Savas Bozbel

Ah Şu Biz Türkler!


Скачать книгу

      Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı: "Herhalde bize bu otlağı terk etmek düşüyor" demiş aslanlardan birisi...

      "Evet" diye tasdik etmiş diğerleri...

      "Nereye gideriz" diye düşünürlerken, "Bir dakika" diye bir ses duymuşlar gerilerden... Herkes dönüp bakmış sesin geldiği tarafa... Sürünün en çelimsiz, ama kurnaz mı kurnaz bir ferdi olan topal aslanmış söze atılan...

      "Hayır" demiş, "Hiçbir yere gitmiyoruz... Siz bana bırakın, ben hallederim bu işi..." İnanmamış kimse ona ama "Haydi bir şans verelim ne çıkar" diye düşünmüşler...

      Topal aslan elinde beyaz bayrak gitmiş öküzlerin yanına...

      Öküzlerin lideri olan boz öküz sormuş ne istediğini...

      Topal aslan; "Saygıdeğer öküz efendiler" diye başlamış lafa:

      "Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik... Evet size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki sarı öküz yüzünden... Onun rengi gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor... Onu gördüğümüzde ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz... Bunların hepsi sarı öküzün suçu... Verin onu bize, siz kurtulun biz de barış içinde yaşayalım!.."

      Boz öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş... Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife... Bir tek yaşlı benekli öküz "Olmaz" demiş ama kimseye dinletememiş sözünü...

      Zavallı sarı öküz teslim edilmiş aslanlara... Diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki!.. Bütün sürünün selameti için bir öküz... Gerekliymiş bu...

      Gerçekten de günlerce sürüye saldıran olmamış... Huzur içinde geçer olmuş günleri... Ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki? Hele öküz etinin tadını aldıktan sonra...

      "Acıktık" demişler bir gün..

      Topal aslan boz öküzün yanına giderek "Selam" diye girmiş söze:

      "Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz... Yalnız buraya bunu söylemek için gelmedim... Büyük bir problemimiz var!.."

      "Nedir?" demiş boz öküz merakla...

      "Şu sizin uzun kuyruklu öküz" demiş topal aslan ve devam etmiş:

      "Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor... O kuyruğu salladıkça bizim de aklımız başımızdan gidiyor... Gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz... Gelin verin onu bize bu mevzuu burada kapatalım... Eskisi gibi barış ve huzur içinde iki taraf da hayatını sürdürsün..."

      Boz öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla... Yine sadece benekli öküz olmuş karşı çıkan... Hepsi de "Verelim gitsin" demişler... İstişare daha da kısa sürmüş bu defa... Dışlamışlar uzun kuyruğu sürüden... Saatler sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara...

      Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar... Her geçen gün daha da semirmiş aslanlar, alabildiğince güçlenmişler... Öküzlerse her geçen gün daha da zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler...

      Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyorlarmış... Artık bir sebep bile söyleme gereği duymuyorlarmış; "Verin bize bu öküzü sonra karışmayız" derlermiş sadece...

      Zavallı öküzlerin "Hayır" diyebilecek güçleri kalmamış... Hepsi birer birer can veriyorlarmış aslanların pençesinde... Boz öküz de aralarında olmak üzere birkaçı kalmış en sona....

      Bir gün kalanlar bir araya toplanıp durum değerlendirmesi yapmışlar...

      Öküzlerden biri:

      "Ne oldu bize, oysa ne kadar da güçlüydük aslanlara karşı... Bu savaşı ne zaman kaybettik?" diye sormuş ortaya...

      "Biz bu kavgayı " demiş boz öküz, gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek;

      "Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik!!!

      Mühendis dediğin....

      - Yahu sen inşaat mühendisiydin di mi?

      - Evet??

      - Baksana bu bina yıkılır mi?

      - Ne bileyim ben, bir sürü testi var bu işin öyle karpuza vurur gibi anlaşılmaz bu işler!

      - Ne biçim mühendissin lan sen?

      ***

      - Bölüm ne?

      - Makine mühendisliği

      - Kaç tane kız var lan sizde ??

      ***

      - Ne çıkacan mezun olunca?

      - Gemi inşaat mühendisi.

      - Ha, kaptan felan yani.

      - Yok ebe olacaz.

      ***

      - Mesleğin ne evladım?

      - Kimya mühendisiyim amca.

      - Sabun, şampuan felan...

      - Yok amca öyle değil; daha bi zor.

      ***

      - Abi senin bölüm bilgisayardı di mi?

      - Evet?

      - Ya 6 haneli icq numarası nası alıyoruz? Öğretmişlerdir size....

      - Tabi tabi. Okulda ders var ICQ 101 diye ama öğretmediler, bilmiyorum.

      -Ne mühendisisin?

      -Endüstri mühendisi

      -Ne endüstrisi?

      ***

      Arkeoloji bölümünde okuyan bir kişi tarafından, bilgisayar mühendisliğinde okuyan bir kişiye yöneltilmiş soru:

      - Abi sen bilgisayar mühendisliğinde okuyordun dimi?

      - Evet.

      - Size hackerlik yapmayı öğretiyorlar mı, böyle bir ders var mı?

      - Lan, siz de tarihi eser kaçakçılığı diye bir ders var mı?

      ***

      - Abi nerde okuyodun sen?

      - Makine mühendisliği

      - 4 yıllık mı?

      - Ne mühendisisin?

      - Bilgisayar

      - Bu bilgisayarlar nasıl çalışıyorlar kuzum?

      - İçlerinde elektronik devreler var, ikili mantığa göre...

      - ??!

      - Boş ver, sen tak fişi çalışır onlar..

      ***

      - Ne mühendisisin?

      - Bilgisayar

      - Yav bizim oğlana şöyle iyi bişey, oyunlu falan, toplasak kaça çıkar?

      ***

      - Bilgisayar mühendisliğini kazandığına göre çok zeki olmalısın.

      - Yok ya o kadar değil

      - Salak mısın yani?

      ***

      - Emre aslanım sen makine mühendisiydin de mi?

      - Evet Mahmut amca.

      - Vallahi tebrik ederim seni.. Ya bu arada bizim şofben bozuldu, müsait olduğun bi zaman diyodum.

      ***