Анонимный автор

Çağdaş Azerbaycan Şiiri 2


Скачать книгу

arkadaşlar,

      bıktım artık

      can deyip,

             can duymakdan.

      Unutun beni

      cocukluğunuz gibi.

      Unutun yavru kuşları,

      ac kedileri,

      güzel günleri ve uğursuzluğu.

      Arkadaşlarım,

      unutun heyatı,

      yaşlılığı ölüme bağışlarsa.

      Ağaçların yanından

      arabalar gibi keçdi günler

      ben yetişe bilmedim…

      «Gökleri kuşlara hasret…»

      Gökleri kuşlara hasret

      ölü bir sonbahar günü,

      ruzgar yüzünü sürtür

      hasret bır memleketin

      kapalı camlarına.

      Ruzgar’ın nefesi galıp

      kurumuş otların yüzerinde…

      Dön, melhem ruzgarım,

      götür hasretini insanların

      eski bir şarkının

      son sözü gibi.

      Ölü bir sonbahar günü Bakü’de

      annemin sonbeşiyi

      yüzünü ruzgara sürtüp diyordu:

      Ben cansız olaydım,

      Tanrım.

      «Bir uzak yol vardı…»

      Bir uzak yol vardı,

      sen gitmedin.

      Orda seni yüreğime saldım

      kendim de bilmeden.

      Ağaçlar yağmurda yıkandı,

      Gölgeler ne çekdi

      Duydunmu!?.

      Bir kimsesiz gün vardı,

      sen görmedin.

      Mavi hasretim oldun,

      ben şunu zor çekerim.

      Mavilikden boğulanda

      yağmurlar ne konuştu,

      duydunmu!?.

      «Odamda…»

      Odamda

      sönmüş şömüne kokusu,

      karlı,

                uzak ormanda,

      tenha avçı evinde

      hayatın bir an önce

      nasıl ezapla

      söndüyünü hatırlatır.

      Masanın üzerinde

      beyaz sehra –

      siyah lepirli bir adam

      uzun bir yola çıkmış.

      Tüm dünya’nın dertleri

      ve bol bol umutlar

      eymiş cansız kattini.

      … diyesin,

                şu kavğa

      ben ölende sona erecek,

      canım, vefasız arkadaşlar.

      «Nemli duvardan dünya asılıp…»

      Nemli duvardan dünya asılıp,

      savaşa hasret topraklar

      isteyine yetmiş.

      Şu kanın resmidi,

                                         arkadaşım,

      bakanlar göremez.

      Tanıdık bir şarkı sesi

      kuru dodaklarımda yürüyor.

      Şu kanın sesidi,

                                         arkadaşım,

      duyanlar bir daha unutamaz.

      Zafer kutlamalarında,

      veda törenlerinde

      ruhlar okuyor.

      Şu kanın sesidi,

      dinleyenler bilemez.

      EKBER QOŞALI

       1973 yılında Tovuz’da doğdu. Dünya Genç Türk Yazarlar Birliğinin genelbaskanı, Azerbaycan Atatürk Merkezinin bölum başkanıdır. Yazarı, hemyazarı ve tertipçisi olduğu yirmibir kitap yayımlandı. Azerbaycan Cümhurbaşkanı Tekaüt (Burs) Fonunun tekaütünün yanısıra “Gençler ödülü”, “Şahmar Ekberzade” ve “Resul Rza” Edebi Ödülleri ile teltif olunmuştur.

      «Her gün vermediğim bir “selam”ım var…»

      Her gün vermediğim bir “selam”ım var,

      Her gün gördüklerim gözümden çıkar.

      Benim bu dünyadan alacağım var,

      Bir de bir adam var, sözümden çıkar.

      Diller var adımı9 taze saklayıp,

      Gözler var üstümde10 nazar saklayıp,

      Bir kalbi kırık kız nezir saklayıp,

      Onun da hasreti dözümden çıkar.

      Dediler: yol gitsen yorulmak kalar,

      Öyle …oturup da yaşlanmak olar.

      Deli dileklerle becermek olar,

      İlahi, sen beni özümden11 çıkart.

      BEN HALE BİR KIZA YÜREK TAŞIYIM

      Tuzlu sevgilerden dudağım çatlak,

      Ben senin yanına susayıp geldim.

      Aşkım sinetaşı, kendim baştaşı12,

      Bir de ellerime taş alıp geldim…

      Baştaşın olayım, adres taşıyım,

      Ölerem, baştaşın kefene gider…

      Ben hala bir kıza yürek taşıyım,

      Gücüm bir kalbi taş etmeye13 yeter…

      Senin dertlerinden öleceğim ben,

      O «kız yüreğ»inde defn eyleyerısin14.

      Senin ellerinde öleceğim ben,

      Allah rizasıyçin aff eyleyersin…15

      «Seni varlığıma aç koyacağım…»

      Seni varlığıma aç koyacağım,

      şimdi hatıramı yavanlık eyle.

      Yanında ben kadar yer boş kalacak,

      bir