Dede Korkut

Dede Korkut'tan Seçme Hikâyeler


Скачать книгу

yiğitlerim yerinizden doğrulun, bu bana yapılan kara ayıp ya bendendir ya hatundandır.” dedi.

      Dirse Han evine geldi. Seslenip hatununa söyler, görelim bakalım Han’ım ne söyler:

      Beri gel başımın bahtı, evimin tahtı

      Evden çıkıp yürüdüğünde selvi boylum

      Topuğunda döklüm döklüm kara saçlım

      Kurulu yaya benzer çatma kaşlım

      Çift badem sığmayan dar ağızlım

      Kavunum, yemişim, düveleğim 2

      Görüyor musun neler oldu?

      Bayındır Han kalkarak yerinden doğrulmuş ve buyruk vermiş. ‘Bir yere ak otağ, bir yere kızıl otağ, bir yere kara otağ diktirmiş; oğulluyu ak otağa, kızlıyı kızıl otağa, oğlu kızı olmayanı kara otağa kondurun, kara keçeyi altına döşeyin, kara koyun yahnisinden önüne getirin, yerse yesin, yemezse kalksın gitsin. Her kim ki oğlu kızı olmayan, Allahutaala ona beddua etmiştir, biz de onu hoş görmeyiz.’ demiş. Ben varınca gelip beni karşıladılar ve kara otağa kondurdular, kara keçeyi altıma döşediler, kara koyun yahnisinden önüme getirdiler. ‘Oğlu kızı olmayanı Allahutaala hoş görmemiştir, biz de hoş görmeyiz, bunu böyle bil.’ dediler. Senden midir, benden midir, Allahutaala bize bir topaç gibi oğul vermez nedendir, dedi ve devam etti:

      Han kızı yerimden kalkayım mı?

      Yakan ile boğazından tutayım mı?

      Kaba ökçemin altına atayım mı?

      Kara çelik öz kılıcımı elime alayım mı?

      Öz gövdenden başını keseyim mi?

      Can tatlılığını sana bildireyim mi?

      Alca kanını yeryüzüne dökeyim mi?

      Han kızı sebebi nedir söyle bana

      Müthiş gazap ederim şimdi sana

      Bu sözlerden sonra Dirse Han’ın hatunu söylemiş, görelim ne söylemiş:

      “Hey Dirse Han, bana gazap etme, incinip acı sözler söyleme. Yerinden kalk, alaca çadırını yeryüzüne diktir. Attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kes. İç Oğuz’un Dış Oğuz’un beylerini başına topla. Aç görsen doyur, çıplak görsen donat, borçluyu borcundan kurtar, tepe gibi et yığ, göl gibi kımız sağdır, büyük ziyafet ver, dilek dile, olur ki bir ağzı dualının hayır duası ile Allah bize topaç gibi bir çocuk verir.” dedi.

      Dirse Han, hatununun sözü ile büyük bir ziyafet verdi, dilek diledi. Attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirdi. İç Oğuz, Dış Oğuz beylerini başına topladı. Aç görse doyurdu, çıplak görse donattı. Borçluyu borcundan kurtardı. Tepe gibi et yığdı, göl gibi kımız sağdırdı. El kaldırdılar, dilek dilediler. Bir ağzı dualının hayır duası ile Allahutaala onların dileklerini kabul etti ve hatun hamile kaldı. Bir zaman sonra bir oğlan doğurdu. Oğlancığını dadılara verdi, baktırdı.

      At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur. Her omurgası olan gelişir, kaburgası olan büyür. Oğlan on beş yaşına girdi. Oğlanın babası, Bayındır Han’ın ordusuna karıştı.

      Meğer Han’ım, Bayındır Han’ın bir boğası, bir de erkek devesi vardı. O boğa sert taşa boynuz vursa un gibi öğütürdü. Bir yazın bir de güzün boğa ile erkek deveyi güreştirirlerdi. Bayındır Han kudretli Oğuz beyleriyle de bu dövüşü seyreder, eğlenirdi.

      Meğer Sultan’ım, gene bir yaz boğayı saraydan çıkardılar. Üç kişi sağ yanından, üç kişi sol yanından demir zincir ile boğayı tutmuşlardı. Gelip meydanın ortasına boğayı koyuverdiler. Meğer Sultan’ım, Dirse Han’ın oğlancığı üç arkadaşıyla meydanda aşık oynuyordu. Boğayı koyuverdiler, oğlancıklara kaç, dediler.

