hava genişler ve yükselir. Aynı anda hava basıncı düşer. Yani bir alçak basınç bölgesinde hava kütlesi yukarılardadır. Hava yükseldikçe soğur ve içerisindeki buhar yoğunlaşıp bulut haline gelir. Eğer hava durumu programlarında “alçak basınç” dendiğini duyarsanız gri bir gökyüzüne ve yağmura hazırlıklı olun.
• Daha sonra bu sürecin tam tersi yaşanır. Soğuk ve basınçlı hava tekrar aşağı inmeye başlar ve basınç yükselir. Yani bir yüksek basınç bölgesinde hava kütleleri aşağılardadır. Hava aşağı inmeye başladıkça dünyadaki hava sıcaklığı yükselir, genişler ve içerisinde daha çok su tutar. Eğer hava durumu programında “yüksek basınç” kelimesini duyarsanız yağmursuz ve güzel bir gün bekleyebilirsiniz.
Isıtmalı bir odada tavana süs asmak için bir merdivenin tepesinde duruyorsanız havanın yukarıda aşağıdan daha sıcak olduğunu hissedebilirsiniz, çünkü hepimizin bildiği üzere ısınan hava yükselir. Sıcak havanın yükselip çatıdan uçup gitmesini önlemek için yapabileceğiniz en iyi şey çatı yalıtımı yaptırmak olabilir. Atmosferin en alt tabakalarında, sera gazları ve bulutlarda, yalıtım vardır. Ama buradan yukarılara çıkıldıkça sıcaklık düşer. Kuru ve yükselen hava kilometrede 10°C civarında soğurken alçalan hava da aynı oranda ısınır. Bu da yüksek bir dağın tepesinde havanın neden soğuk olduğunu açıklar. İşin içine nemli hava girince yoğunlaşma, soğuma hızını değiştirdiğinden dolayı işler daha karmaşık olabilir.
Gün boyu güneşle ısınan yeryüzü, etrafını saran havayı da ısıtır. Geceleri ise dünya güneşten uzaklaştığı için gün içinde yeryüzünün çektiği bütün sıcaklık atmosfere karışır. Özellikle geceleri gökyüzünde yalıtım etkisi yaratacak bulutlar yoksa bu durumun görülmesi daha muhtemeldir. Gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkının nedeni budur.
Engebeli yollara girme sırası geldi. Fark etmiyor olsanız bile engebeli yerler size hava basıncıyla alakalı bir iki küçük ipucu verir. Karanlık çağlarda yaşıyor ve dünyanın düz olduğuna inanıyor olsanız bile yeryüzünde dağlar ve tepeler olduğunu kabul ederdiniz. Güneş ışınları çıkıntılı ve oluklu yüzeylere vurduğunda yüzeyin her yerine aynı derecede ulaşamaz. Örneğin, bir tepenin güneşli tarafı gölgeli tarafından daha çok ısı alır. Bu da demek oluyor ki yeryüzüyle birlikte hava da eşit olmayan bir biçimde ısınır. Böylece farklı hava basınçlarıyla birlikte yüksek tepe veya sıradağların üzerinde alçaktan uçan yolcular için “engebeli havalar” ortaya çıkar.
Sıcak ve yükselen havanın sarmal sütunlar şeklinde bir araya gelmesi yani sıcak hava cereyanları, engebeli arazilerden yayılan engebeli ısı sonucunda da oluşabilirler. Şahin ve kartal gibi yırtıcı kuşlar bu sıcak hava cereyanlarından yararlanarak uçarlar. Böylece kanatlarını çırpıp enerji harcamak yerine, kanatlarını iki yana açıp havada süzülürler. Planör pilotları da bu doğal olaydan yararlanıyorlar. Sıcak hava cereyanları güneşin ısıtma etkisiyle oluştukları için günün her dakikasında oluşmazlar. Bu yüzden yırtıcı kuşlar sadece güneşli havalarda uçmayı tercih eder; sıcak hava cereyanlarının onların uçmasını sağlayacak kadar güçlü olduğu zamanlarda yani genellikle sabah saat ondan sonra harekete geçerler.
Kara kütlesi, nispeten sabit sıcaklıklarda kalan okyanuslarla kıyaslandığında, güneşin ısısından daha çabuk etkilenir, ısıyı tutar ve kolaylıkla yayabilir. Okyanusların sabit sıcaklıklarda seyretmesi ve kara kütlesinin daha düzensiz oluşu, sıcak hava cereyanlarının denizlerde nadir görülmesine neden olur. (Ayrıca uçakta seyahat eden yolcuların, uçak denizin üzerinde alçaktan uçarken daha rahat bir yolculuk geçirmelerinin nedeni de budur.)
