Люси Мод Монтгомери

Avonleali Anne


Скачать книгу

etmiş herkese, “Nasıra’dan iyi bir şey çıkabilir mi?”2 tavrıyla yüksekten bakardı. Elbette iyi insanlar olabilirlerdi ancak bundan şüpheye düşerseniz ihtiyatlı davranmış olurdunuz. “Yankeelere” karşı ise özel bir ön yargısı vardı. Kocası bir zamanlar Boston’da çalışırken bir işveren tarafından on dolar dolandırılmıştı ve ne melekler ne devlet başkanları ne de hiçbir güç Bayan Rachel’ı bundan bütün Birleşik Devletler’in sorumlu tutulamayacağına ikna edemezdi.

      “Bir parça taze kan Avonlea’ye kötü gelmez.” dedi Marilla kuru kuru. “Hem çocuk azıcık bile babasına benziyorsa eğer fena değildir. Her ne kadar bazı insanlar kibirli olduğunu söyleseler de Steve Irving bu taraflarda yetişmiş en iyi oğlandı. Bayan Irving çocuğu aldığına memnun olacaktır. Kocası öldüğünden beri bayağı yalnızdı.”

      “Çocuk iyi olabilir ama Avonlea çocuklarından farklı olacaktır.” dedi Bayan Rachel, sanki bu konuya açıklık getirecekmiş gibi. Bayan Rachel’ın herhangi bir kişi, mekân ya da nesne hakkındaki fikirleri dikkatli olunması gerektiği yönündeydi. “Köy Geliştirme Topluluğu kurulacağı ile ilgili duyduklarım da ne Anne?”

      “Geçen münazara kulübünde bu konu hakkında bazı kızlarla konuşuyordum…” dedi Anne kızararak. “Bunun iyi olacağını söylediler. Bay ve Bayan Allan da aynısını söyledi. Artık çok sayıdaki köyde var bunlardan.”

      “Neyse başına iş alırsın. En iyisi bırakmak Anne, o kadar. İnsanlar geliştirilmekten hoşlanmazlar.”

      “Biz insanları geliştirmeye çalışmayacağız. Avonlea’yi geliştirmeye çalışacağız. Burayı güzelleştirmek için yapılabilecek çok sayıda şey var. Örneğin eğer Bay Levi Boulter’ı çiftliğinin yukarı kısmındaki o korkunç eski evi yıkmaya ikna edersek bu bir gelişme olmaz mı?”

      “Kesinlikle olur.” diye itiraf etti Bayan Rachel. “O eski harabe yıllardır göz zevkimizi bozuyor. Ancak siz ‘Geliştirmeciler’ eğer Levi Boulter’ı para almadan kamu için bir şey yapmaya ikna ederseniz bu sürece şahit olmak için yanınızda durabilir miyim? Şevkinizi kırmak istemiyorum Anne, çünkü fikirlerinizde olumlu şeyler olabilir. Her ne kadar bu fikirleri o çöp Yankee dergilerin birinden aldığınızı düşünsem de. Ancak okul seni yeterince meşgul edecektir ve bir arkadaş olarak geliştirmelerle kafanı yormamanı tavsiye ederim, o kadar. Ama eğer kafana koyarsan bunu yapacağını biliyorum. Bir şekilde her işin sonunu getirmeyi başarıyorsun.”

      Anne’in dudaklarının sert hatlarındaki bir şey, Bayan Rachel’ın bu tahmininde çok da hatalı olmadığını anlatıyordu kadına. Anne, Geliştirme Topluluğu’nu kurmaya çok istekliydi. White Sands’te öğretmenlik yapıp cumadan pazartesine evde olacak Gilbert Blythe da bu konuda hevesliydi. Diğer kişilerin çoğu da arada bir toplanmayı ve bunun sonucu olarak eğlenmeyi getirecek her işin içine girmeye isteklilerdi. “Geliştirmeler” ise Anne ve Gilbert dışında kimsenin net bir fikre sahip olduğu bir konu değildi. Kafalarında ideal bir Avonlea, başka bir yer olmasa bile, yaratıncaya dek konuşup planlar yapmışlardı.

      Bayan Rachel’ın onlar için bir haberi daha vardı.

      “Carmody Okulunu, Priscilla Grant isimli birine vermişler. Sen bu isimde bir kızla Queens’e gitmemiş miydin Anne?”

      “Evet, Priscilla Carmody’de öğretmenlik yapacak! Ne kadar da güzel!” diye haykırdı Anne. Anne’in gri gözleri akşam yıldızlarına benzeyince dek ışıldamaya başladı. Bu durum Bayan Lynde’i, Anne Shirley’in güzel bir kız olup olmadığı konusunda net bir karara varıp varamayacağı üzerine bir kez daha düşünmeye itti.

      BÖLÜM 2

      ACELEYLE SATMAK VE PİŞMAN OLMAK

      Ertesi gün öğleden sonra Anne, yanına Diana Barry’i de alarak Carmody’e doğru bir alışveriş seyahatine çıktı. Hâliyle, Geliştirme Topluluğu’nun yeminli üyesi olan Diana ile gidiş ve dönüş yolculuğunda bu konu dışında pek bir şey konuşmadılar.

