Ekrem Barak Arıkoğlu

Turan İyilikten Yanadır


Скачать книгу

inancını, acısıyla sanatını birleştiren büyük dava adamı, büyük insan Mehmet Akif ne düşünüyordur Türklük, Türkçülük ve Türk’ün ordusu hakkında acaba:

      ORDUNUN DUASI

      Yılmam ölümden, yaradan, askerim/Orduma ‘Gazi’ dedi Peygamber’im/Bir dileğim var ölürüm isterim/Yurduma tek düşman ayak basmasın

      Amin desin hep birden yiğitler/Allahu ekber gökten şehitler/Amin! Amin! Allahu ekber

      Türk eriyiz silsilemiz kahraman/Müslümanız Hakk’a tapan Müslüman/Putları Allah tanıyanlar, aman/Mescidimin boynuna çan asmasın

      Amin desin hep birden yiğitler/Allahu ekber gökten şehitler/Amin! Amin! Allahu ekber

      Millet için etti mi ordum sefer/Kükremiş arslan kesilir her nefer/Döktüğü kandan göğe vursun zafer/Toprağa bir damlası boşa akmasın

      Amin desin hep birden yiğitler/Allahu ekber gökten şehitler/Amin! Amin! Allahu ekber

      Ey ulu Peygamberimiz nerdesin/Dinle minaremde öten gür sesin/Gel! Bana yar ol ki cihan titresin/Kimse dönüp süngüme yan bakmasın

      Amin desin hep birden yiğitler/Allahu ekber gökten şehitler/Amin! Amin! Allahu ekber (Mehmet Akif)

      Bir de büyük şairimiz Yahya Kemal’in kısa duasına bakalım:

      “Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.

      Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.

      Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,

      Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.”(Yahya Kemal)

      İslam’ın son ordusu, Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin manevi ikliminde, bir Cuma günü Allah’a dua ederek yeni bir sefere çıktı. Bu seferde, son Türk Başbuğ’u Mustafa Kemal önderliğinde binlerce şehit vererek “İslam’ın son ordusu” galip geldi.

      Allah kelamı Kuran-ı Kerim’den İslam Peygamberinin hadislerine, en büyük âlimlerden bugünkü “kaba softa ham yobaz”lara varıncaya kadar ortak olarak savunulan, inkâr edilemeyecek kadar açık bir hüküm var. İslam dininde üstünlük TAKVA iledir. Ne ola ki bu takva dedikleri?

      En kısa açıklamasıyla; “Allah’a karşı gelmekten sakınma, dinin buyurduklarını yerine getirme yasak ettiklerinden kaçınma. Allah’a ve Peygamberine itaat etme, kötülükten kaçınıp iyiliğe yönelme, adalet, dürüstlük, sözde doğruluk, haramdan sakınma, güzel ahlak, birleştirme, merhamet…

      Peki bu “takva” dedikleri bin yıldır, hatta üç bin yıldır hangi milletin özellikleri imiş?

      Ben Türkçüyüm, Türkleri kendi kavmimden oldukları için seviyorum, kendi iradeleri dışında Türk yaratılmayanları da seviyorum. Bu Allah katında günah değil. Bizde bulunmayan bir kusurdan dolayı, kesin olmayan bir delille bizi günaha mahkȗm edenler, siz günaha girmiyor musunuz?

      Rahat bırakın Türk ırkımı, yoksa Allah belanızı verecek.

      TURAN’IN DİNİ

      Turan Türk kültürünün uzandığı bütün yerleri birlik ve dirlik içinde hayal eden bir ülkünün adıdır. Elbette bir ülkünün, bir hayalin dini olmaz. Ancak bu ülküyü taşıyan insanların inancı vardır. Turan dar anlamıyla Türk soyundan olanları içine alır. Geniş anlamıyla Türk’ün tarih boyunca hükmettiği günümüzde farklı farklı ülkelerde, bölgelerde yaşayan, Türk soyundan olmayan insanları da içine alır. Bu bölgelerde Türk’e düşmanlık beslemeyen, düşmanlık besleyip bu düşmanlıklarından vazgeçenleri de Turan birliği içinde sayabiliriz.

      Bugün yeryüzünde Türk soyundan gelen farklı ülkelerde yaşayan, gerçekçi ve yaklaşık bir tahminle, 230 milyon insan yaşamaktadır. Bu Türk soylu toplulukların yaklaşık % 98.5’i Müslümandır. Dolayısıyla biz Müslüman olmayanlardan bahsedelim. Çuvaşlar (1 milyon 600 bin) ve Gagauzlar (170 bin) Hristiyan; Sibirya’daki Saha (500 bin), Altay (70 Bin), Hakas (70 bin) ve bazı küçük topluluklar Şaman-Hristiyan; yine Güney Sibirya’daki Tuvalar (250 bin), Çin’deki çok az sayıdaki Salarlar Budist-Şamanist inancına sahiptir. Az sayıda Karaim (Karay) Türkleri Mu-sevidir. Yani Müslüman olmayan Türk soyluların toplamı 3 milyondan azdır. Bu da % 1.4’tan daha az bir rakama tekabül eder. Müslüman olanların da Doğu Türkistan’dan Balkanlara, Arnavutluk ve Bosna’ya uzanan farklı yaşanış biçimleri vardır. Bu yüzdendir ki Turan kardeşliğinde İslam’ın istediği farklılığı hoş görme düsturları kesinlikle daraltılmamalıdır. Müslüman olmayanları da hoş görmek zorunda olan Turan dünyasında Müslümanlar birbirlerine nasıl düşmanlıkla bakabilirler?

