ile Alanyurt arasında Gölcük yaylası yer alır. Köyün güneybatısına düşer. Gölcük yaylası, diğer yaylalarla aynı özelliktedir fakat onlardan biraz daha alçaktır. Bu yaylalar köylüye hayat kaynağıdır.
Köy arazisinde çam, meşe, pıynar, kavak ormanları ile kaplıdır. Arazi çok engebelidir. Tarım arazisi azdır. Sert bir iklim hüküm sürdüğünden, erken düşen kırağı, karpuz, domates ve üzüm gibi ürünlerin olgunlaşmasına müsaade etmez.
Gökçeyayla’nın çevresi ormanlarla kaplıdır. Dar, aynı zamanda engebeli bir vadinin iki tarafına yerleşmiştir. Plânlı, düzgün altı cadde ve caddeleri düzgün kesen sokaklar vardır. Evler toprak damlıdır. On tane kiremitli ev, birkaç tane de ahşap ev vardır.
Köyün doğusu ormandan açılmış tarlalar, diğer yönler vadinin yamacını oluşturan tepeciklerle çevrilidir. Gökçeyayla, Eskişehir-Afyon sınırındadır. Eskişehir-Çifteler-Han yolu, köyü ikiye bölerek Afyon’a doğru uzanır. Yolun doğusunda kalan köy parçasına Çeğetbavur, batısında kalan kısmına da Künbet denir. Okul, cami ve bir pınar, yolun doğusundaki mahallede bir arada bulunmaktadır. Mezarlık, okul bahçesi ile bitişiktir. Fırın, köy odası gibi yapılar yoktur. Köyün sınır işaretleri bellidir; tapu ve hudutlama belgeleri vardır.
Köyde telefon yoktur. Acil durumlarda, telefonu bulunan komşu köylere, en hızlı atlarla veya at arabası ile gidilerek telefon edilir.
Köyde 82 radyo, 1 kasetçalar ve 3 pikap (plak çalmak için)
vardır.
Taşıt olarak 1 traktör bulunmaktadır. (62) attan düzülen (31) çift at, (76) öküzden düzülen (38) çift öküz, (70) tane de at ve öküz arabası vardır.
Afyon’a gitmek için köyden çıkıldığında yol, komşu köy Akhisar’ın yolu ile birleşir. Daha sonra Alanyurt, Selimiye, Bostanlı, Ambanaz, Çıkrık ve Kozluca köylerinin içinden geçer. Yol, kumlanmamış, kaba şosedir. Kış mevsimlerinde tahrip olması sebebiyle Alanyurt ile köy arasındaki yol, taşıt geçemez duruma gelir. Yazın yolun bakımının yapılmasından sonra Haziran ayından itibaren beş ay süre içinde eski bir otobüs köye kadar gelmeye başlar. Geriye kalan yedi ay içinde ulaşım hayvanlarla ve onlara koşulan arabalarla sağlanır. Otobüsle yapılan yolculuklarda çimento torbaları koridora istiflenerek; tavuk ve horoz gibi kümes hayvanları da birbirlerine bağlanarak taşınır.
Köye gazeteyi, arada bir şehre inenler getirir. Postacılar kanalıyla muhtara gelen siyasi gazeteler, Harp Malulü Gazilerin gazetesi, zirai yayınlar, sağlıkla ilgili broşürler ve dergiler gelir.
Dışarıya çok az ürün, mal satılır. Patates, yün, orman ürünleri (odun, tahta, kereste)… Dışarıdan alınanlar pek fazladır. Altı aylık ekmeklik buğdayını çıkarabilen aileler sayılıdır. Meyveler, en bol olduğu zamanda görülür, sonrasına bütçeler yetişmez.
Köyde Haydar Doru’nun başkanlığını yaptığı bir kalkınma kooperatifi var. 1968 yılından bu yana faaliyette olup binasının inşası devam etmektedir. Kooperatif, halıcılık üzerine eğilmiş, kırk kadar halı tezgâhını faaliyete geçirerek köylüye gelir kapısı açmıştır. Sümerbank Halıcılık Müessesesine bin düğümü yüz kuruştan halı dokunuyor.
Evler taş yapıdır, toprak damlıdır. Harç olarak çamur kullanılır. Köyde kiremitli on ev, işlerinin ehli sekiz yapı ustası vardır; köyün camisini ve okulunu bunlar yapmıştır. Yapı ustalarından üç tanesi aynı zamanda marangozdur. Köyde on tane de marangoz bulunmaktadır. Bu ustalar çevre kaza ve köylere iş için giderler.
Köyde en çok yenen yemekler; patatesin çorbası, haşlaması ve kızartması ile un çorbası, süt ve sütten yapılan yiyeceklerdir. Hayvanlar kış mevsimlerinde kuru ot, arpa, saman ve burçakla doyurulur. Yazın otlaklara salınırlar.
Kadınlar şalvar üstüne mintan ve başörtüsü giyerler. Erkekler ceket, pantolon, gömlek ve şapkalıdır. Eski Karaçay kıyafetleri toylarda giyilmektedir. Hemen hemen her evde dikiş makinesi ve az da olsa kömür ütüsü vardır.