      “Bu işe başladığımızda yapacağımız ilk şey şu binayı boyatmak olmalı.” dedi Diana, Avonlea binasının yanından geçerlerken. Ağaçlı bir çukurun üzerine inşa edilmiş yıkık dökük bu binanın dört bir tarafı ladin ağaçlarıyla çevrelenmişti. “Rezil görünümlü bir yer ve Bay Levi Boulter’ı evini yıkmaya ikna etmeden önce burayla ilgilenmeliyiz. Babam bu işi asla başaramayacağımızı söylüyor. Levi Boulter bu iş için gereken zamanı harcayamayacak kadar cimriymiş.”

      “Eğer, oğlanlar tahta döşemeleri taşıyıp onun için çıra yapmak üzere parçalara ayıracaklarına söz verirlerse belki binayı yıkmalarına izin verir.” dedi Anne ümitle. “Elimizden geleni yapmalıyız ve ilk başlarda yavaş hareket etsek de bundan memnun olmalıyız. Her şeyi bir anda geliştirmeyi beklememiz söz konusu olamaz. İlk önce kamu hassasiyetini eğitmeliyiz tabii ki.”

      Diana, kamu hassasiyetini eğitmenin ne anlama geldiğinden tam olarak emin olmasa da bu ifade kulağa hoş geliyordu. Böyle bir hedefe sahip bir topluluğa üye olacağı için oldukça gururluydu.

      “Dün gece yapabileceğimiz bir şey düşündüm Anne. Carmody, Newbridge ve White Sands’in birleştiği üç köşeli toprak parçasını biliyorsundur. O toprak parçası ladin fidanlarıyla dolu. Sence de onları temizlesek ve sadece üzerindeki iki üç tane huş ağacını bıraksak güzel olmaz mı?”

      “Muhteşem olur!” dedi Anne neşeyle. “Huş ağaçlarının altına da basit bir bank koyarız. Bahar geldiğinde tam ortasına çiçek tarlası yapar, sardunyalar dikeriz.

      “Evet, ama yaşlı Bayan Hiram Sloane’ın ineğini yoldan çekmesini sağlayacak bir yöntem bulmamız gerek. Yoksa sardunyaları yer.” dedi Diana gülerek. “Kamu hassasiyeti derken ne demek istediğini anlamaya başlıyorum Anne. Şu anda eski Boulter evi var. Böylesi bir kuş tüneğini daha önce görmüş müydün? Üstelik yolun çok yakınına dikilmiş. Penceresiz eski bir ev gözleri oyulmuş ölü bir şeyi çağrıştırıyor bana hep.”

      “Eski ve metruk bir ev oldukça hüzünlü bir görüntü bence.” dedi Anne hülyalı bir şekilde. “Bana her zaman bu yerin geçmişini düşündürüyor ve eski zamanlardaki neşesine hüzünlenmeme sebep oluyor. Marilla, o eski evde uzun zaman önce geniş bir ailenin yaşadığını ve o evin oldukça güzel olduğunu söylüyor. Hoş bir bahçe ve dört bir yana yayılmış güllerden bahsediyor. Küçük çocuklar, kahkahalar ve şarkılarla doluymuş. Ama şimdi bomboş ve rüzgâr dışında hiç kimse uğramıyor. Ne kadar da yalnız ve hüzünlü hissediyordur kim bilir! Belki de ay ışığının aydınlattığı gecelerde dönüyorlardır. Uzun zaman önce yaşayan çocukların, güllerin ve şarkıların hayaletleri… Böyle zamanlarda yeniden genç ve neşeli olduğunu hayal ediyordur ev belki de.”

      Diana kafasını salladı.

      “Ben artık mekânlarla ilgili böyle düşüncelere kapılmıyorum Anne. Lanetli Koru’da hayaletler olduğunu hayal ettiğimiz zaman annemin ve Marilla’nın ne kadar kızdığını hatırlamıyor musun yoksa? Şimdilerde bile o çalılıktan karanlık çöktükten sonra rahatça geçemiyorum. Eğer eski Boulter evi hakkında da benzer şeyler hayal etmeye başlarsam oradan geçmeye de korkarım. Ayrıca o çocuklar ölmediler. Hepsi de büyüdü ve iyiler. İçlerinden biri kasap oldu. Ayrıca çiçeklerin ve şarkıların hayaleti olamaz zaten.”

      Anne küçük bir iç çekişi bastırdı. Diana’yı çok seviyordu ve her zaman iyi dost olmuşlardı. Ancak hayal âleminde gezinmeye başladığında yalnız devam etmesi gerektiğini uzun zaman önce öğrenmişti. Bu yere, en sevgili dostun bile arkasından gelemeyeceği büyülü bir patikadan gidiliyordu.

      Kızlar Carmody’deyken şimşek yağmuru