BİZİM ADIMIZ!
Söylüyorum, kulak verin,
Kötülükten uzak durun,
Sözlerimi idrak edin,
İnsandır bizim adımız!
Çok yüksektir dağlarımız,
Evet, çoktur düşmanımız,
Duyulsun davalarımız:
İnsandır bizim adımız!
Yerimiz az, çoktur taşımız,
Kısıtlıdır hep aşımız
Ama sönmez ateşimiz:
İnsandır bizim adımız!
Azdır toprağımız, malımız,
Azdır nüfusumuz, sayımız,
Yine de kavîdir canımız,
İnsandır bizim adımız!
Ürkek sürü gibidir halkımız,
Yoktur sağlam bir yolumuz.
Gerçekleşmez pek muradımız,
İnsandır bizim adımız!
Zulme yetmiyor gücümüz,
Kaynıyor kızıl kanımız:
Bela bizi yenemez diriyiz,
İnsandır bizim adımız!
Hep cahildir halkımız,
Birlik için andımız,
Konuklara soframız,
İnsandır bizim adımız!
Çoktur güzelliklerimiz,
Az olsak da çok cömertiz.
Kaybolmasın baylığımız,
İnsandır bizim adımız!
Yürüyelim bulup yolu,
Başarabiliriz en zoru.
Dolar elbet muradımız,
İnsandır bizim adımız!
Naçar halkım, ben çok okudum.
İşine bu yarar diye düşündüm.
Kâzim okur, yazar, üşenmiyor.
Ah, mutluluk nerde? Onu bilmiyor.
Süyünç Ağa zavallı Ahmet’in
Başını yardı mızrakla.
Benim kalbimde de o darbe,
Kaldı iflah olmaz yarayla.
Adaleti arayıp nice yolu boyladım,
Eski Şam’da, Mısır’da namaz kıldım,
Dağ beylerini adalete çağırdım,
Her insana adil geldi benim fikrim.
Çok dolaştım, niyaz ettim Tanrı’dan,
Kollasın diye zayıfları beladan.
Nedeyim, hiçbir lütuf yok ondan,
Adaleti beklemekten usandım.
Şikâyetçisin, zavallı Kâzim,
Kurdun ulumasıdır sözün.
Zorbalığa boyun eğdin,
Yaşla doldu iki gözün.
MÜBAREK SAİD EFENDİ
Siz dinleyin ben söyleyim:
Bugün kara gündür dostlar,
Ramazanda ecel şerbeti içti
Mübarek Said Efendi.
Gençlikten de güzel işlerle geldi,
Her ilmi tamam bildi.
Yaşama çağında vefat etti
Mübarek Said Efendi.
Gösterişli, güzel, endamlı,
Doğru sözlü, tatlı dilli,
Adil kalpli, hoş gönüllü
Mübarek Said Efendi.
İyiyken yenildi hastalığa,
Kalbimize acı saldı,
Dört aylık da eşi kalan
Mübarek Said Efendi.
Yetişti, vali oldu,
Halkı sevip gönlün aldı,
İyilik timsali oldu
Mübarek Said Efendi.
Hastalandı, bıkkın düştü,
Hâkimlere varını yığdı,
Anasını ardında koydu
Mübarek Said Efendi.
Ümit ile ölüp giden,
Yakınların öksüz eden,
Âlî makama erişen,
Mübarek Said Efendi.
Adetlerde öne geçmedi,
Üstadın sözünü kesmedi,
Sabretti, hiç oyuna gelmedi
Mübarek Said Efendi.
Bilim için çok tartışan,
Yad ellerde saygı bulan,
Dili halkına yarayan
Mübarek Said Efendi.
Köyü kaldı yapılırken,
Malları ahıra hapsedildi,
Viran oldu kavmi hepten,
Mübarek Said Efendi.
Laf ebeliği yapmadı,
Nurla dolsun yattığı yeri,
Cennet olsun mekânı,
Mübarek Said Efendi.
Şiir yazdı zavallı Kâzim,
Acıdan gönlü oldu fakir,
Bizi de cennete çağır,
Mübarek Said Efendi.
KÂZIM’IN ARABİSTAN’DA LOKMAN HACIYA VASİYETİ
Lokman Hacı, sen uslusun, sabırlısın,
Ben ölsem de, sen dağlara varırsın.
Köylülere kara haber verirsin,
Razıyım ben, sen razılık alırsın.
Ter, ateşle çıktım tana çaresiz,
Ölümcül hastalık tuttu amansız.
Altı1 idik hak yoluna çıkanlar,
Allah için duaya koşanlar.
Dördümüze elçisini gönderdi,
Yola çıktım Ona doğru, bir başıma,
Yaman ağrı, ateş düştü her yanıma,
Topal idim,2 korku saldı canıma.
“Nâçar Kâzım” dersin, “öldü uzakta”,
Acılı ailem