Mutallip Saydula

Denizin Söyledikleri


Скачать книгу

güller solar, biz yine de onları gül diye hayal

      ederiz

      Yine çokça şey bizi yorar biz yine de dayanırız

      Bir ruhun kuruyup kalması sadece söylenen şarkılarda

      mı?

      Sen bilemezsin

      Ebediyen bilmemeye çalışırsın

      Sonra ıssız bir çölde güllerle kucaklaşırsın

      Burada iki gölge yatar toz toprak olmuş

      Ona binip oynayanlar sevimli çocuklar

      Sen yine de o çölden kaçıp kurtulmak mı istersin?

19 Haziran 2018

      İSİMSİZ MEVSİM

      Hiçbir şey anlamlı değil

      Çıplaklaşsa yaprak gibi

      Yükseklerden akan bir diyaloga gözlerimizi dikip

      Çizmeye muktedir değilim

      Sanatı, felsefe ya da başkasını

      Fakat

      Biz hepimiz çıplak bir geçmişi anlarız

      Gerçi cümleler hamile olsa da

      Onlar da insan gibi

      Onlar da canlı

      İkilemde koyma güneşi

      Ya da

      Doğmuş mu onlar aynı gecedeki hicrandan?

      Bahar sona erdi

      Yaz mevsimi bitirdi son dersini

      Tefekkürü hazmetmemeye yemin etmiş olan için

      Yollar çıplak

      Sokaklar yapraklara asılı

      Senin beni örtündüğün gibi

      Bu son bahar havasında

      Gel, biraz konuşalım!

      Ben veya boşanmış, kaybolmuş cümleler hakkında

      “Ağaçlar öldü” diye ıstırap çekme

      Onlar da bizim gibi

      Mühür gibi bir tarihi kalbinde gizlemiş

      Yeter, yorma kendini

      Lirik bir müzik dinleyelim biraz

      Yeter, buralarda gürültü çok

      İstersen senin o gözüne gizleyelim kendimizi

      Bulamasın

      Akşam çok içtikten sonra sokakta geceleyen şarapçı

      Ben bencil birim

      Yüz çeviririm her şeyden

      Havadan

      Sudan

      Düzlükten, belki

      Bütün sırlar ifşa olsa

      Mevsimler yine tekrarlansa

      Galebe için büyük senfoni çalınsan

      Yine de hiçbir şey aklımda kalmaz

      Ah! Kalsın bu dünya

      Götür beni gözlerine

      Orada çizelim bir isimsiz mevsim.

15 Ağustos 2018

      TABLET İLAÇ

      Şanssızım

      Belki uzun yol

      Rüyana girmiş

      Yerli tedavi

      Batı tarzında analiz etmek

      Yüksek teknoloji mi? hiçbiri yaramaz

      Bizim bugünkü halimiz

      Beyaz önlük giymiş ervah

      Otobandaki kavşakta

      Birbiri ile karşı karşıya

      Tek bir noktaya dikilmiş olan.

17 Ekim 2018

      BEŞİNCİ MEVSİM

      Bahar

      Deniz kenarındaki bir kadın

      Oltasını atmış yakalayamaya güneşi

      Kış

      Sahilde bir erkek

      Oltasıyla süzdü dolunayı

      Kadın ve erkek

      Bir nehrin yatağı şu an

      Yolları bir tarihte karşılaşmış

      Kadın ve erkek

      Bir gemiden başlayan yol

      Beşinci mevsimdeki rivayet onlar.

      ZAMANI ÇİZMEK

1

      Zamanı kesip geçiyorum

      Ölüm ile hayat arasından

      Altın renk yaprak gibi

      Ayaklar altında ezilmiş

      Ona yazılan mektup.

2

      Zaman beni kesip geçer

      Sevgiyle azabın sınırında

      Rengi bilinmez

      Şırıldayan yaprakların hasreti gibi

      Onun bana gönderdiği mektup.

3

      Zamanı okuyup duruyoruz

      Kanatlarında çürümüş hasır otu çiçeği

      Rengi atmış

      Üzülmüş yaprak

      Bizim ona gönderdiğimiz mektup.

4

      Sen ve ben

      Zamanı sevmiyoruz

      Rengi belirsiz, anlamsız

      Kurumuş yaprak gibi

      Biz de ondan bekliyoruz mektubu

5

      Ben gittim zamandan yavaş yavaş

      Bir mektup okunmakta arkamdan

      Zamanın gemisine sarılarak

      Bir saray çiziyorum

      Ah! bu hayat ilginç.

      GÜZE GİRİŞ

      Önümde bahar

      Arkamda kış

      Yakıp geliyorum hayatı her gün

      Bazen giyinip kalın paltomu

      Bazen de kalıyorum çıplak.

      Karışla ölçülen dakikalarda

      Uzanıp yatıyor cilveli bahar

      Usandırıcı, sararmış orman

      Nazlı, oynak, güleç yapraklar

      Yazılıp tükense bu rivayet de

      Ömrün gözüne girerim hemen

      Bir tek soruyu sorarım daim

      -Ey altın yaprak

      Sen hakikaten kimi seveceksin?

      SIFIRA KARŞI

      Seni ektim, yetiştirdim

      Ölüme sarılıp ağlıyor sokaklar

      Ben eriyip yok olursam

      Kahkahaya boğuluyor hayaller

      Ben kendime karşı

      İççice girmiş sokağın namusunda

      Yüzyıl