Mark Daniels

Bir nefeste dünya mitolojisi


Скачать книгу

görür. Bunların arasında kendi oğlu da sanki bir duvar süsü gibi tavandan asılı durmaktadır. Rua büyük bir öfkeye kapılıp Tangaroa’yı öldürmeye karar verir fakat yaşlı bir kahya olan Hine-matikotai ona eve girip tüm çatlak ve aralıkları, içeri ışık giremeyecek şekilde tıkamasını önerir. Rua eve girdiğinde evde daha da fazla oyma olduğunu fark eder, bunlar evin dışındaki oymaların aksine birbiriyle konuşur gibi durmaktadır. Rua bu oymalardan yardım ister ve onlar da planı uygulamaya razı gelirler.

Mürekkeple Yazılı

      Maori ahşap oymalarının incelikli, özel tasarımları bugün tüm dünyada “kabile” dövmelerde yaşatılmaktadır.

      Ertesi sabah ortalık derin bir sessizliğe gömülüdür. Tangaroa, oğlu, torunu ve diğer tüm balıklar uyanmaya çalışırlar ama nafiledir, çünkü her seferinde karanlık onları tatlı bir uykuyla kandırır. Rua’nın intikamı için koşullar hazırdır. Tangaroa’nın evinin önünde bekleyen Rua, evi ateşe verir. Alevler içindeki binadan Kanae (tekir balığı) ve Maroro (uçan balık) gibi kaçanlar olur, fakat balıkların çoğu evin içinde can verir. Rua da felaketten kaçmayı başaranlar arasındadır. Dışarıdaki oymaların bir kısmını alır ve bu ‘dilsiz’ sanatı insanlığa getirir.

      Ahşaptaki incelikli desenlerin balık pullarından esinlendiği rivayet edilir. Bu durum Tangaroa’nın onlarla özdeşleştirilmesini açıklayabilir. Rua’nın oğlunun öldürülmesinin anısına, Maori’deki evlerin çatısında dışarıdan girmek isteyenlere karşı bir koruma olarak gargoyle1 tarzında (tekoteko olarak adlandırılan) bir erkek çocuk bulundurulur.

      Tumatauenga (Savaş Tanrısı)

      Tumatauenga, Rangi ve Papa’nın evlatları arasında en kavgacı olandır. Annesiyle babasını ayırmak ve dünyayı ışığa kavuşturmak için onları öldürmek ister. Kardeşi Tane-mahuta’nın daha akla yatkın planı kabul edilse de Tumatauenga’nın kavgacı konuşmaları son bulmaz.

      Kardeşlerinin davranışlarına karşılık Tumatauenga, kuşları (kardeşi Tane-mahuta’nın çocukları) yakalamak için kapanlar; balıkları (kardeşi Tangaroa’nın çocukları) yakalamak için ağlar; ekinleri (kardeşi tarım tanrısı Rongo’nun meyveleri) biçecek aletler yaratır. Bu sayede Maoriler rahatlıkla -her ne kadar bu hayvanlar tanrıların çocukları da olsa- et, balık ve sebze yiyebilirler. Tumatauenga’nın kendisine boyun eğdiremediği tek kardeşi rüzgar tanrısı Tawhirimatea’dır. Tawhirimatea, kötü havalarla huysuzluğunu göstermeye bugüne kadar devam etmiştir.

      Tumatauenga çok itibarlı ve önemli bir tanrıdır, çünkü insanların ekin ekip balık yiyerek toprak ve denizden yararlanabilmesine imkan sağlamıştır.

      Maui-Tikitiki (Yarı Tanrı)

      Rangi, Papa ve onların nevi şahıslarına münhasır evlatlarından kuşaklar sonra, pek çok kahramanlığı anlatılan Maui adında bir Yarı Tanrı dünyaya gelir. Bu Yarı Tanrı, henüz küçük bir çocukken ağabeylerinin kanoyla balık avlamaya gidip sepet dolusu balıkla dönmelerini kıskançlıkla izler. Her gün onlarla gitmek için yalvarsa da reddedilir, yaşının küçüklüğü ve boyu alay konusu olur. Maui bu alaylara pabuç bırakmamak için oturup (karakia adında) geleneksel bir Maori büyüsünü kullanarak oltasına olağanüstü bir kuvvet bahşedilmesi için gizlice dua etmeye koyulur.