      O üç oğlan kaçtı. Dirse Han’ın oğlancığı kaçmadı, ak meydanın ortasında bakınıp duruyordu. Boğa da oğlana doğru sürdü geldi. Diledi ki oğlanı helak etsin. Oğlan yumruğu ile boğanın alnına kıyasıya tutup vurdu, boğa geri geri gitti sonra tekrar oğlana doğru sürdü geldi. Oğlan yine boğanın alnına yumruğu ile sertçe vurdu. Oğlan bu sefer boğanın alnına yumruğunu dayadı ve onu sürerek meydanın başına kadar çıkardı. Boğa ile oğlan bir süre daha çekiştiler. Boğanın iki kürek kemiğinin üstüne köpük bağlandı. Ne oğlan yener, ne boğa yener… Oğlan içinden: “Bir dama direk vururlar, o dama destek olur, ben bunun alnına niye destek olup duruyorum ki!” diye düşündü. Boğanın alnından yumruğunu çekip yolundan savuldu. Boğa ayakları üstünde duramadı, tepesinin üstüne düştü yıkıldı. Oğlan bıçağına davrandı, boğanın başını kesti. Oğuz beyleri gelip oğlanın başına toplandılar. Ona:

      “Aferin.” dediler. “Dede Korkut gelsin, bu oğlana ad koysun, beraberine alıp babasına varsın, babasından oğlana beylik istesin, taht alıversin.” dediler.

      Çağırdılar, Dede Korkut geldi. Oğlanı alıp babasına vardı. Dede Korkut oğlanın babasına söylemiş, görelim Han’ım ne söylemiş:

      Hey Dirse Han beylik ver bu oğlana

      Taht ver erdemlidir

      Boynu uzun büyük cins at ver bu oğlana

      Biner olsun hünerlidir

      Ağıllardan on bin koyun ver bu oğlana

      Etlik olsun hünerlidir

      Develerden kızıl deve ver bu oğlana

      Yük taşıyıcı olsun hünerlidir

      Altın başlı otağ ver bu oğlana

      Gölge olsun erdemlidir

      Omuzu kuşlu cübbe elbise ver bu oğlana

      Giyer olsun hünerlidir

      Mademki bu oğlan Bayındır Han’ın ak meydanında cenk edip bir boğa öldürmüştür; senin oğlunun adı Boğaç olsun, adını ben verdim, yaşını Allah versin.

      Dirse Han da oğlana hem beylik verdi hem de taht verdi.

      Oğlan tahta çıktı, babasının kırk yiğidini anmaz oldu. O kırk yiğit haset eylediler, birbirlerine şöyle söylediler:

      “Gelin, oğlanı babasına çekiştirelim, olur ki onu öldürür, gene bizim izzetimiz, hürmetimiz onun babasının yanında hoş olur, ziyade olur.”

      Vardı, bu kırk yiğidin yirmisi bir yana, yirmisi de bir yana ayrıldı. Önce yirmisi, Dirse Han’a şu haberi getirdi:

      “Görüyor musun Dirse Han neler oldu? Murada maksuda ermesin, senin oğlun kötü çıktı, hayırsız çıktı. Kırk yiğidini yanına aldı, Kudretli Oğuz’un üstüne yürüdü, nerede güzel ortaya çıktı ise çekip aldı, ak sakallı ihtiyarın ağzına sövdü, ak bürçekli kadının sütünü çekti. Akan duru sulardan haber geçer, çapraz yatan Ala Dağ’dan haber aşar, hanlar hanı Bayındır’a haber varır. Dirse Han’ın oğlu böyle görülmemiş şey yapmış derler, gezmesindense ölmesi daha iyi olur. Bayındır Han seni çağırır, sana müthiş gazap eyler, böyle oğul senin nene gerek, böyle oğul olmasındansa olmaması daha iyidir, onu öldürsene.” dediler.

      Dirse Han:

      “Varın getirin, onu öldüreyim.” dedi.

      Böyle deyince Han’ım, o namertlerin yirmisi daha çıkageldi ve bir dedikodu da onlar getirdiler:

      “Dirse Han, senin oğlun kalkarak yerinden doğruldu, göğsü güzel koca dağa ava çıktı. Sen var iken av avladı kuş kuşladı; anasının