Анонимный автор

Bozkırın Sesi: Tölögön Kasımbekov


Скачать книгу

çeşidi vardır. Bilimsel kaynakların içinde tarihi romanlar da bunlardan biridir. Kırgız edebiyatında tarihi roman yazan yazarların öncüsü Tölögön Kasımbekov’dur. Yazar bu ilk tarihi romanı ile Hokand Hanlığı dönemindeki Çarlık Rusya’nın Türkistan coğrafyasını nasıl ele geçirdiğine dair birçok tarihi olayı edebi üslupla anlatmıştır. Halka; tarihi, insanların hayatını, o dönemdeki zor şartları en güzel şekilde eserinde yansıtmıştır. “Teniberdi düşüncelere daldı… halkı birleştiren gerçek kahramanlarımızı hatırlayalım. Şanı dilden dile dolaşan Manas, ondan sonra Cengiz Han, Irıs Tarkan, Kan Batır Han, Timurlenk…14” yazar eserinde geçmişe giderek tarihi kahramanları hatırlar. Şimdi birlik olmaması ve ihanetler onu geçmiş kahramanlar ile ilgi kurmaya iter. Kasımbekov tükenmek üzere olan halkının birlik olarak içinde bulunduğu durumdan kurtulacağını belirtir.

      Omor Sultanov, Kırılan Kılıç romanı kronolojik bakımdan hiç bozulmadan tarihi gerçeklere uygun yazıldığını söyler. Eğer romandaki edebi süslemeler çıkartılırsa bu eseri tarihi bilimsel kaynak olarak değerlendirilebilir. Yazarın tarihi kaynakları derinlemesine araştırmasıyla bu eseri ortaya koyduğu görülmektedir. Kaynak olarak V. Nalivkin “Kratkaya istoriya Koknskaya Hanstva”, Abul Gazi Bahadır Han “Şacara yi- Turk va mogul”, Moldo Niyaz Kokandin “Tarih-i Şahruhi” gibi eserleri kullanmıştır. Ancak bu kaynaklar incelendiğinde yazarın tarihi gerçeklere uymayan kendi kurgusuyla oluşturulan olaylar da vardır.

      Romandaki Şerali Han ile ilgili “Çokoy” hakkındaki olay genelde İslam efsanelerinde çokça karşılaşılan olaylar gibidir. Yazar bu olayı en güzel şekilde kurgulamıştır. Gerçek tarihte bu olayı doğrulayan bir kanıt yoktur.

      Romanda Nüsüp’ün namaz kılarken öldürülmesi olayını kanıtlayan tarihi kaynak yoktur. Tarihçi C. Alımbaev “Nüsüp Biy” adlı kitabında Musulmankul yiğitleri ile Nüsüp’ü, Carmazar’da öldürüp Şahid Mezarına defnettiğini yazar. O dönemde Hokand Hanlığında hizmet eden Ziabidin Maksım “Ferhana Hanlarının Tarıhı” adlı eserinde Şeraalı Han’ın böyle öldürüldüğünü ve Çımındık Mezarlığına defnedildiğini yazar. Buna rağmen Nüsüp’ü, Şadı binbaşının gönderdiği Said Alibek adlı yiğit tarafından yemek yerken öldürüldüğünü yazar. Yazar Nüsüp’ün şanını yüceltmek için olay bu şekilde kurgulamış olabilir.

      Romanda, 1864 yılında Alımbek Datka’nın ölümü verilmiştir. Ancak tarihi kaynaklarda bu kişinin 1862 yılı temmuz ayında öldürüldüğü görülmektedir. Kudayar han’a askeri destekte bulunan Buhara Amiri Muzaffar Şaa, Kudayar ile Madı ilçesine gelip Kurmancan ve Carkınbay ile görüşür. Bu görüşmede Kurmancan’a “Datka” unvanını layık görür. Carkınbay ise Andican’a vali olarak tahin edilir.

      1863 yılında Alımbek Datka ile Alımkul Atalık, Kudayar’ı ikinci defa tahtan indirip Mala Han’ın 12 yaşındaki oğlu Sultan Seyit’i tahta çıkarmaları romanda anlatılır. Ancak bu anlatılan olay tarihi gerçeklere uymuyor. Çünkü tarihi kaynaklarda Sultan Seyit’i tahta çıkaran Alımkul Atalık’tır. Sultan Seyit, Alımbek Datka’nın öldürülmesinden bir sene sonra tahta oturmuştur. Hatta Alım-kul Atalık’ın bu ölüm ile ilgisi olduğu tarihi kaynaklarda bilinmektedir.

      Romanda anlatılan olaylar ile tarihi kaynaklardaki olayların tam olarak uyuşmamasına rağmen “Kırılan Kılıç” romanı tarihi roman olma özelliğini kaybetmez. Bu özelliği ile “Kırılan Kılıç” romanı tarihimizi, tarihi devirleri, tarihi şahsiyetleri öğrenmemizi sağlayan en önemli eserlerden biridir.

