Leyla Aliyeva

Sanki Bir Alevsin


Скачать книгу

gideceksin sen de herkesler gibi.

      Demek, herkes gibi yalancısın sen de,

      Ümit vermen yeter, iyileştir kalbimi.

      TERK EDEMEM HİÇBİR ZAMAN SENİ

      Zaman nereye aktı hızla böyle?

      Kapının ağzını kış aldı yine.

      Yine, yaz ruhumu iyice üşüttüm,

      Yakalandım keder hastalığına.

      Güneş doğdu,

      Bahçedeki güllerim açmaz,

      Hazar’ın kumları parlamıyor güneşte…

      Yakıyor göğsünü özlem ateşi,

      Kimi sonsuza kadar yalnızdır yine.

      Yüreğim neden yine dondun,

      Neden buza döndün,

      Kim eritecek?

      Her türlü ısınmak istemiyorsun sen

      Senin alışkanlığındır,

      Kışın gam yemek.

      Zaman nereye aktı, acaba böyle?

      Ben “dur” dedim,

      O ise durmadı.

      Yola karanlık çöktü, saat altıda.

      Elim ise güneşe uzana kaldı.

      Yetişebilseydi eğer ellerim,

      Avucumun içinde gizlerdim onu.

      Öyle kucaklardım ki onu

      Kalbime sokarak

      Bir daha gelmezdi gündüzün sonu.

      Ancak gözyaşlarını görür geceler…

      Affet beni kalbim,

      Beni sen affet.

      Bir daha, seni incitmeyeceğim.

      Bir daha seni terketmeyeceğim.

      İNANMIYORUM

      Yine yaralandı

      Ruhum soldu gül gibi.

      Kırık mısralarımın

      İçinden düştü yürek…

      Kalbim kaya gibi

      Çarptı uçurumlara

      Merhamet et ruhuma

      Allah’ım, nereye gitsem?

      Aylardan ya da günlerden

      Güçlü olur mu hiçbir an?

      Olur… Çünkü geriye

      Dönmez asla o bir an…

      Bu kahkaha sesi ne?

      Bu gülümseme ne gizler?

      Benim bu ruhum gibi

      Var mı güzellikler?

      Çırpınıyor zavallı ruhum

      Kafesteki kuş gibi.

      Çırpınıyor denizde,

      Boğulan yakınım gibi

      Boğuluyor, yok iradem

      Ruhumu çıkarmaya.

      Ağlamak istiyorum,

      Gücüm yok ağlamaya.

      Ellerim güçsüzleşti

      Ağrım gözümde donmuş…

      Bozuldu bu hikâye,

      Yazmak çok zordur onu.

      Bozuldu bu hikâye

      “Yok” deyip bağırsam da.

      Sesim gücünden düştü

      Dilim zehir tatsa da.

      Ne değişti aniden?

      Kar yağıyor, kıştır ha,

      Söyleme sen, ayaz imiş,

      Ne bileydim ben garip.

      Yapraklar da dökülür

      Karanlık basar gündüzü.

      İnanmıyorum peki niye?

      Neden bilmiyorum ben?

      KUĞU KUŞU

      Toplam tek bir atış,

      Tek bir kurşun…

      Kuğu kuşu gökyüzüne uçup gitti…

      Hayal bir anda söndü karardı.

      Mucizelere inanç orada öldü…

      Sinsi sinsi tökezledi avcı,

      Gülerek gizledi ne derdi vardı.

      Bir başka hayata kıymakla sanki,

      Kendi hayatının öcünü aldı.

      Toplam bir ateş,

      Sadece bir anda.

      Kayboldu, yok oldu, dupduru sevgi.

      Çiselendi o temiz, duygulu hisler.

      Beyaz tüylere altın kan gibi.

      İnsanın hakkı var ateş etmeye,

      Acaba yaşamayı nedir hak eden?

      Dili olmayanlar kurtulamıyor

      Bu haksız, insafsız, kör takiplerden

      Hepsi bir ateş,

      Ağlıyor rüzgâr.

      Kuğu kuşu yitirir sevgilisini.

      Verirdi avcıya,

      Her neyi varsa..

      Ateş etmeden oradan

      Çıkıp gitselerdi…

      Kendi canını bile feda ederdi,

      Sadece sevgilisi,

      Geri dönebilsin.

      Nasıl bir acıdır hasretle ölmek?

      Dert döner mermiye, göğsünü deşer.

      Hepsi bir ateş,

      Deniz kadar keder,

      Kuğu gökyüzüne uçtu, bir yıldız gibi.

      Kayboldu ama kendi sevgilisine

      Asla izin vermedi,

      Kalbinde ölsün…

      Kuğu dökemedi gözyaşlarını,

      Gözyaşları geçmişi getirmez geri.

      Dert-keder elinden deliye döndü,

      Gözleri aradı karanlık sonu.

      Silindi aklından, açılan ateş

      Her şeyi yoluna zaman sokacak.

      Ama insanoğlu asla dünyada

      Kuğu kuşu gibi,

      Sevmeyi başaramayacak.

      UNUTAMIYORUM GÖZLERİNİ BEN

      Yetimhanenin öksüz çocuklarına

      Unutamıyorum o dertle dolu,

      Denizler gibi derin gözlerini ben.

      Sadece sen…

      Bir tek sen hiç gülmedin,

      Şimdi üzülüyorum

      O hâlini düşünmekten.

      Söylesene,

      Sekiz yılda ne gördün?

      Zulüm,