Ekrem Barak Arıkoğlu

Turan İyilikten Yanadır


Скачать книгу

Avrupa’nın çeşitli yerlerine dağılmışlar, özellikle Paris’e gidenler Fransa ihtilalinden etkilenmişlerdir. Bunlardan Hüseyinzade Ali ve Yusuf Akçura hem Türkiye’de Turancılık fikrinin gelişiminde rol oynamışlar hem de Ziya Gökalp’in Turancılık fikrini etkilemişlerdir. Başlangıçta Ural-Altay kavimler birliğini savunan Turan fikri daha sonra Türk Boylarının birliği şekline evrilmiştir. Bugün Turan hedefi hangi milletleri içine almaktadır?

      Bugün de Turan’ın çekirdeğini, merkezini Türk boyları oluşturur. Tarihi olarak Türklerin ataları olarak bilinen Batı Hunlarının torunları olan bugünkü Macarlar, Adları Türkçe olmasına karşılık Slavlarla karışarak erimiş Bulgarlar, yine tarihi olarak kimi Altay dil teorisyenleri tarafından Türklerle aynı kökten geldikleri düşünülen Moğollar, Tunguzlar, Koreliler ve Japonlar da bu birlik içinde mülahaza edilebilir mi?

      Turan’ın dilde birlik fikri Türk boyları arasında her boyun kendi şive zenginliğini koruması kaydıyla gerçekleşebilir bir hedeftir. Türk dili konuşmayan akraba topluluklar bu hedefin dışında kalır. Tarihi olarak kültür yakınlıkları Türkçe konuşmayan toplulukları da içine alır. Türk boylarının kendi aralarında kuracağı işbirliği teşkilatına Türk boylarından olmayan yukarıda adı geçen topluluklar da dahil edilirler. Tarihi olarak bağlarımız bulunan fakat farklı ırklardan olan İran, Ukrayna, Romanya, Balkan Ülkeleri ve isteyen Akdeniz Çevresindeki İslam ülkeleri Turan işbirliği teşkilatını üyeleri olabilirler.

      Turan çekirdeğinde öncelik birbirlerine sınır komşusu olan her Türk boyunun bu sınırları mümkün olduğunca gevşetmesi, ticarette serbestliği en yüksek seviyede tutmasıdır. Turan coğrafyasının genişliği içinde, bulunduğu nüfustan çok fazlasını besleyebilecek verimli topraklara sahiptir. İlk hedef kendine yeterli tarımsal ve hayvansal gıdayı fazlasıyla üretmektir. Çünkü kriz anlarında en önemli şey insanların karınlarını doyurabilmektir. 20. asırda Kazakistan başta olmak üzere milyonlarca insanımız açlıktan ölmüştür. Kendine yeterli gıda üretimi yapılırken en önemli mesele bu üretimin dünyayı yok eden, insanı hasta eden kimyasallardan uzak bir şekilde yapılmasıdır. İnsanoğlu dünya iklimini değiştirirken kendini, kendi yaşama alanını yok etmektedir. Başta Aral Gölü olmak üzere su kaynaklarını kurutmuş, kurutmaya devam etmektedir.

      Turan coğrafyası Rusya ve Ruslar ile asırlardır iç içedir. “Rus kültürünü kazarsanız altından Tatar çıkar” anlayışı yaygındır. Son bin yılda Türk Kıpçak-Kuman boyları Karadeniz’in kuzeyinde at oynatmıştır. Bugünkü Ukraynalıların giydikleri milli gömlekleri ile Doğu Türkistan’daki Uygurlarınki aynıdır. Putin’in atalarının Kuman-Kıpçakları yenerek kimlik kazandığını ifade etmesi doğrudur. Sibirya’nın doğusundan Avrupa içlerine bugünkü Rusya sınırları tarihte Ruslardan daha çok Türklerin (TatarlarınKıpçakların-Kumanların- Hunların-Bulgarların) yurdu olmuştur. Turan ülküsü son beş asırdaki Rus yayılmasını akılcı bir şekilde tahlil eder. Amaç eski Türk yurtlarında Turan kültürünün yeniden hâkim olmasını sağlamaktır. Bunun için Kafkaslar, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan ülkeleriyle çok sıkı ticari ilişkiler geliştirilir. Ruslarla savaşmaktan kaçınmak gerekir. Barış zamanlarında Turan kültürünün Rus kültürüne daha baskın geldiği görülmüştür. Tarihte beş asırdan fazla bir süredir Rus idaresinde bulunmasına karşılık Türk kültürü direnç gösterebilmiştir. Zaman içerisinde Turan hâkimiyetiyle bu kültürün yeniden yaşanması sağlanacaktır.

