Rönesans döneminde İtalyanlar zamanın en önde gelenleriydi.
• 1450’li yıllarda İtalyan mimar Leon Battista Alberti (1404-1472), rüzgâr hızını ölçebilen ilk anemometreyi icat etti.
• 1592 yılında Galileo Galilei (1564-1642), ilk termometreyi icat etti.
• 1643 yılında, adından dolayı kadın sanılan ama aslında bir erkek olan Evangelista Torricelli (1608-1647), atmosferik basıncı ölçebilen cıvalı barometreyi icat etti.
Eğitim almamış veya bilimsel deney yapmak için ne kaynağı ne de boş zamanı olan sıradan insanlar, eski zamanlarda hava durumu tahmini yapmak için doğayı çok dikkatli bir biçimde gözlemlerlerdi. Bununla birlikte, hava durumu ile ilgili eski zamana ait bilgiler şekillenmeye başladı. İşte birkaç örnek:
Eğer,
• çiçekler kapanıyorsa,
• inekler yerde yatıyorsa,
• ayın etrafında buluttan bir çember varsa,
• kırlangıçlar alçaktan uçuyorsa (eğer yüksekten uçuyorlarsa bu, rüzgârın hafif olduğunu gösterir) bu, havanın yağmurlu ve fırtınalı olacağını gösteriyordu.
Eğer,
• saat sabah yediden önce yağmur yağıyorsa,
• sabahları hava sisli oluyorsa günün güzel geçeceği düşünülüyordu.
Eğer,
• sincaplar fazla miktarda fındık depolamışlarsa,
• sincapların kuyrukları gürse, ağaçlarda çok miktarda meyve varsa,
• Temmuz ayında karınca yuvalarının normalden daha yüksek yapıldığı görülürse,
• eşek arılarının kovanları yükseklerdeyse,
• Kasım ayı sıcak geçiyorsa (Kasım ayının bir kış ayı olduğu kuzey yarımküre için geçerlidir) bu, kışın çetin geçeceğinin bir göstergesiydi.
Hava durumuyla ilgili anlatılan tüm hikâyeler aslında birer batıl inançtan ibaret değildir. “Günbatımının kızıllığı çobanın keyfidir, gün doğumun kızıllığı çobana bir uyarıdır,” (Amerikan versiyonunda “çoban” yerine “denizci” denir) diye ünlü bir deyim olmasının aslında bir dayanağı var. Günbatımında gökyüzünün kızıllığı, atmosferde bulunan çok küçük toz parçacıklarının yansımasıyla oluşur. Bu durum, güzel havalardan önce görülmektedir.
2. Hava Durumunu İzleme: Meteoroloji
Çoğu insan için havanın nasıl olacağını bilmenin, işe giderken şemsiye alıp almamaya ya da hafta sonu piknik veya mangal yapıp yapmamaya karar vermekten daha fazla bir anlamı yoktur. Fakat çiftçi, pilot ve denizciler gibi diğer insanlar için doğru hava tahminlerinin çok önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Kaos teorisini açıklamak için kullanılan “kelebek etkisi” metaforu, bir meteoroloğun işinin ne kadar karmaşık olduğunu açıkça gösterir. Kelebek etkisine göre, dünyanın bir ucunda kelebeğin kanatlarını çırpması kadar hassas ve görünürde önemsiz bir şey, çok uzakta başka bir kıtada hava durumu şartlarını değiştiren zincirleme bir tepkiyi harekete geçirebilir. Başka bir deyişle tüm bu türbülanslı hava kütlesi, kendi içinde bulunan sonsuz küçük değişimlere karşı o kadar hassastır ki her şey, her şeyi etkileyebilir.
Zavallı meteorologlar… Yine de bu, hava durumu tahmininin neden tam olarak bir bilim dalı olmadığını açıklıyor. Hava sıcaklığı, hava basıncı, atmosferik nem, yağış miktarı ve rüzgârın bir araya gelip birbirleriyle etkileşim içerisinde olmaları, havanın nasıl olacağını belirler. Tüm ölçme araçlarını kullanan, emrinde kayıt ve analitik cihazlar bulunan meteorologlar, beş veya altı gün sonrası için bir hayli doğru tahminler verebilirler. Daha uzun süreli tahminler için yapabileceğimiz en iyi şey ise genel eğilimlerden medet ummaktır.
