hemen yola koyulduk. İkimizin de konuşacak hâli yoktu.
Neden sonra, “Kızın adını bile sormak aklımıza gelmedi.” dedim.
Batı, “Fırsat vermedi ki!..” diye karşılık verdi. “Pek öyle arkadaş canlısı birine benzemiyordu. Kim bilir belki de hiç arkadaşı olmamıştır. Yalnız insanlar, huysuz olurlar!”
Batı’nın da benimle aynı fikirde olmasına memnun oldum. Demek ki kızı geçimsiz bulan bir tek ben değildim.
Çörek Hanım’ın evinin kapısının önünde nalburun minik kamyonetini görünce, “Valizim geldi!” diye sevinçle bağırdım. Adımlarımızı hızlandırdık.
Tam kapının önünde nalburla karşılaştık. Ben adama teşekkür ederken, Batı nalburun kamyonetiyle orada olmasını fırsat bildi; bisikletinin lastiğini gösterdi.
Nalbur düşünceli bir tavırla alnını sıvazladı. “Dükkânı kapatmıştım…” dedi. Ardından Batı’nın yüzünün hafifçe asıldığını görünce, “Ama seni patlak lastikle bırakmam doğru olmaz, değil mi?” diye ekledi. “Hadi, senin külüstürü kamyonete yükleyelim.”
Kamyonet bahçeyi ardında bırakırken, kucağımda Pufi’yle eve daldım. Köpeğimin hâlini fark eden Çörek Hanım, “Birinin iyi bir banyoya ihtiyacı var.” diyerek güldü.
Pufi, “banyo” lafından hiç hoşlanmamıştı. Huysuzca havladı. “Bugün başka huysuzca davranışlar görmek istemiyorum!” diyerek söylendim. Çünkü o kızın ses tonu hâlâ kulaklarımda çınlıyordu.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.