      Milattan önceki bin yılda atalarımız Hunların tarihi Çin ile savaşmakla geçmiştir. Çin içlerine giden boylarımız eriyip kendi kimliklerini kaybetmiştir, Çinlileşmiştir. Çinlilerle ilişkilerimizde onlara yakın olduğumuz zamanlarda hep kaybettik. (Bugün de durmadan konuştuğumuz ticaret alış-verişimizde yılda en az 20 milyar dolar zarar ediyoruz.) Çin, Doğu Türkistan’ı Uygur canlarımızı faşist uygulamalarıyla yok ederek tam kendi toprağı yapmaya çalışıyor. Çünkü orada Türkler olduğu sürece bu mümkün olmayacak. Son on yıllarda bir yol-bir kuşak projesi ile taktik değişikliğine de gitti. Yol ve ticaretle sınırları dışına taşmaya, kendi sınırları dışındaki bölgeleri de sömürgesi hâline getirmeye çalışıyor. Bunun için en yakın, sınırındaki hedef Turan illeri, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan’dır. Bu yüzden Turan yurdunun ezeli ve ebedi düşmanı Çin’dir. Çin’in dışarıya nüfus ihracı bu düşmanlığın kalıcı ve tehlikeli olmasını gösterir en büyük tehlikedir. Turan Çin’in zulüm ve işgaline karşı kurulacak “Türk Birliğidir” de denilebilir.

      Amerika; Vietnam, Afganistan, Irak, Suriye başta olmak üzere gittiği her yerin içine edip çıkmıştır. Kan, gözyaşı, kargaşa, terör, ayrılık bırakmıştır gittiği yerlere. Afganistan’ın, Irak’ın ve Suriye’nin bugünkü durumlarına bakarak ne dediğimi anlayabilirsiniz. Turan Birliği dünyaya tek başına nizam verme ülküsü olduğundan elbette dünyanın baş belası Amerika’ya iyi gözle bakmaz. Amerika Çin’e karşı çıkıyor buna ne diyeceğiz? Bunu başka bir yazı konusu yapacağız konu dağıldı çünkü.

      Yeryüzündeki ülkeler içinde Turan Birliğinin en yakın işbirliği yapması gereken ülke Japonya’dır. Japonya ile çıkarlarımızın çatıştığı herhangi bir alan yoktur. Aksine işbirliğinden karşılıklı çok faydalar sağlayabiliriz. En başta Çin emperyalizmine karşı sıkı bir ortaklık kurabiliriz. Japonya hem tarihin derinliklerinde ortak kültür değerlerimizin bulunduğu hem de günümüz dünyasının üçüncü en büyük ekonomisine sahip ülkesidir. Diğer güçlü ülkelere göre daha ahlaklıdır. Turanın geniş bozkırlarıyla Japonya’nın teknolojik gücünü birleştirmekten Turan illerinde ve komşularında daha müreffeh topluluklar ve daha mutlu insanlar çıkabilir.

      Turan Birliğinin dünyadaki diğer işbirliği örgütlerinden farkı ne olacak?

      Diğer işbirliği örgütleri zenginlerin fakirleri sömürdüğü emperyalist, kapitalist sistemler üzerine kuruludur. Bazıları insan hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı sosyalist düzen üzerine kuruludur. Turan Birliği iyilikten yana olacak. İnsan denen canlının, barış, huzur, eşitlik içinde güvenli bir şekilde yaşamasını sağlayacak. En temel prensibi dayanışma-yardımlaşma olacak. Dünyayı yok ederek zenginleşen değil, dünya ile barış içinde yaşayan insanlar coğrafyası olacak. Başkalarını sömüren, tabii kaynaklarını alan değil veren, yardım eden teşkilatların, insanların hâkim olduğu adil bir ülke, birlik olacak Turan. Bunu Türk’ün genlerinden getirdiği adil yönetme alışkanlığını yeniden dirilterek gerçekleştirecek. Turan iyilikten yana olacak.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

/9j/4AAQSkZJRgABAQEASABIAAD/2wBDAAMCAgICAgMCAgIDAwMDBAYEBAQEBAgGBgUGCQgKCgkICQkKDA8MCgsOCwkJDRENDg8QEBEQCgwSExIQEw8QEBD/2wBDAQMDAw