Анонимный автор

Çağdaş Azerbaycan Şiiri 2


Скачать книгу

közü közümde!

      Vatan söhbetimde, vatan sözümde!

      Vatanın özünü tapdım özümde;

      Dönüb yüreğime, döyündü Vatan!

      O öyle mekandı – azad sandığım.

      Korkusuz, hürküsüz kanadlandığım.

      Ayağım altıdı dayaklandığım,

      Başımın üstüdü, göğüdü Vatan!

      Sehirdi, sorakdı, öyle sırdı o.

      Eşi bulunmayan tekdi, birdi o.

      Mükaddes ocakdı, mebed, pirdi o.

      Dedemin, babamın öğüdü Vatan…

      AKŞİN

       Azerbaycan edebi dergilerinde ve değişik ülkelerde çıkan Azerbaycan şiiri antolojilerinde defalarla şiirleri yayınlanmıştır. Şairin Bakü’de iki şiir kitabı gün yüzü görüb.

      5 EYLÜL VE YAĞMUR

      sonbahar su ve lekeler resminde geldi

      arkaya döndü kuşlar ağaclar

      sen yağmurun ötesinde kaldın

      şehir yağmurun dibine erdi

      sımsıkı camlarda umudsuz yüzler

      sen yağmurun ötesinde kaldın

      biz bir kaç genc sair

      soyunub insanları çıkardık ayrılıklardan

      sen yağmurun ötesinde kaldın

      sesini duydum yağmura cumdum

      kucağıma su doldu kollarım boğuldu

      sen yağmurun ötesinde kaldın

      dor ağacının kafasından gördüm

      korkmuş yüzünü parçaladı yıldırım

      aman Allah!

      sen yağmurun ötesinde kaldın

      su azmış kibi kadınlar’da ağlamağa başladı

      heyacandan yelkenleri yendirmeyi unuttuk

      yırtılmış yelkenler

      kafamız üzerinden bakan şaytanın yüzüne sarıldı

      sen yağmurun ötesinde kaldın

      gece boyu islak saçlarına tokundum göyertede

      boğulduğun an parmaklarının ucundan çıkan

      canı gördüm

      sen yağmurun ötesinde kaldın

      suphe yakın üzerimizden çapıb gitti

      ordunun son suvarisi

      uykulu kişiler yok kibi hatırladı seni

      sen yağmurun ötesinde kaldın

      BİR KADIN’IN YOKLUĞU

      yılın on iki ayını otuz güne çarp

      sonra günlerin toplamını iyirmi dört saata

      saatların toplamını altmış dakikaya

      dakikaların toplamını altmış sanıye’ye

      ve toplamını oku

      bak ne büyük rakamdır bir kadın’ın yokluğu

      GEMİ GİBİ YORĞUNUM

      Geceni söndür uyuyak

      Gemi gibi yorğunum

      Mutfakda muslukların sesini söndür

      Sokakda gec kalan otobüsü söndür

      Çatıdakı vahşi güverçini uyuduğu

      Ac kediyi onun üzerine atıldığı yerde söndür

      Kandardakı ayakkabıları

      Refdeki kitapları, kitablardakı kahramanları

      Kahramanlıkları söndür.

      ayaklarını, ağuşunu söndür

      kendini söndür uyuyak

      Gemi gibi yorğunum

      İSTİNTAQ

      Polislerin tebaşirle kaldırımlara çizdiyi

      Yüzüstü resm

      Merhumun habs olunmuş yokluğunun kölgesidir

      O daş hasarların arkası

      Yokların habs hücreleridir

      …çürüyürler6 diri gibi.

      Kuşlar yumurta

      Balıklar havyar gibi dünyaya geldiyinden

      Kuşlar kuş

      Balıklar balık gibi

      Ölmeye’de biler;

      Önce bir yudum su verin

      Rüyasında öldürüldüyünü görüb diksinen katile…

      AYİŞE

       Eski Azerbaycan toprağı olan İcevanın Haggıhlı köyünde doğdu.

       Türkiyede ilahiyat üzerine yüksek öğrenim gördü. “Sükut” ve “Lamekan” isimli şiir kitapları yayımlandı.

      LAMEKAN

      Göklerde engin sahra

      Kat kat yollar münteha

      Sonunda ak mavera

      Lamekanım, lamekan.

      Tubanın yaprakları

      Hışırdar akşan sabah

      Günün şafaklarıyla

      Başıma sepelenir.

      Lamekanım, duvarlar

      Çökür durmaz önümde

      Gül etri şahidimdir

      Mahşerde din gününde.

      RABİA

      Evinin duvarları ağaçtandır

      Uçuk sökük kümedir

      Zikr ediyor evinin yarı çürük duvarları akşam sabah

      sabah akşam

      Rabianın dili söze varmayanda

      Bakışları direnmiş ağaç çürüklerinin bir kırığına

      Dayamış zamanın sonsuzluğuna, sükutun ilmesine

      Açıyor açıyor kapılarını sırri mübinin

      Susmuş sözleri zikrin dalgalarında hal hal makam tutunca

      Açılıyor kilidi su olan damların ağzı

      Yahu

      Şu dahmanın duvarları seslerin mengenesinde

      Sıkılıp sıkılıp bir Hu oldu

      Dilinin üstünde Rabianın şeker oldu, gend(1)oldu,

      Bu sözün ceddine, gaddine Rabia beher oldu, bend oldu

      Geyim oldu, et oldu, can oldu Rabia bu sözün nefsine

      Sönmüyor güneşin ardınca

      Çapmıyor canın acı