gibi yazmalı; kendini, gelecek nesillerin düşünce ve tavırlarına öncülük eden zaman ve mekânüstü bir varlık olarak görmelidir.
Üstelik şairin işi bununla da kalmaz. O, birçok dili ve bilimi öğrenmek zorundadır. Üslubunu düşüncelerine layık hale getirebilmek için aralıksız çalışarak kendini, konuşma sanatının her bir inceliğine ve uyumun zarafetine alıştırmalıdır.”
11. Bölüm
Imlac Anlatmaya Devam Ediyor: Hacla İlgili Bir Tavsiye
Imlac hararetli bir şekilde mesleğini yüceltmeye devam ediyordu ki Prens, “Yeter!” diye haykırdı, “Beni hiçbir insanın şair olamayacağına ikna ettin. Şimdi öyküne devam et.”
Imlac “Şair olmak,” dedi, “gerçekten de çok zordur.” Prens “Öyle zor ki,” diye karşılık verdi; “ben şu an onun çektiği tek bir sıkıntıyı dahi duymak istemiyorum. Bana İran’ı gördükten sonra nereye gittiğini anlat.”
Şair “İran’dan Suriye’ye geçtim,” dedi. “Üç yıl Filistin’de kaldım ve burada Avrupa’nın kuzey ve batı uluslarından çok sayıda insanla sohbet ettim. Bu uluslar bugün dünyanın tüm gücüne ve bilgisine sahiptir. Karşı konulamaz orduları ve dünyanın en uzak kesimlerini yöneten donanmaları vardır. Bu adamları bizim krallığımızın vatandaşları ve etrafımızdaki uluslarla karşılaştırdığımda neredeyse başka bir yaşam formu gibi görüyorum. Onların ülkelerinde elde edilemeyecek bir şey istemek çok zordur. Adını hiç duymadığımız binlerce sanat, onların rahatı ve memnuniyeti için durmaksızın icra edilir. Yaşadıkları iklimin onları mahrum bıraktığı her türlü şeyi ticaretle temin ederler.”
Prens, “Nasıl oluyor da Avrupalılar bu denli güçlü?” dedi. “Neden onlar Asya ve Afrika’ya ticaret ya da fetih için kolayca gelebilirken Asyalı ve Afrikalılar aynı yolları kullanıp onların sahillerini işgal edemiyor, limanlarına koloniler kurmuyor ve yönetimi kendi prenslerine vermiyorlar? Onları geri götüren rüzgâr bizi de oraya taşıyamaz mı?”
Imlac, “Efendim, onlar daha güçlü çünkü bizden daha bilgililer,” dedi. “Bilgi her zaman cehaletten üstündür, insanın diğer tüm hayvanları yönetmesinin sebebi budur. Ama onların bilgisinin neden bizden daha fazla olduğunu Tanrı’nın sual olunmaz takdiri olarak açıklamaktan başka çarem yok.”
Prens iç çekerek, “Ben ne zaman Filistin’i ziyaret edip ulusların bu şanlı kavşağına katılabileceğim,” dedi. “O mutlu an gelene kadar zamanımı senin bana sunabileceğin tasvirlerle doldurmak isterim. Onca insanı tek bir yerde birleştiren gücün ne olduğunu bilmiyor değilim; ama orayı her diyardan en iyi ve en bilge insanların sık sık ziyaret etmesi gereken bir bilgelik ve din merkezi yapan nedir anlayamıyorum.”
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.