Yasin Topaloğlu

İş Hayatında 99 Ölümcül Hata


Скачать книгу

yayımlatmamız ile başlıyor. O sözleşmede nasıl bir ticari sistematik kuracağımızı beyan ediyoruz. Benimle ticaret yapacaklar, benim faaliyet alanımı, hangi konularla iştigal edeceğimi bilsin. Şirketin ana sözleşmesi, şirketin anayasasıdır. Ancak ülke anayasa ile idare edilmiyor. Nasıl anayasanın altında kanunlar, tüzükler, yönetmelikler varsa sözleşmeler de anayasaya bağlı kanunlar gibidir. Bu sebeple “Bu kadar az bir iş için böyle bir sözleşme olur mu?”, “Bunu konuştuk nasıl olsa, gereğini yapalım.” demek, bugünün şartlarında geçerli ve anlamlı değildir.

      Sözleşme yapmak, karşınızdaki kişiye güvenmediğiniz anlamına gelmiyor. Zaten tabi olduğunuz mevzuat, sizi bununla mükellef kılıyor. Çünkü şirketi kurduğunuz andan itibaren vergi mükellefi oluyorsunuz. Doğal bir ticari faaliyetin içine giriyorsunuz. Fatura kesmeniz, fiş vermeniz gerekiyor. Kâr-zarar söz konusu olduğu için şirketinize vergi tahakkuk edecek. Bunları bir şekilde vesikalandırmanız gerekiyor.

      Türk Ticaret Kanunu ve Türk hukuk sistemi, “basiretli tüccar” diye bir kavram icat etmiştir. Şirketini kötü idare eden bir tacire der ki: “Sen şirketini yönetirken basiretli bir tüccar gibi davranmamışsın.” Basiretli bir tüccar gibi davranmamak, hukukta suçtur. Şirket senin olabilir, fakat şirketle ilgili her türlü tasarrufun bir mevzuata, bir gerekçeye, bir karineye dayanmak zorundadır.

      “Hatırda kalmaz, satırda kalır.” kuralını her tacir kulağına küpe yapmalıdır. İnsan, unutkan bir varlıktır. Üstelik senin unuttuğunu sana hatırlatacak eski ticari atmosfer de tarihe karışmıştır. O zaman ticarete başlayan ve bu konuda hevesi olan her insanın, kendini sistematik bir şekilde, alacağı hizmetin, ürünün, ödemenin, fiyatın belli olduğu bir sözleşme ile tahkim etmesi lazımdır.

      Sözleşme hazırlamak eskisi gibi güç değildir. Günümüzde ofis içi donanımlar işlerimizi oldukça kolaylaştırmıştır. Bilgisayarda kayıtlı bir sözleşmeyi, yeni bir sözleşmeye uyarlamak, kişinin birkaç dakikasını alır. Birkaç dakika içinde yapılabilecek bir düzenlemeyi göz ardı ederek daha sonra telafisi mümkün olmayacak bir zarara yol açmak akıl kârı değildir. Öyle ki söz konusu zarar, şirketinizin iflasının istenmesine dahi yol açabilir.

      Bir alacaklı, bir şirketten alacağını alamadığı zaman, yasal olarak o şirketin iflasını isteme hakkına sahiptir. Böylesi tehlikeler söz konusuyken maliyeti sıfıra yakın, üzerinize zaman külfeti bindirmeyecek, dört beş şablonunu bilgisayarınızda saklayabileceğiniz bir sözleşmeyi tesis etmek yapılacak ilk iş olmalıdır. Sözleşme örneklerini internette de bulabilirsiniz.

      Eğer proje bazlı çalışan bir şirketseniz ayrıca gizlilik sözleşmesi de yapmalısınız. Yahut imzaladığınız sözleşmeye gizlilik maddesi koymalısınız. Birlikte iş yapacağınız kişi veya şirket, kendisine sunulacak birtakım verileri, şifreleri, dokümanları üçüncü şahıslara aktarmayacağına dair bir taahhütname imzalarsa ticaretinizi daha kolay ve güvenilir bir şekilde yapabilirsiniz. Bugün üşendiğiniz için veya aşırı iyimserlikten yaptığınız bir ihmalin faturası yarın sizin için çok ağır olabilir.