İngiliz bilim insanı Robert Hooke (1635-1703), çağının ilerisindeydi. Yağışölçer, dümenli barometre ve nemle rüzgâr hızını ölçen cihazlar gibi hava durumu kaydı yapan birçok cihaz icat etti ve bu cihazları geliştirdi. Sis, fırtına ve kasırga gibi hava olaylarının hava basıncındaki değişimlerden dolayı oluştuğu fikrini savundu. Böylece modern meteorolojinin temellerini oluşturan icatları ve fikirleri öne sürdü.
Meteorologların aldıkları verileri kullanmaları çok basit veya son derece karmaşık olabiliyor:
• Buna en açık yaklaşım (oldukça bariz) “süreklilik” yöntemidir. Bu yaklaşım, bugünkü havanın düne benzer bir seyirde olacağı fikrine dayanır. Bu, kulağa çok basit geliyor olabilir. Fakat bu yöntem, oldukça tutarlı hava modelleri olan bölgelerde çok güvenilir bir yöntem haline gelebilir. Belki de bu durum, “tahmin” olarak sayılmasını güçleştiriyor. Her gün hatta saat başı hava durumu değişen ülkelerde bu yöntemin etkili olmayacağı aşikârdır.
• Daha analitik bir yaklaşıma geçecek olursak, “eğilim” yöntemi belli başlı hava özelliklerini inceleme ve kayıt altına almayı ayrıca belirli bir zaman aralığında havanın nasıl değişeceğini tahmin etmek için toplanan verilere dayanarak birçok matematiksel hesaplama yapmayı kapsar. Örneğin sıcak bir hava kütlesi tutarlı bir hızda ilerliyorsa meteorologlar belirli bir zaman sonra o sıcak hava kütlesinin nerede olacağını tahmin edebilirler. Bu yöntem kısa dönem hava tahminlerinde işe yarar.
• En karmaşık seçenek ise özel olarak tasarlanmış süper bilgisayarları içeren bilgisayar analizidir. Bu bilgisayarlardan bazıları saniyede 1,3 trilyon hesaplama yapabilir (hatta bazıları daha da hızlı hesaplama yapabilir). Çok fazla miktarda meteorolojik veri, toplanıp bilgisayarlara aktarılır ve böylece bu bilgisayarlar birtakım matematiksel yöntemlere başvurarak bir hava haritası çıkartırlar. Ne kadar harika gözükse de böyle bir tahmin yöntemi, ancak alınan bilgi kadar iyi olabilir. Eğer verilerde bir eksiklik varsa (dağlar ve okyanuslar gibi ulaşması daha zor bölgelerde toplanan veriler yetersiz olabilir) tahminlerin doğru olma ihtimali düşer.
Hava durumu tahminlerinde bir defa tahmin yapmak yeterli değildir. Süper bilgisayarlar matematiksel hesaplamalarını yaparken aynı zamanda gerekirci öngörü de yaparlar. Gerekirci veya deterministik öngörü, sonucu etkileyebilecek dakikalık değişimlere (kbi) engel olan bir programdır.
Daha doğru tahminler için meteorologlar, “topluluk” öngörüsü diye bilinen yöntemi kullanırlar. Bu yöntemde süper bilgisayar, gerekirci öngörüyü her defasında nispeten daha farklı bir başlangıç noktasını baz alarak birkaç kez yeniden çalıştırır. Bu, farklı tahminlerin ortaya çıkmasını sağlar. Eğer tüm sonuçlar birbirine çok benzer olursa topluluk öngörüsü yöntemi doğru sonucu verecektir. Diğer taraftan eğer sonuçlar birbirinden çok farklı çıkarsa hava tahmincisi, tahminin güvenilirliğinin daha az olduğunu anlar.
“Yağmur duasına başlamadan önce hava durumu tahminlerini okumakta fayda var.”
Hava koşullarını ölçmek için kullanılan bazısı ileri teknoloji ürünü bazısı ise basit olan başlıca cihazlar vardır.
Hava aracı: Teknolojideki gelişmelerle birlikte çok sayıda mürettebat taşıyabilen uçaklar yükseklere uçabiliyor ve yüksek rakımlardaki hava koşullarını doğrudan kayıt altına