Yunan filozof Aristo’nun hava durumunun nedenleri hakkında kendi fikirleri vardı ve fikirleri gerçeklerden çok da uzak sayılmazdı. Aristo’ya göre güneş, toprak ve suyu ısıttığında bir araya gelerek yağmur ve karı oluşturan “buharları” ve aynı zamanda rüzgârı oluşturan “gazları” üretiyordu. Leonardo da Vinci ise iki tür hava olduğu teorisine bağlı kaldı. Onun teorisine göre, birinci hava türü yani “ateş hava” ateşin yanmasını sağlar ve yaşamı sürdürür; ikinci hava türü “pis hava”nın ise tam tersi etkileri vardır. Oksijen keşfedildiği zaman “ateş hava” kategorisine dahil edilmiştir.
Arkadaşlarınızı ve akşam yemeğinde ağırladığınız misafirlerinizi meteoroloji bilgilerinizle etkilemeye ne dersiniz?
Antisiklon (Yüksek Basınç Merkezi): Belirli bir bölgedeki yüksek basınç merkezine verilen addır. Hava haritalarında YB (yüksek basınç) olarak gösterilir.
Konveksiyon: Havanın yerden ısınarak yükselmesi sürecine verilen addır.
Konverjans: Hava kütlelerinin farklı yönlerden gelerek aynı bölgeye doğru ilerlemesine verilen addır. Aynı bölgeye çok fazla hava kütlesi geldiğinden sadece yukarıya ilerleyebilirler. Böylece gelen hava yukarıda bulunan havayı iter.
Siklon (Alçak Basınç Merkezi): Belirli bir bölgedeki alçak basınç merkezine verilen addır. Hava haritalarında AB (alçak basınç) olarak gösterilir.
İşba (Çiy) Noktası: Soğuk havanın ısındığı ve içerisindeki hava buharının küçük su damlacıkları haline geldiği sıcaklığa verilen addır. Bu anlamda gökyüzünü düşünürsek bulutlar aklımıza gelecektir.
Depresyon (Alçak Basınç Merkezi): Hayır, havadan uzun süre söz ettiğinizde çevrenizdekilerin hissedeceği şeyi kastetmiyoruz. Depresyon aynı zamanda alçak basınç merkezi veya siklonun başka bir adıdır.
İzobar: Hava haritalarında aynı hava basıncına sahip noktaları birleştiren çizgiye verilen addır. (resme bakınız)
Yağış: Havadan aşağı düşen suya verilen süslü bir addır. Bir başka deyişle; yağmur, dolu veya kar…
Sıcak Hava Cereyanı: Sarmallar halinde yükselen sıcak hava kütlesidir. Yırtıcı kuşlara veya sıcak hava cereyanlarının tepesinde oluşan kümülüs bulutlarına (pamuktan büyük toplara benzerler) bakarak sıcak hava cereyanları hakkında bilgi edinebilirsiniz.
3. BÖLÜM: HAVA VE RÜZGÂRLAR
6. Cephelerden Ayrılmayın! Hava Cepheleri Nelerdir?
Hepimiz soğuk ve sıcak hava cephesi kelimelerini duymuşuzdur. Ama ne anlama geldiklerini biliyor muyuz? Hava tahmini yapmak isteyen biri için (acemi veya usta olması fark etmez) cephelerin nerelerde olduğunu ve oluşma sebeplerini bilmek çok önemlidir.
Sıcak hava yükselir ve soğuk hava alçalır. Bunun sonucunda farklı hava basınçları ortaya çıkar. Buraya kadar her şey tamam, fakat iş burada bitmiyor. Hava kütleleri dikey hareket etmenin yanında yatay da hareket ederler. Aslında hepsi hava sıcaklıklarını eşitlemek isteyen atmosfere ait termostatik kontrol sisteminin bir parçasıdır. Dünyanın en sıcak bölgesi olan ekvatordaki hava ısınır, yükselir ve dünyanın en soğuk bölgesi olan kutuplara doğru hareket eder. Orada soğuyan hava en sonunda alçalır. Daha sonra bu soğuk hava kütlesi ekvatora geri dönüp orada yükselen sıcak havanın yerini alır. Dünyanın dönüş hareketi ve diğer birçok sebepten dolayı hava dolaşımı bölgeleri oluşmuştur. O zaman havaya bakarak “gelen gelsin, giden gitsin” diyelim.
Havanın üzerinden geçtiği yüzey de hava durumunu etkileyen unsurlardan