      Bunun yanında romandaki karakterlerin çoğu gerçek hayatta yaşamış kişilerdir: Narboto, Alimhan, Ömürhan, Madali, Şerali, Acıbay Datka, Nüzüp, Musulmankul, Alımkul moldo, Kudayar, Alımbek, Cangaraç, Baytik, Skobelev, İvonov, Bolot (İskah) v.s. Bu tarihi şahsiyetlere edebi karakter oluşturmak için yazar, tarihi kaynaklar üzerinde çok çalışmıştır. Edebi karakter ile tarihi kaynaklardaki bilgiler karşılaştırıldığında ikisinde de ortaklığın çok olduğunu görülmektedir. Örneğin romanda önemli kişilerden biri olan Musulmankul karakteri ile gerçek hayatta yaşamış Musulmankul adlı komutanın hayatı, yaptıkları arasında bire bir bağlantı vardır. Musulmankul’un Hokand Hanlığındaki askeri gücü yöneten Kıpçaklara ayrıcalık gösterdiği, “eskiden beri Kırgız Kıpçak halkının binlerce soyu, içlerindeki Altın Beşik’in çocukları, dağlı boylarla kız alıp vererek dünür olmuşlar.”15 Kudaylar hanın tahta çıkmasında önemli rol aldığını, ona kendi kızını eş olarak verdiği görülmektedir. Kudayar Han bu iyiliklere rağmen kayınbabasına karşı çıkar. Kıpçakların isminin yeryüzünden silinmesini emreder. Komutanın bir defa ölümden kaçıp kurtulup, ikinci defasında Hokand’da öldürülmesi tarihi kaynaklarda nasılsa romanda da aynı şekilde kurgulanmıştır. Yazar tarihi kaynaklarda yer alan önemli şahsiyetleri güçlü kalemi ile edebi bir karaktere dönüştürerek halka sevdirmiştir. Bu karakterlerden biri günümüze kadar Alay Kraliçesi unvanıyla anılan Kurman-can Datka’dır. Kurmancan Datka’nın merhametini, cesaretini, anneliğini, halkına olan sevgisini, eşine olan bağlılığını, halkının ona duyduğu saygıyı, devlet yönetiminde ve diplomaside başarısını romanda anlatarak Kurmancan Datka’yı ölümsüz bir karakter haline getirmiştir. Kurman-can Datka romanda şöyle anlatılır: “o, akıllı insanın ne düşündüğünü yüzünden anlar, o her şeye dikkat çeker, çok şey bilir, derler… Kurmancan Datka; Hükümdar olmak kolay mı? Halk için fedakâr, yurt için faydalı olmak gerekir”16 der. Kurmancanın tek istediği halkının birlik içinde olmasıdır. “Birlik kutsal söz! Birliğin, halkın arasını düzelten, bir araya gelmesini sağlayan niteliklerine önceleri kimse karşı çıkmazken şimdiki bozulma ve çürüme”17 onu en çok düşündüren olaydır.

      Sovyet Rusya’nın güçlü döneminde “Kırgızistan kendi isteği ile Rusya’ya katılmıştır” diyerek tarihi gerçeklerin değiştirilip özellikle tek taraflı anlatıldığı herkesçe bilinir. Ancak Tölögön Kasımbekov o dönemde yazdığı romanda gerçekleri ortaya çıkarmıştır. “1867 yılında Rus Çarı tarafından Türkistan’a general-vali tayin edilmiş ve o topraklar önce bölgelere sonra da eyaletlere bölünmüştür. M. G. Çernyayev, S. V. İvanov, M. D. Skobelev, A. N. Kuropatkin gibi tecrübeli generaller, Kırgız topraklarını iyice incelemişlerdir.”18 Romanda Rus General Çernyaev’in Taşkent’e yaptıkları anlatılmaktadır. Eserdeki Çernyaev, K.P. Kaufman, general M.D. Skobelev, mayor M.E. İvonov, baron Vitgenştey ve daha birçok asker tarihte yaşamış gerçek insanlardır. Bunların hepsi Türkistan coğrafyasını ele geçirmeyi amaçlayan Çarlık Rusya’nın en güvenilir askerleri olmuştur.

      Kırılan Kılıç romanı Kırgızların Rus egemenliğine girmesinden önceki hayatını başarılı şekilde anlatan ilk romandır. Romanda Hokand hanlığının baskıcı yönetim anlayışı, hanların, beylerin, atalıkların ve Datkaların iç çekişmeler yüzünden bir araya gelememesi, birlik olamamaları tarihi belgelere dayanılarak anlatılmıştır. “Gafleti, ihaneti, iç çekişmeleri ve esareti konu alan Kırılan Kılıç, Kırgızların yaşadığı tarihsel bunalıma ışık tutar. Milli şuurun basiretsiz yöneticiler tarafından nasıl yok edilebileceğini, emperyalist güçlerin yayılmacı siyasetinin halkı nasıl köleleştirdiğini ve kimliksizleştirdiğini gösterir.”19

Kırılan Kılıç Romanındaki Karakterler

      Dünya edebiyatında içerisinde çok sayıda karakteri olan romanlara rastlamaktayız. Tölögön Kasımbek’in romanı erkek ağırlıklıdır. Bu erkekler