Okakura Kakuzo

Çay ve zen


Скачать книгу

çok şekerli ve nane ile kokulandırılarak servis

      Asya kültürünün belirgin etkisi altındaki Rusya da büyük çay tüketicileri arasındadır. Bu etkinin en belirgin örneği ise çay içiminde kullanılan semaver tarzı Tibet demliğidir. Koyu Hint çayı ve siyah Çin çayı genellikle bitki ve meyve çaylarıyla karıştırılarak kullanılır.

      6

      Japon Çay Seremonisi

Cha-no-yu – Chado – Sado

      “Çay Yolu” olarak da bilinen bu seremoni, yeşil çayı toz haline getiren “matcha”nın seremonik sunumu ve hazırlanışını içeren Japon kültüründeki bir etkinliktir. Japonya’da chanoyu ya da sadō, chadō olarak da isimlendirilir. Çay seremonisinin deneyimlendiği durum ya da onun sunulduğu sanat “otemae” olarak bilinir. Çay seremonisinin gelişmesinde Zen Budizmi’nin çok büyük bir etkisi vardır.

      Cha-no-yu’nun sözcük anlamı “çay için sıcak su”dur. Asıl kastedilen ise Japon çay seremonisidir. Geleneksel Japon kültürünün temsilcilerinden birinin cha-no-yu olduğu, chano-yu’nun özellikleri kavranmadan Japon kültürünün anlaşılamayacağı iddia edilmektedir.

      Cha-no-yu’nun Japonya’ya yayılması açısından en elverişli ortam, Japonya’nın dış dünyaya kapandığı 17. yüzyıla denk gelir.

      Cha-no-yu, Zen Budizmi’nin etkisi ile yeşil çay tozunun bazı geleneksel kurallar bütünü içinde hazırlanıp çay halinde servis edilip, bu çayın içilmesinden ibarettir. Sadō ve chadō ise “çay yolu/sanatı” demektir.

      Japon Çay Seremonisi – Toshikata Mizuno

      Cha-no-yu (Çay seremonisi) ya da Sadô (Çay yolu) Çin’den Japonya’ya geçmiştir ve 16. yüzyılda Zen ruhu temel alınarak Usta Sen-no-Rukyu tarafından mükemmel haline getirilmiştir.

      13. yüzyılda Zen ustası Dogen Zenji Çhado’nun amacını şöyle özetler:

      “Aklı boşaltmanın yolu kendini unutmaktır.

      Kendini unutmanın yolu dünyayı uyandırmaktır.

      Dünyadaki her şeyi uyandırmanın yolu aydınlanmış olmaktır.”

Chado Felsefesi

      Çay seremonisinin altında yatan felsefe Zen Budizmi’nden evrilmiştir. Zen, Çince cha’nın karşılığıdır ki o da anlamı derin ruhani kavrayışa götüren meditasyon anlamındaki Sanskritçe dhyana kelimesinin eş anlamlısıdır. Hem çay hem de Zen bedeni ve aklı sıkı bir ruhani disipline dönüşecek potansiyele sahip bir farkındalığa ulaştırmak üzere eğitmeye vurgu yapar.

      Çay Seremonisi Tarihi

      Japonya’daki çayla ilgili ilk kayıt, 9. yüzyılda, Çin’den dönen Budist rahip Eichū’dan kalmıştır. Nihon Kōki’nin girişinde belirtildiğine göre Eichū, kişisel olarak sencha’yı (Japon yeşil çayı) hazırlamış ve 815 yılında, Karasaki gezisinde olan İmparator Saga’ya sunmuştur. 816’da, imparatorluk emriyle çay bitkisi, Japonya’nın Kinki bölgesinde ekilmeye başlanmıştır.

      Eichū’nun zamanında Çin’de popüler olan çay şekli, kabuklu çaydır. (dancha) Bu tarz çay, çayın havanda öğütülüp bitkilerle ve tat veren şeylerle karıştırılmasıyla elde edilir.

      Çay içme geleneği ilk olarak tıp alanında kullanılmış, insanların hoşuna gitmeye başlayınca da Çin’in her tarafına yayılmıştır. 9. yüzyılın başlarında, Çinli yazar Lu Yu, Çay Klasikleri kitabını yazmıştır. Bu kitap, çayın tarımına ve hazırlanmasına odaklanan bir eserdir. Lu Yu, başta Zen-Chan Okulu olmak üzere Budizm’den çok etkilenmiştir. Onun düşünceleri Japon Çay Seremonisi’nin gelişmesinde güçlü bir etki yapmıştır.