      Birgün Maui, ağabeyleri denize açılmadan önce kanoya gizlenir. Kıyıdan iyice uzaklaştıklarında ortaya çıkıp onları şaşırtır ve o yanlarındayken her zamankinden daha fazla balık tutacaklarına söz verir. Ağabeyleri oltalarını denize atınca karakia’sını tekrar eder ve küçük kano kısa sürede balıkla dolar. Sonra sıra Maui’ye gelir. Ninesinin çene kemiğinden yapılmış sihirli çengelde yem olarak kendi kanını kullanır ve dualar okuyarak oltayı Tangaroa’nın dünyasının derinliklerine fırlatır. Olta ipi gerildiğinde, Maui’nin gerçekten büyük bir av yakaladığı belli olur. Güçlü balık kanolarını bir o tarafa bir bu tarafa sürüklemekte, Maui’nin ağabeyleri ipi kesmesi için ona yalvarmaktadır. Fakat Maui oltasına sıkıca yapışır ve ancak “devasa bir balık” olarak tanımlanabilecek avını çeker.

      Ağabeyleri balığın başında beklerken, Maui Hawaiki’deki halkına gidip (Maori halkının mitsel vatanı, Hawaii ile aynı kelime kökünden gelmektedir) balığı eve taşımak için yardım ister. Fakat kanoya geri döndüklerinde Maui ve yardıma gelenler açgözlü ağabeylerin balığı doğrayıp bazı parçalarını kendilerine ayırdıklarını görürler. Neyse ki balık öyle büyüktür ki Hawaiki’deki tüm insanlar ve hayvanlar içine sığabilirler. Büyük balık, Aotearoa’nın Kuzey Adası (Yeni Zelanda) olur, dağlar ve vadiler de ağabeylerin balığı açgözlülükten parçaladıklarının kanıtıdır. Maui’nin kanosu ise ülkenin Güney Adası olur ve buraya insanlar yerleşir. Bugün bile Maoriler Yeni Zelanda’nın Kuzey Adası için Te Ika-a-Maui (‘Maui’nin balığı’) ve Güney Adası için Te Waka-a-Maui (‘Maui’nin kanosu’) adını kullanır.

      Hine-Nui-Te-Po (Ölüm Tanrıçası)

      Hine-nui-te-po, Tane-mahuta’nın (orman tanrısı olan) kızıdır fakat tanrı onu karısı olarak da alır. Tane-mahuta’nın babası olduğunu öğrendiğinde Hine-nui-te-po utanç içinde yeraltına kaçar ve oranın hükümdarı olur.

      Maui, Güneş’in rotasını yavaşlatarak ışığın bütün gün sürmesini sağlamak gibi birçok başarısına rağmen, vaftiz gününde babası onu lanetlediği için er geç öleceğinin bilinciyle yaşamaktadır. Böyle saçmalıkların gözünü korkutmasına izin vermeyerek Hine-nui-te-po’yu ziyaret edip, kendisine ölümsüzlük bahşetmesi için onu kandırmaya karar verir.

      Maui, bu ziyaretin öncesinde, kendisine eşlik etmek üzere farklı kuşlardan bir sürü oluşturur. Daha sonra, batı yönünde ufukta kızıl bir parıltı olarak seçilebilen tanrıçayı görmek için yollara düşer. Etkileyici bir varlık olan Hine-nui-te-po’nun saçları yosuna, ağzı bir baraküda balığına benzemektedir, kırmızı parlak taşlardan gözleri vardır. Maui ve ona eşlik eden kuşlar onu bulduklarında tanrıça uyuklar vaziyettedir, bacakları birbirinden ayrıktır ve bacaklarının arasından keskin volkanik cam ve kaya parçaları seçilebilmektedir. Burası, yeraltı dünyasının girişidir.

      Maui giysilerini nazikçe çıkarır, incelikli balık pulu desenli Maori dövmeleri ortaya çıkar ve Hine-nui-tepo’nun bacaklarının arasından tüm bedeniyle girer. Arkadaşlarına tanrıçanın ağzından çıkana kadar çıt çıkarmamalarını söylemiş olmasına rağmen bu manzara kuşlardan birine fazlasıyla gülünç gelir ve küçük kuş kahkahalı bir cıvıltı koyverir.

      Hine-tui-te-po uyanır ve Maui’yi jilet keskinliğindeki vajinasıyla ikiye ayırır; Maui, yaşayanlar arasında ilk ölen olur. Maui’nin yaptıkları yüzünden tüm Maoriler ölümü tecrübe etmelidir.

      2. BÖLÜM

      Sümer Mitolojisi

      Sümerler Kimlerdi?

      Eski Mezopotamya, günümüz sınırlarıyla karşılaştırılarak gösteriliyor.

      Sümerler, Güney Mezopotamya’daki Sümer’de M.Ö. yaklaşık 4000’den itibaren yaşamış köklü