Ali Akbaş

Erenler Dîvânında


Скачать книгу

şehre

      Emîrü’l Mü’minîn

      Kulları sultan, sultanları kul yapıyor bu din

      Aynı mektepten öğrenmiş edebi

      Salâhaddîn Eyyûbî

      Ve Yavuz Sultan Selîm

      Burada konuşmuş Tûr ile Mûsâ

      Burada gerilmiş çarmıha Îsa

      Ve şimdi Golgotha Tepesi bir mezbaha

      Hiç kana doymuyor Benî İsrail

      İçtikçe susuyor

      -Daha, diyor bütün ihtirasıyla

           – Daha

                -Daha!…

      Benî İsrail’le birlikte tekrar

      Fesat geldi bu vâdiye

      Kanâat gitti, haset geldi

      Zulüm ve istibdat geldi

      Bunlar ihtikârdan başka kâr bilmeyen

      Mefisto’nun muhteris çırakları

      Bunlar Hakk’a değil; güce taparlar

      Bunlar hurmadan şarap

      Ve bülbülden kebap yaparlar

      Ah Filistin, Filistin

      Endülüs’e benzemesin kaderin

      Rabbim, bitsin artık bu dağdağa,

      Bu acılar dinsin

      Yıllardır gülmeyi unutan dullar, yetimler

      Biraz sevinsin

      Silahlar sussun artık semâlarında ey Kudüs

      Şairler her dilden şiirler okusun

      Kur’an tilâvet eylesin hâfızlar

      Hazreti Davût

      Zebûr’dan Mezmûrlar okusun

      Yeşildir sana yakışan ey şehir,

      Kızıl kan değil

      Zilhiccen muharrem olmuş

      Bayramın bayram değil

      Mîrâc’a mahrec olan

      Kadîm belde ey!…

      Bay Buş veya Bağdat Bombalanırken

      Gazeteci Muntazar el Zeydî’ye

      Üzülmeyin be çocuklar

      Sam Amca ülkenize barış getirmiştir

      Size çikolata ve oyuncak getirmiştir

      Savaşmaya değil

      Harıl harıl yanan petrol kuyularından

      Purosunu yakmaya gelmiştir

      Ama neden

      Yollar kuş ölüsüyle dolu

      Ama neden bu çocuk cesetleri

      Ama neden tank paletlerine sıvanmış etleri

      Hayır Bay Buş

      Çok kötü Conilerin niyetleri

      Bak yine kana bulandı Umman

      Akıllı bombalar yağdırıyorlar

      Bağdat’a, Basra’ya sabah akşam

      Bunlar çocuk avcısı

      Bunlar “Ku Klux Klan”

      Bunlar kendine benzemeyen herkesi vuracaklar

      Bunlar dost değil; düşman

      Bunların akıl hocası Darvin

      Kitâpları Seleksiyon Natüral

      Ve dinleri kin…

      Ellerini iyi sakla Bay Buş

      Ellerini iyi sakla

      Ellerinden kan sızıyor

      Kan!..

      Kazak Mezarlığı

      Ta Almatı’dan,

      Cambıl’a, Çimkent’e kadar,

      Sonsuz yollar boyunca,

      Ufkunuzda pul pul,

      Gümüş hilâller uçuşur,

      Belki de kaybolan bir ordunun,

      Göğü yaran mızraklarıdır bozkırda parlayan,

      Yoksa yeni bir seferden mi dönüyor Abılay Han!

      Ruhlar şehridir bu diyarda mezarlıklar…

      “Hüvelbâkî” yazılı hece taşlarında,

      İncecik bir hilâl altında,

      “Hüvelbâkî…”

      Hangi şakî soyabilir artık,

      Bir kefenden ibâret servetlerini,

      Yılanlar çıyanlar yemiş çürüyen etlerini,

      Döşekleri vatan toprağı, yorganları kardır,

      Kıtlıktan, kırgından ve kahrından ölmüş ölenler,

      Sayıları gökteki yıldızlar kadardır!

      Ruhlar şehridir bu diyarda mezarlıklar…

      Ne tipi yıldırır artık onları,

      Ne yağmur ne kar.

      Ne Stalin ne Lenin ne de Çar dinler bu adamlar.

      Çukur gözleri ve gıcırdayan mafsallarıyla,

      Kemikten süngüleri ve kefenden bayraklarıyla,

      Başlarında Navrızbay ve Kenesarı’yla,

      Korkunç bir intikam ordusudur onlar!

      Ruhlar şehridir bu diyarda mezarlıklar…

      Amansız bir alev rüzgârıyla,

      Semey’de ölenler,

      Ve daha dün,

      Kan kusan namlular önünde,

      Jeltoksan’da ölenler,

      Arkalarında yaşanmamış sevdâlar bıraktılar,

      Analar, atalar, öksüz balalar bıraktılar,

      Acıklı jırlar, ölümsüz destanlar bıraktılar,

      Adsız yıldızlar gibi kaydılar göğümüzden

      Mavi bir bayrak,

      Ve sonsuz bir toprak bıraktılar

      Ruhlar şehridir bu diyarda mezarlıklar…

      Ruhunuz şâd olsun,

      Yıllardır Fâtiha’sız uyuyan kardeşlerimiz,

      Bir Jeltoksan aşkıyla şahlanan ülkeniz âbâd olsun,

      Artık boşa gitmeyecek döktüğünüz kanlar,

      Gökkubbenin altında susmayacak ezanlar,

      Şakerim’ler Seyfulin’ler Mağcan’lar,

      Ruhlar şehridir bu diyarda mezarlıklar!

      Kanınız sulara,

      Sesiniz rüzgâra karışmış…

      Ne fark eder artık sizin için, tufanmış, kışmış…

      Şehitlere her mevsim bahardır,

      Uzak diyarlarda sizin için,

      Yas tutan, Yâsin okuyan kardeşleriniz vardır.

      Ruhlar şehridir bu diyarda mezarlıklar…

      Kırıldı Altın Kalemim(