      12. yüzyılın sonlarındaki çay hazırlama tarzına tencha denir. Bu tarz çay, toz haline getirilmiş matcha’nın bir kaseye konması, üzerine sıcak su eklenmesi ve çayla sıcak suyun birlikte karıştırılmasıyla elde edilir. Bu yöntem Japonlara, Çin’den dönen diğer bir rahip olan Eisai tarafından tanıtılmıştır. Eisai, Japonya’ya dönerken yanında çay üretebileceği en iyi kalitedeki çay tohumlarını getirmiştir.

      Toz haline getirilmiş yeşil çay, ilk olarak Budist manastırlarındaki dini ritüellerde kullanıldı. 13. yüzyılda Kamakura Shogunate yönetimi sırasında çay ve lüks mallar savaşçılar arasında bir tür statü sembolü oldu. Bu durum, “Çay Tatma Partileri”ni doğurdu. Bu partilerde en iyi kalitedeki çayı (Eisai’nin Çin’den getirdiği tohumlardan elde edilen ve Kyoto’da ekilen) tahmin edebilen yarışmacılar çok büyük ödüller kazanabilirlerdi.

      Japon tarihindeki diğer önemli dönemlerden birisi Muromachi Dönemi’ydi. Bu dönem, Kitayama kültürünün (Ki-tayama bunka) yükselişe geçtiği dönemdi. Kitayama kültürü, Ashikaga Yoshimitsu’nun ve onun yaşadığı Kyoto’nun kuzey tepelerinin (Kinkakuji) görkemli kültürel dünyasının etrafında şekillenmişti. Muromachi Dönemi’nin sonraki aşamasında ise Higashiyama kültürü yükselişe geçti. Bu kültür de Ashikaga Yoshimitsu’nun ve onun inzivaya çekildiği Kyoto’nun doğu tepelerinin zarif kültürü etrafında şekillenmişti. Bu dönem, bizim bugün Japon geleneksel kültürü olarak bildiğimiz kültürün tohumlarının atıldığı dönemdir.

Wabi Sabi

      Wabi: Sadeliğin işlenmesi, sükunet, ve süsün olmayışı

      Sabi: Eski, solmuş ve mükemmel olmayanı kutsayış

      Japon Çay Seremonisi, dönüşüp değişebilen bir pratik olarak gelişti ve kendi estetiğini yavaş yavaş oluşturmaya başladı. Bilhassa “wabi” ve “sabi” prensiplerinde bunu rahatlıkla görebiliriz. “Wabi”, içi ya da ruhu ve insan yaşamının deneyimlerini temsil eden bir ifadedir. Onun asıl anlamı, sakinliğe ya da ağır başlılığa, kibarlığa ya da asimetri, kusurluluk, derinlik, doğallık, sadelik, itidal, tevazu ile tanımlanan tadı kontrol altına alma işlemine işaret eder. Ayrıca sade ve süssüz nesneleri, mimariyi vurgular. Zamanın ve ilginin maddeye kattığı yıllanmış güzelliği över. “Sabi” ise dışı ya da hayatın maddi yönünü temsil eder. Aslında o, eskimiş, yıpranmış, çürümüş anlamlarına gelir. Kusurluluğu kapsama, bizim şimdi ve burada sadece biz olan kaba benliğimize değer verdiği için sağlıklı bir hatırlatıcı olarak onurlandırılırken, özellikle soylular arasında boşluğu anlama, ruhsal uyanışın en etkili aracı olarak görülür. – (“satori” ya da aydınlanmanın ilk adımı)

      Muromachi dönemindeki 71 Şiir Yarışması’nın (Shichiju-ichiban shokunin utaawase) 24. sünde, açık alandaki bir çay evini (matcha) ve özü (senjimonouri ) satan bir seyyar satıcıyı gösteren resim. Tokyo Ulusal Müzesi’ndeki nüshası 1846 yılında çoğaltıldı. Ippuku issen’in keşiş giysisi, matcha kültürü, çay seremonisi ve Budizm arasındaki ilişkiyi betimler.

Çay Seremonisi Prensipleri: Wa, Kei, Sei, Jaku

      Japon Çay Seremonisi ya da anlamı “çay için sıcak su” olan cha-no-yu, ayrıntılı bir ritüelden çok daha fazlasıdır. Cha-noyu kişiyi bir an için güzelin, sükunetin ve başkalarına nezaketin ruhunu hissetmeye götüren bir dinlenmedir. Seremoni herhangi bir yerde yapılabilir, evde ya da çay evinde.

      Rikyu, rüyasında,