Sulamaya elverişli arazi, Gölcük yaylası yolu boyunca uzanan Ketenlik deresidir. Bu derede –birkaç aile hariç- herkesin en fazla bir dekarlık patatesliği vardır. Arazi darlığını, 15 dekarlık tarlayı beş-altı kardeşin bölüşmüş olmasına bağlayabiliriz. En çok arazisi olan 60 dekardır. Tarlalar pullukla sürülür. Pulluğu at veya öküz çeker. Çoğunluk, tarla sürme işini köylüler yapar. Gerekirse kadınlar da harmanda, tarladadır. Toprak geliri dışında odunculuk, hayvancılık mevcuttur. Evde kümes hayvanı besleyen, arıcılık yapan kişiler de yapılır.
Köyde ortalama 200 hayvanlı beş tane sürü vardır. Ayrıca 20-100 mevcutlu koyun ve keçi sürüleri de bulunmaktadır.
Gökçeyayla’da çok eşli evlenme yoktur, ayıp karşılanır. Evlenme yaşı kızlarda 18, erkeklerde 20-30 arasıdır.
Doğan çocuğun kız ve erkek oluşu: Aileler çocuklarının kız ve erkek oluşuna göre değerlendirilir. Çoğunluk erkek doğması istenir.
Gökçeyayla köyü ilkokulu 1945 yılında eğitim öğretime başlamıştır. 1970-71 ders yılında 131 öğrencisi ve dört öğretmeni vardır.
Köyden; biri tıp fakültesinden diğeri erkek teknik yüksek öğretmen okulundan mezun 2 yüksek tahsilli kişi vardır. Ayrıca; 2 öğretmen okulu, 1 sanat oklu mezunu kişi bulunmaktadır. Ortaokulda 8, öğretmen okulunda 3, yüksek öğretmen okulunda 1, lisede 2 Gökçeyaylalı öğrenci okumaktadır.
Okul binası bakımsızdır, toyların binada yapılması zarar vermektedir. İki büyük derslikten ibarettir. Salon, 3. bir derslik olarak hazırlanmıştır. Depo da 4. derslik olarak kullanılmaktadır. Müdür odası ve okula bitişik lojman da vardır. Yazı tahtalarının ikisi tahtadan ve seyyardır. Diğer ikisi sacdan yapılmıştır ve sabittir. Okulda eşya olarak; birkaç kitap, haritalar, şekil levhaları, dört tane çerçevesiz Atatürk resmi, beslenme araçları mevcuttur. Üçer kişilik öğrenci sıralarına ek olarak tek kişilik sıralar yaptırılmıştır. Okulun açılma ve kapanma tarihleri iş zamanlarına rastlıyor, bu sebeple devamsızlıklar yaşanıyor. Bunun dışında devamsızlıklar da görülüyor.
Köyde halk şairi ve âşık yoktur.
Köylü İslâm ve Hanefi mezhebindendir. Minaresiz bir camisi vardır. Cami hoparlöründen köy ile ilgili duyurular da yapılmaktadır. Caminin yapısı ve bakımı iyidir. Avlu duvarı vardır. Avlusunda selvi ağaçları mevcuttur. Evlerde kadınlar, camide de 15-20 kişi, çoğunluk ihtiyarlar namaz kılıyor. Bayram, Cuma ve cenaze namazlarında mevcut artıyor. Her vakit namazı sonrasında, cami önünde kabristandan yana dönülerek ölmüşlerin ruhlarına bağışlanmak üzere sureler okunur, dua edilir. Kadınlar arasında dervişlik, zikr geceleri yaşanır. Erkeklerde Nur ve Süleymanlı cemaatlerine bağlı olanlar vardır.
Dinî bayramlar, bayram namazından sonra bayramlaşma ile başlar. Kabristan ziyareti yapılır. Çocuklar ellerinde naylon poşetlerle evleri dolaşırlar; onlara şeker, fıstık gibi yiyecekler verilir. Erkekler ve gençler de akrabalarını ve büyüklerini ziyaret ederler. Kadınlar bayram sabahları evlerinden ayrılamazlar, onların bayramı öğleden sonra başlar. Büyüklere yemek, küçüklere şeker ikram edilir.
Arife günü akşamı, diğer köylerde pek rastlanmayan tebgir yapılır. Akşam namazından önce camiye pişi, bisküvi, kuru üzüm gibi yiyecekler gönderilir. Çocuklar da cami önüne birikirler. Bu yiyecekler, namazdan sonra çocuklara dağıtılarak onlar bayram öncesi sevindirilir. Kurban bayramının Ramazan bayramından farkı kurban kesilmesidir.
Cami imamı Kur’an Kursunda yetişmiştir. Köyde “hoca” namıyla bilinen beş kişi vardır. Büyüye ve muskaya inanıldığı gibi doktora ve ilaçlara da itimat edilir.
Hiçbir