Сюэцинь Цао

Kızıl Odanın Rüyası III. Cilt


Скачать книгу

ama biraz tereddütlü görünüyordu.

      “Ama insanlar kim olduğunu anlarlar.” dedi.

      “Hayal gücünüz ne kadar da zayıf!” dedi Fangguan. “Yabancı olduğumu söylersiniz. Ailenizde yabancı uşaklar da var.5 Hem bana örgü saç çok yakışıyormuş; herkes öyle söylüyor. Ne dersiniz? Çok iyi bir fikir değil mi?”

      Baoyu çok beğendi.

      “Harika!” dedi. “Bazı resmî görevlilerin, savaşta esir aldıkları Tatarlar ya da Tibetliler gibi yabancıları uşak olarak çalıştırdıklarını sık sık görüyorum. Atları gayet iyi idare ettikleri ve soğukta beklemekten rahatsız olmadıkları için seyis olarak çalıştırıyorlar. O zaman biz de sana yabancı bir isim verebiliriz. Yelü Hunni’ye ne dersin? Yelü eski bir Hitay6 soyadı; Hunni de Xiongnuların7 kendilerine verdikleri isim.

      “Şimdi doğrudan bilge kral Shun’in soyundan gelen bir İmparator’un yönetimi altında, erdem, insanlık ve ana baba saygısının aşikâr olduğu bir dönemde ve güneşle ay olduğu sürece devam edecek bir hanedanlıkta yaşadığımız için ne kadar şanslıyız. Bu yüzden, geçmiş hanedanlıklarda problem çıkaran azılı barbarlar, şimdi silahlara başvurmamıza gerek kalmadan ellerini kavuşturup, başlarını eğerek bize itaat ediyorlar; uzak kabileler de bizim idaremize boyun eğiyorlar. Egemenliğimizin şerefine onlarla dalga geçebiliriz.”

      “Eğer böyle düşünüyorsanız, gidip okçuluk ve binicilik dersi alıp diğer savaş sanatlarını öğrenin; sonra da sınıra gidip asileri ele geçirirsiniz! Bizi kullanmak yerine sadakatinizi böyle göstermeniz daha iyi olmaz mı? Devletin başarılarını ve erdemini övme bahanesiyle kendinizi eğlendirmek için konuşup duruyorsunuz.”

      “İşte anlamadığın şey de bu!” dedi Baoyu gülerek. “Dört deniz bizim egemenliğimize boyun eğdi ve her yerde huzur hüküm sürüyor; gelecek yıllarda da silahlara ihtiyaç olmayacak. Huzurun meyvesini yemeyi hak etmek için eğlenirken bile Saray’a övgüler yağdırmalıyız.”

      Fangguan kabul etti ve ikisi de uygun bulduğu için Baoyu artık ona Yelü Fangguan Hunni diye hitap etmeye başladı.

      O gün yemekten sonra Pinger, Şakayık Bahçesi’ndeki çardak çok sıcak olacağından, partinin Karaağaç Gölgesi Salonu’nda hazırlandığını bildirdi. You Shi, Ning Konağı’ndan kocası Kuzen Zhen’in iki genç odalığı Peifeng ve Xieyuan’i de alıp erkenden geldi. İkisi de çok genç ve çekici kadınlardı; bu konağa pek sık gelme şansları olmuyordu. Bugün enerjik Bahçe sakinlerinden Xiangling, Xiangyun, Fangguan ve Ruiguan ile ilk kez karşılaşınca, “Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş” deyişinin doğruluğunu kanıtlarcasına, kendilerini rahat hissederek, yeni buldukları arkadaşlarıyla hararetli bir sohbete daldılar ve Bahçe’yi keşfe çıktılar. You Shi de kendi hizmetçileriyle baş başa kalakaldı.

      Hanımlar Kızıl Neşe Avlusu’nu dolaşırlarken, Xiangling, Peifeng ve Xieyuan, Baoyu’nün Fangguan’a Yelü Hunni diye seslenmesine çok güldüler. Fangguan bu acayip ismi nereden aldığını onlara anlatınca, onlar da aynı ismi kullanmaya başladılar ama ağızları yabancı kelimelere alışmadığından isim kısa sürede Yellow Honey şekline dönüştü; hatta hemen sonra o da Yellow Belly hâlini aldı. Hizmetçiler onun böyle çağrıldığını duyunca, kahkahalarla güldüler. Baoyu onların eğlenmesinin Fangguan’ı inciteceğinden korkarak başka bir isim önerdi.

      “Batı’da, Fransa’da çok değerli altın yıldızlı camlar olduğunu duydum; kendi dillerinde venturina diyorlarmış. Sen de o kadar parlak ve ışıl ışıl birisin ki Venturina adı sana çok yakışır.” dedi.

      Fangguan bunu çok sevdi. Ama yine olmadı, diğerleri bu ismi de çok zor buldular ve Çinceye çevirip Boli dediler. Bu konuda bu kadar yeter.