      Hukuk karşısında hak aramanın yolu, belgedir. En güçlü belge de sözleşmedir. Eğer işinizi hukuk yoluyla çözmek zorunda kaldıysanız hukukun karşısına sözleşmenizle çıkmak zorundasınız. Bazen, haklılığınızı ispatlamak için tek başına sözleşme de kâfi gelmez. O sözleşmenin şartlarını yerine getirmek için sonuna kadar çaba göstermelisiniz. Mümkünse sözleşmeyi, şirketinize zarar vermeyecek bir mahiyete büründürerek mahkeme karşısına çıkmamaya gayret edin. Aksi takdirde sözleşmenize rağmen davayı kaybedebilirsiniz. Elinizdeki çeke, kasanızdaki senede rağmen hukuk karşısında haksız duruma düşebilirsiniz. Onun için beşerî münasebetleri sonuna kadar zorlayıp, sözleşme yükümlülüklerini yerine getirirken, karşı tarafı -opsiyonel taleplerini makul karşılayıp- idare ederek mahkemelik olmamaya çaba gösterin. Çünkü ticaret başından sonuna kadar idareciliktir.

      Bir tacirden daha ziyade basiretli olması beklenir. Basiretli olmak, şirketini avucunun içinde tutmak, sektörünü idare etmek, ticari koku almak değildir sadece. Basiretli tüccar, bir mahkeme sürecinin başlayacağını gördüğü zaman bunu engellemek için de şartları zorlamalı ve uzlaşma yollarını aramalıdır. Kur’an’ı Kerim insanın bu manada karşılaşacağı müşkülatları teferruatlı bir şekilde anlatıyor: “Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah’ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, (her şeyi olduğu gibi dosdoğru) yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabb’i olan Allah’tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın). Eğer borçlu, aklı ermeyen veya zayıf bir kimse ise ya da yazdıramıyorsa velisi adaletle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir. Şahitler çağırıldıkları zaman (gelmekten) kaçınmasınlar. Az olsun, çok olsun, borcu süresine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun, şahitlik için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Yalnız, aranızda hemen alıp verdiğiniz peşin ticaret olursa, onu yazmamanızdan ötürü üzerinize bir günah yoktur. Alış-veriş yaptığınız zaman da şahit tutun. Yazana da şahide de bir zarar verilmesin. Eğer aksini yaparsanız, bu sizin için günahkârca bir davranış olur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Allah size öğretiyor. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” (Bakara Suresi, 282)

      HATA 02

       İyi Bir Avukata Sahip Olmamanız

      Tacir, herhangi bir sözleşmeye imza atmadan önce avukatıyla sözleşmenin hükümlerini muhakeme etmelidir. Sözleşmeleri, çekleri, senetleri, her türlü evrakı imza aşamasından önce avukatıyla konuşmalıdır.

      Avukat veya hukuk müşaviri ile çalışmanın elbette bir maliyeti vardır. Zaten Türk Ticaret Kanunu’na göre, sermayesi 250 bin liranın üzerinde her şirketin sözleşmeli bir avukatı olması lazımdır. Bu sizin tercihinize bırakılmış bir konu değildir.

      Avrupa’da aile doktoru, insanları her ay veya iki ayda bir, hasta olsun veya olmasın muayene eder. Bizde ise ancak bir hastalık belirtisi görüldüğü zaman doktora gidiliyor; yani Avrupa’daki uygulamanın aksine bir durum. Öyle ki Avrupa’da aile doktoru, siz doktora gitmediğiniz zaman neden gelmediğinizi sorar.

      Bunu avukat için de düşünmek lazım. Şirketi kurduğunuz anda notere, bir avukatla anlaşmış ve ona vekâlet vermiş olduğunuzu beyan etmeniz gerekir. Avukatla ilişkiniz şirketi kurduğunuz an başlamalıdır.

      Ben burada KOBİ kapsamında, müteşebbisliğe yeni adım atmış, yeni bir ümit ve heyecanla şirket kuran kişilerin bu tavsiyelerden yararlanmalarını istiyorum. Şunu peşinen ifade edeyim ki, yeni bir şirket kurduğunuz anda bir avukatınız olmazsa avukatlık hâle geldiğiniz zaman bazı şeyler için geç kalmış olursunuz.

      Avukat deyince aklınıza sadece mahkeme gelmemelidir. Avukat veya şirketlerde yaygın olarak kullanıldığı şekliyle hukuk müşaviri, esas olarak mahkeme öncesinde gereklidir. İyi bir avukata sahip olmak, sizi bazı risklerden kurtarabilir.

      Tacirseniz ticareti mevcut yasalara göre yapacaksınız. Onun için yasaları iyi bilen bir avukatınızın olması şart.

      Avukat, işler kötü giderken aranacak insan değildir. Onun size en büyük yardımı, hukuki normları doğru anlamanızı sağlamak ve sizi doğru yönlendirmektir.

      Tacir, herhangi bir sözleşmeye imza atmadan önce avukatıyla sözleşmenin hükümlerini muhakeme etmelidir. Sözleşmeleri, çekleri,