      Kafkaslar’daki Bulgar Türkleri bir yana bırakılırsa Türklerin kitleler halinde Müslüman oluşları Türkistan coğrafyasındaki en doğu bölgeden Karahanlılar Hükümdarı Satuk Buğra Hanın, mezarı bugün Doğu Türkistan’daki Kâşgar yakınlarında Artuş’dadır, Müslüman oluşuyla onuncu asrın ortasında başlamış, Balkanlarda Müslüman Türklerin tesiriyle Boşnak ve Arnavutların Müslüman olmasıyla son bulmuştur. Boşnak ve Arnavutların Müslüman oluşları Türklerin tarihlerindeki en büyük kültür etkisidir. Türklerin kılıç zoruyla Müslüman ettiği herhangi bir topluluk yoktur. Bundan sonra da olmayacaktır. Gönüle girme yoluyla benimsetmeyi amaçlayan Müslümanlık barış ve huzur içinde kabul edilen yerlerde daha doğru bir şekilde yaşanmaktadır. Peygamberimizin ölümünden sonra, Hz. Ali ile Muaviye’nin çatışmasından günümüze, iktidar mücadelesi için zor kullanılarak kendi inancını karşıdakine kabul ettirme çabası düşmanlık, kan ve gözyaşından başka bir şey getirmemiştir.

      Anadolu’nun Müslüman oluşunda en büyük etkinin, Ahmet Yesevi’nin müritleri, Horasan Erenlerinden olduğu söylenir. Yunus Emre’nin de yetiştiği tekkelerdeki İslam felsefesi Allah rızası için dünyadan geçmeyi, onun rızası için insana, canlıya hizmet etmeyi amaçlayarak Anadolu’da yayılmıştır. Bu yayılma 20. yüzyılın ortalarına kadar da sürmüştür. Mesela benim köyüm Helete’de Müslüman Türkmenler Orta Asya’dan getirdikleri şamanik inançları İslamlığa karıştırarak yaşarlarken 1940-50’li yıllarda köye gelen birkaç imamın şahsi gayretleri sonucu abdest almayı, namaz dualarını ve namaz kılmayı öğrenmişlerdir. Anadolu göçer insanlarının bu Müslümanlık gelişimi yüzyıllara dayanırken Merkezî Asya’da, büyük Türkistan’da gelenekle Müslümanlığın meczedilmiş halinin yaşanması gümüzde de devam etmektedir. Gündelik ibadet için gerekli duaları dahi bilmeyen bir Türkistanlı “Amin” demeden sofradan kalkmaz. Beş vakit namazını kılanların çok az olduğu bölgelerde vacip olan bayram namazlarının kılınışı “ıydgah”larda yüz bin kişilik cemaatlerle yapılır. Maturidi, Selefi, Hanifi, Şafi, Hanbeli gibi mezhep ve öğretilerin halk arasında adları dahi bilinmez. Bozkırdaki Türk için Tanrı avuçlarını yukarı açıp ona sesini duyuracağı kadar yakındaki aydınlık göktedir. Samimi yüreğinden çıkan kendi diliyle söylediği sözleri, O mutlaka işitir.

      Turan coğrafyasının komşuları olan Ukrayna, Bulgaristan, Kafkaslardaki bazı toplulukların Hristiyanlık inançlarına ne diyeceğiz? Turan’ın amacı dünyayı Müslüman etmek, insanları İslam’a çağırmak değildir. Turan, bütün inançların hoşgörü içinde yaşandığı demokratik bir yapıdır. Bütün Müslümanlar, İslam’ı hakkıyla yaşarlarsa bu çağrı en kuvvetli biçimiyle yapılmış olur. Sen Müslümansın, Müslüman gibi yaşamıyorsun sana ne elin Hırıstiyanlığından, Şamanlığından. Müslümanlar kendileri olurlarsa en büyük tebliğci olarak yeryüzünde yaşayacaklarından başka bir şey yapmalarına gerek kalmayacaktır. Elbette bizim gibi inanmayanı, bizim gibi düşünmeyeni öldürme, yok etme, savaşma yetkisini hiç kimse bize vermiyor. Kendi inancımızın kaim olmasını istiyorsak bizim