      Karaağaç Gölgesi Salonu’nda parti başlamıştı. Bir kere daha şarap sınırsız bir eğlence için bahane olarak kabul edildi. Kör hikâyecilerin kendileri için davul çalmaları istendi ve Pinger bir dal şakayık koparıp “dal iletme” oynamaya başladı. Yaklaşık yirmi kişi kadardılar. Bu dal elden ele geçecek ve davul sustuğunda kimin elindeyse, o kişi şarap içmek zorunda kalacaktı. Eğlence doruk noktasındayken, iki kadının Nanking’deki Zhen ailesinden hediyeler getirdiği bildirildi. Tanchun, Li Wan ve You Shi onları karşılamak için görüşme odasına gittiler. Partideki diğerleri bir molaya karar verdiler ve isteyenler dışarı çıktı. Peifeng ve Xieyuan sırayla salıncağa bindiler.

      “İkiniz birden binin, ben sizi sallarım.” dedi Baoyu.

      “Yo, olmaz!” dedi Peifeng korkuyla. “Senin nasıl salladığını biliyorum, Yellow Belly yapsın.”

      “Lütfen.” dedi Baoyu. “Ona öyle deme! Herkes aynı şeyi yapar, onunla dalga geçerler.”

      Xieyuan salıncakta kıkır kıkır gülüyordu.

      “Susun ikiniz de! Eğer böyle güldürürseniz doğru dürüst sallayamam. Düşersen yumurta gibi parçalanırsın!” dedi Fangguan.

      Peifeng onun peşinden koştu; neşeyle boğuşmaya başladılar. Tam o sırada Doğu Konağı’ndan biri deli gibi koşarak geldi.

      “Yaşlı beyefendi vefat etti!” diye duyurdu.

      “Vefat mı?” Buna kimse inanamadı. “Ama hasta değildi ki? Nasıl böyle aniden öldü?”

      “Bütün ömrünü ölümsüzlüğü arayarak geçirdi, her gün iksir içiyordu.” dedi hizmetçilerden biri. “Belki amacına ulaştı ve ölümsüz oldu.”

      You Shi haberi üzüntüyle karşıladı. Yapılacak çok iş vardı ama Kuzen Zhen, Jia Rong ve Jia Lian evde olmadıklarından, yardım için güvenilecek hiçbir erkek yoktu. Tabii ilk iş olarak saçındaki tüm süsleri çıkardı. Sonra Gizemli Gerçek Manastırı’na bir uşak gönderip kocası gelip sorgulayana kadar Taocu rahiplerin kilit altına alınmalarını söyledi. Kendisi de arabasına binip, Başkâhya Lai Sheng’ın karısı ve diğer birkaç kıdemli hizmetçiyle beraber bütün hızıyla şehir dışındaki Gizemli Gerçek Manastırı’na gitti. Bu arada diğer hizmetkârlar da öteki aile üyelerine gönderilip manastıra gitmeleri istendi.

      Gerektiği şekilde doktorlar da geldiler. Hasta zaten öldüğü için bildik teşhis yöntemleriyle yapılacak fazla bir şey kalmamıştı ama yıllardır tuhaf bazı Taocu nefes alma alıştırmaları, yoga, Büyükayı’nın Yedi Yıldızı’na ibadet yaparak, bazı geceler nöbet tutarak, cıvalı iksirler içerek ve ölümsüzlüğe ulaşmak için kendisini yıpratarak bünyesini zayıflattığını ve ölümünü hızlandırdığını biliyorlardı. Moraran yüzünü, çatlayan, pörsüyen dudaklarını görüp, demir gibi sertleşen karnına dokununca ortaklaşa fikirlerini oluşturmakta hiç zorlanmadılar ve sözcüleri, bekleyen kadınlara sonucu bildirdi: Taocu araştırmalarının uygulanması sırasında bazı zehirli metaller almasının ardından ödem ve yıpranma sonucu ölmüştü.

      “Zehirli bir şey değildi.” dediler Taocu rahipler, panik içinde. “Gizli bir formülü olan güvenilir, yeni bir iksirdi ama doğru şartlarda alınması gerekiyordu. Belli bir güce erişmeden böyle şeyleri kullanmaması konusunda onu uyardık, henüz buna hazır olmadığını söyledik ama bize inanmadı. Dün gece kalkıp kendi başına meditasyon yaparken aldı herhâlde, yanında ona engel olacak kimse yoktu. Hiç şüphesiz ibadeti sayesinde ölümsüzlüğe erişti. Çürük et kıyafetini atıp hüzün denizini ardında bıraktığı için sevinmemiz gerekir.”

      Ama You Shi’nin tartışmaya girmeye hiç niyeti yoktu. Geri döndüğünde onlarla kendisi ilgilensin diye Jia Zhen gelene kadar içeri hapsedilmelerini emretti. Babasının