ermektir,
Gençlik; haddi sonsuzluğa germektir.
Gençlik işte, yok ederek yalanı,
Sığ bir fikri geliştirip sermektir.
Gençlik sana bahşettiği Tanrı’nın,
Kaderindir baht, ödülün… Velhasıl
Fani olanı dönüştürsek gerçeğe,
Bir bebeğin olur yaşı bir asır!
1.13. YILDIZLAR
Şaşırtıcı, gök dolusu yıldızlar
Rahattırlar ışık saçıp dururlar.
Yerde iki “yıldız” gelmez yan yana
Çekemezler… imkân olsa vururlar.
Çıkamazken çekemezlik sazından,
Yükseklere boşuna el sunarlar.
Birbirinden yalan şanı korurlar,
“Yıldız” olma derdiyle yanarlar.
Yalnız yıldız benim işte ben derken,
Birbirini topa tutar, bozarlar.
Enginlik ne? Asalet ne? Bilmezler,
Bu yıldızlar nam peşinde koşarlar.
Engel koyar… Atamazsın adımı…
Eser yazar kaçırarak tadını.
Yarım karış bile ışık saçamaz,
Cahil almış sahte yıldız adını.
Ama göğün yıldızları başka ya!..
Sahte şanın onlar değil kölesi.
Karanlığı aydınlatıp aşkıyla,
Etrafına ışık saçar şulesi.
Bencil yönü yoktur gerçek yıldızın
Yüzü parlak sade ve çok güzeldir.
Ebediyet kuralına tutunan,
Adına şan yakışandır, özeldir.
1.14. ÖMÜR TEZAT
Ben güçsüzüm, gücüm yetmez ecele,
Yavrusu ölmüş deve gibi bozlarım.
Öldürmüşüm gibi pişman olarak,
Birileri vefat etse, sızlarım.
İlginç bir his olur bazen herkeste,
Aynı fikir olur bazen hem Sizde.
İnsanoğlu ölse keşke ölmeden,
Keder hepten orada dursa hem bizde.
Bulsak keşke sonsuz hayat yolunu,
Sonra gelse yaşlı olma durumu.
Gençlik için günler her gün gam yese,
Kaldırılsa bu yaşlılık sorunu.
Ah ne denli gençlik hayat dolusun,
Hakk’ın aşka bade sunan kolusun.
“Gençleşirsek” içtikçe de sürekli,
Matem günü olmazdı hiç ulusun.
Kayık olup mutluluğun gölünde,
Kalsak keşke ebediyen ömürde…
Benim böyle düşünmemin sebebi,
İnsanlığı kıyamam hiç ölüme!
1.15. ÖZLEM
Parmaklar tutuşunca aşkla yanan
Göz göze gelinince gözler kayan,
Sararıp hasta olmuş dudaklar da
temasla, hiç ilaçsız tez sağalan
anları öyle güzel geçip giden
düşünsem, alevlenir tin ve beden!
Töreyi bozup ölmek üzereyken,
Gülmeni isterdim su niyetine.
Gözlerin gözlerime bakar iken,
Parmağın parmağımı sıkar iken,
Dudaklar arzu dolu yanar iken
Eceli Tanrım alsın diyetime!
1.16. SEVMEK İÇİN YARATTI
Görsem garip başıma baht, kuş konar,
Görmez isem gözlerime yaş dolar.
Sensiz hayat görünmez hiç gözüme,
Sensiz benim öz başım yük özüme.
Birbirini sevsin diye yaratan;
O sözünden asla caymaz Yaradan!
Ayrılırsam beni ölürüm bu dertten.
Artık Mevla’m ben ağlarım hasretten.
Aşkım için sürgünlere salınız,
Bin yıl olsun tamu oduna atınız.
Ben yine de vazgeçmem hiç sevgimden,
Kesseniz baş… işte canım alınız!..
1.17. BOZ ÜY 7
Ulus için fedai yiğitlerce,
uukları8 tündükü9 tutmaktadır.
Keregeler10 danışman hanımlarca
Beraberlik ruhunu gütmektedir.
Ak boz üyden gelinin memesince,
Ana sütü misali rızık akar.
Ateş yanan ocağı ezel ebet,
Göçer konar halkı besler… İyi bakar.
Hurilerin kucağı misalince,
Üzük 11, tuurduk12 sıcaklık verip gelir.
Anlatsan da aylarca bitmez boz üy…
Ama göçer sırrını sezip sezip gelir.
Akıl, erdem sınırsız görkemlilik
boy gösterir boz üyde süs püs, bezen.
Sonsuz âlem sınırsız sığdırılıp,
Kerametli nam almış boz üy denen.
– Hoşgörünün simgesi boz üylere
Asmamışlar, asılmaz kilit niçin?
– Elindeki son malını konuğuna
Kesmek sonsuz baht olur göçer için.
Atalardan nesline geçen boz üy,
Bir adımda bin yılı çözen boz üy.
Yeni konuş Kırgız’a lazım olsa,
Canlanarak zirveye göçen boz üy.
Bestesinden kopuzun haz alarak,
Et, sucuk ve kımızı baz alarak,
Ağırlamak isterim uzayda da
Ak boz üyde elime saz alarak.
…Hor görmeden nesiller boz üyleri,
Çıkartsalar