olmalı. Bunu yirmi katına çıkartmalıyız. Bu hıza ulaşmanın yollarını başka bir zamana erteleyerek dikkatinizi merminin boyutları konusuna çekmek istiyorum. Siz de biliyorsunuz ki artık söz konusu olan en fazla yarım tonluk bir mermi değil!”

      “Neden olmasın?” diye sordu binbaşı.

      “Çünkü merminin…” diye cevapladı J. T. Maston, “Ay halkının -tabii öyle bir halk varsa- dikkatini çekecek büyüklükte olması gerek.”

      “Evet.” diye devam etti Barbicane, “Daha da önemlisi var.”

      “Neyi kastediyorsunuz?” diye sordu binbaşı.

      “Şunu kastediyorum; bir mermiyi sadece fırlatmak yetmez, hedefe ulaşana kadar izlediği yolu da takip etmeliyiz.”

      “Nasıl?” diye hayretle bağırdı binbaşı ve general.

      “Bunu kesinlikle yapmalıyız.” dedi Barbicane, “Aksi takdirde girişimimiz bir sonuca ulaşmaz.”

      “Ama o zaman…” diye söz aldı binbaşı, “Bu merminin inanılmaz boyutlarda olması icap eder.”

      “Hayır, beni bir dinleyin. Gözlem cihazlarının çok iyi bir seviyeye geldiğini hepimiz biliyoruz. Bazı aletlerle nesneleri 6.000 kat büyütebiliyoruz ve Ay’ı kırk millik bir mesafeye kadar yaklaştırabiliyoruz. Bir kenarı altmış fit olan bir nesne o uzaklıktan iyice görülebilir. Teleskoplarının gücünün arttırılmamasının sebebi, güç arttıkça ışığın azalmasıdır. Yansıtıcı bir aynadan başka bir şey olmayan Ay da daha uzaktaki nesneleri seçebilmemiz için gerekli ışığı sağlayamaz.”

      “Peki o zaman, ne yapmayı önerirsiniz?” diye sordu general, “Altmış fit çapında bir mermi mi yapacaksınız?”

      “Pek sayılmaz.”

      “Ay’ın parlaklığını arttıracaksınız o zaman.”

      “Kesinlikle öyle.”

      “İşte bu biraz fazla!” diye bağırdı J. T. Maston.

      “Fakat çok kolay!” dedi Barbicane, “Eğer Ay ışığının içinden geçmesi gerektiği atmosfer tabakasını inceltebilirsem o ışığı yoğunlaştırmış olmaz mıyım?”

      “Tabii ki.”

      “Tamam öyleyse. Bu sonuca ulaşmak için de yüksek bir dağa bir teleskop yerleştirmek yeterli olacaktır. İşte bizim yapacağımız şey de bu!”

      “Pes ediyorum! İşleri öylesine basitleştiriyorsunuz ki… Peki bu şekilde ne kadarlık bir büyütme amaçlıyorsunuz?”

      “Kırk sekiz katlık bir büyütme, böylelikle Ay beş millik bir mesafeye kadar yaklaşmış olacak. Nesneleri görebilmemiz için dokuz fit çapında olmaları yeterli.”

      “Peki öyleyse!” diye haykırdı J. T. Maston, “Bizim mermimizin dokuz fit çapında olması da yeterli.”

      “Kesinlikle öyle.”

      “Ama şunu eklememe izin verin.” diye araya girdi Binbaşı Elphinstone, “Bu öyle bir ağırlık eder ki…”

      “Sevgili binbaşı…” diye cevapladı Barbicane, “Ağırlığını tartışmadan önce, izin verin de atalarımızın bu konudaki bazı başarılarından bahsedeyim size. Topçuluk biliminin gelişmediğini söylemiyorum ama şunu da kabul etmek gerekir ki Orta Çağ’da çok daha şaşırtıcı sonuçlar elde edilmiştir. Hatta ifade etme cesaretini göstereceğim; bizimkilerden çok daha şaşırtıcı sonuçlar…”

      “Bak sen!” dedi Morgan.

      “İspatlayın bu söylediklerinizi!” diye bağırdı J. T. Maston.

      “Çok kolay bu.” dedi Barbicane, “Bunu destekleyecek iki örnek var elimde. Mesela 1453’te İstanbul’un II. Mehmet tarafından kuşatıldığı esnada, 1.900 libre gelen gülleler kullanılmıştı; herhâlde büyüklükleri de ona göreydi.”

      “Vay vay!..” dedi binbaşı, “1.900 libre büyük rakam!”

      “Malta’da, St. Elmo Kalesi’nde Malta şövalyelerinin zamanında, 2.500 librelik mermiler atan bir top vardı.”

      “İnanılmaz!”

      “Son olarak, bir Fransız tarihçiye göre, XI. Louis döneminde bir havan topu varmış ki attığı güllelerin ağırlığı 500 libreden fazla değilmiş fakat Bastille’den -deliler, akıllıları oraya kapatıyordu- atılan gülle -akıllılar da delileri oraya kapatıyordu- Charenton’a düşermiş.”

      Malta’da, şövalyeler zamanında kullanılan top

      “Mükemmel!” dedi J. T. Maston.

      “Özetlersek Armstrong silahları 5.000 librelik gülle atıyor ve Rodman silahları ise yarım tonluk! Yani toplarımızın menzili arttıkça, ağırlıklarından kaybetmişler gibi görünüyor. İşte araştırmalarımızı bu yönde yoğunlaştırırsak, Mehmet’in veya Malta Şövalyeleri’nin mermilerinden on kat daha ağır mermilere ulaşabiliriz.”

      “Şüphesiz.” diye cevapladı binbaşı, “Fakat hangi metali kullanmayı düşünüyorsunuz?”

      “Bildiğimiz dökme demir.” dedi General Morgan.

      “Yok ya! Dökme ha!” diye bağırdı J. T. Maston hor görürcesine, “Ay’a gönderdiğimiz mermiye dökme demir yaraşır mı!”

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Tam çevirisi “Top Kulübü”dür. (ç.n.)

      2

      İngiltere’de iç savaş esnasında, krala karşı Parlamentoyu destekleyen kişilere verilen ad. Kral yanlılarının aksine saçlarını kısa kestiren püritenlerle alay etmek için ortaya çıkmıştır. Toparlak Kafalı, parlamenter kelimesinden daha çok akılda kalır olduğundan bu şekilde anılmışlardır. (ç.n.)

      3

      Sert bir içki türü. (ç.n.)

      4

      Tuvaz: Eski bir uzunluk ölçüsü birimi. 1968 m. (ç.n.)