içgenni başı eki kere avrur.(Borca içenin başı iki kere ağrır)
Türkiye
Borca içen iki kez sarhoş olur. (Özdemir 1981: 49)
Karaçay-Malkar
Boş cürügenden ese boşuna işle. (Boş yürümektense boşuna çalış)
Türkiye
Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir. (Özdemir 1981: 52)
Karaçay-Malkar
Börünü azıgı boranda. (Kurdun azığı fırtınada)
Türkiye
Kurt dumanlı havayı sever. (Özdemir 1981: 129)
Karaçay-Malkar
Börü da honşu koşuna çabmaydı. (Kurt bile komşu ağıla saldırmaz)
Türkiye
Kurt komşusunu yemez. (Özdemir 1981: 129)
Karaçay-Malkar
Buday cetse orak bagalı bolur. (Buğday yetişince orak kıymetli olur)
Türkiye
Buğday başak verince orak pahaya çıkar. (Özdemir 1981: 53)
Karaçay-Malkar
Bügüngü işni tamblaga kaldırma. (Bugünkü işi yarına bırakma)
Türkiye
Bugünün işini yarına bırakma. (Özdemir 1981: 53)
Karaçay-Malkar
Cel keltirgenni suv eltir. (Yelin getirdiğini su götürür)
Türkiye
Yel ile gelen sel ile gider. (Özdemir 1981: 156)
Karaçay-Malkar
Cılamagan caşha anası emçek salmaz.
(Ağlamayan çocuğa anası meme vermez)
Türkiye
Ağlamayan çocuğa meme vermezler. (Özdemir 1981: 14)
Karaçay-Malkar
Çakırılmagan cerge barma, çakırılgan cerden kalma.
(Çağırılmayan yere gitme, çağırılan yerden kalma)
Türkiye
Çağırılan yere erinme, çağırılmayan yere görünme. (Özdemir 1981: 58)
Karaçay-Malkar
Çakırılmagan konak törge atlamaz.
(Çağırılmayan misafir başköşeye geçmez)
Türkiye
Davetsiz gelen döşeksiz oturur. (Özdemir 1981: 64)
Karaçay-Malkar
Çıkmagan candan umut kurumaz.
(Çıkmayan candan umut kesilmez)
Türkiye
Çıkmadık canda umut vardır. (Özdemir 1981: 59)
Karaçay-Malkar
Eki harbız bir uvuçha sıyınmaz. (İki karpuz bir avuca sığmaz)
Türkiye
İki karpuz bir koltuğa sığmaz. (Özdemir 1981: 105)
Karaçay-Malkar
Ertde turgan col alır, ertde üylengen töl alır.
(Erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır)
Türkiye
Erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır. (Özdemir 1981: 80)
Karaçay-Malkar
Eki kama bir kınga sıyınmaz. (İki kama bir kına sığmaz)
Türkiye
İki kılıç bir kına girmez. (Aksoy 1996: 141)
Karaçay-Malkar
Eşekge altın cükleseng da eşekley kalır.
(Eşeğe altın yüklesen de eşek olarak kalır)
Türkiye
Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir. (Özdemir 1981: 82)
Karaçay-Malkar
Eşekge mingen birinçi ayıb, andan cıgılgan ekinçi ayıb.
(Eşeğe binmek birinci ayıp, ondan düşmek ikinci ayıp)
Türkiye
Eşeğe binmek bir ayıp, düşmek iki ayıp. (Aksoy 1996: 115)
Karaçay-Malkar
Har gokka hansnı iyisi başha. (Her çiçeğin kokusu başkadır)
Türkiye
Her çiçeğin kokusu bir olmaz. (Saraçbaşı-Minnetoğlu 1982: 175)
Karaçay-Malkar
Kama cara bitelir, avuz cara bitelmez.
(Kama yarası kapanır, ağız yarası kapanmaz)
Türkiye
Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez. (Saraçbaşı-Minnetoğlu 1982: 84)
Karaçay-Malkar
Karga karganı közün almaz. (Karga karganın gözünü çıkarmaz)
Türkiye
Karga karganın gözünü oymaz. (Aksoy 1996: 152)
Karaçay-Malkar
Kazanda bolsa çolpuga çıgar. (Kazanda olsa kepçeye çıkar)
Türkiye
Çanağa ne doğrarsan kaşığına o çıkar. (Özdemir 1981: 58)
Karaçay-Malkar
Keleçige ölüm cok. (Elçiye ölüm yok)
Türkiye
Elçiye zeval olmaz. (Özdemir 1981: 77)
Karaçay-Malkar
Kızıng honşu üyde catmasın, caşıng bazar hant tatmasın.
(Kızın komşu evde yatmasın, oğlun pazar yiyeceği tatmasın)
Türkiye
Kızın varsa el yatağında yatmasın
Oğlun varsa el ekmeği tatmasın. (Aksoy 1996: 160)
Karaçay-Malkar
Kögetni igisin ayü aşar. (Meyvenin iyisini ayı yer)
Türkiye
Armudun iyisini ayı yer. (Özdemir 1981: 15)
Karaçay-Malkar
Közden ketgen kölden keter. (Gözden giden gönülden gider)
Türkiye
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. (Özdemir 1981: 91)
Karaçay-Malkar
Kuru tuluk süyelmez. (Boş tulum dik durmaz)
Türkiye
Boş çuval dik durmaz. (Özdemir 1981: 51)
Karaçay-Malkar
Külme kartha kelir başha. (Gülme yaşlıya gelir başa)
Türkiye
Gülme