Harold S. Koplewicz

Sağlam Çocuklar Yetiştirmek


Скачать книгу

mühendis, bana makinelerinin fotoğraflarını attılar; tren rayları mı dersin, makaralar, sepetler, neler neler. Ağlayacaktım neredeyse. Bizim bir tane pinpon topumuz, seloteybimiz ve eski bloklarımız vardı. İşte feci bir hafta geçirmiştim, hafta sonu biraz dinlenirim diyordum. Gafil avlanmış gibi hissettim. Çaresiz hissedince öfkeleniveririm.”

      Lisa hayal kırıklığının öfkesini oğlundan çıkardığını söyleyecek diye düşündüm, bütün ebeveynlerin şu veya bu noktada düşüverdikleri bir hataydı. “Keşke Max’e bağırsaydım!” dedi Lisa. “Çok daha kötüsünü yaptım. Öğretmeninin telefon numarasını buldum, cumartesi günü onu evinden aradım ve kadıncağıza bağırdım. Hem de Max’in önünde!”

      İşte bu kötüydü.

      “Ama öğretmen minicik çocuklara neden bu kadar karmaşık bir ödev veriyor ki?” diye sordu Lisa.

      “Biliyorsunuz, öğrencilerin hiçbiri ödevlerini kendileri yapmıyor. Ödev pekâlâ doğrudan ebeveynlere de verilebilirdi. Bazılarımızın çöpleri eşeleyip boş kâğıt havlu rulosu aramaktan daha önemli işleri var. Öğretmene sordum: ‘Bu ödevin amacı herkese kendilerini geri zekâlı gibi mi hissettirmek acaba?’ Püskürdüm kadına. Bu arada Max de telefonu kapayayım diye bana yalvarıyordu. O kadar mahcup oldu ki. Bağırıp çağırmayı bitirince öğretmen bana, ‘Bugüne dek hiç kimse benimle böyle konuşmadı,’ dedi.”

      Lisa’nın anlattıkları karşısında, “Vay canına,” diyebildim sadece.

      “Ya. Evet.”

      Lisa o hafta işte daha rahat bir zaman geçirmiş olsaydı, kocası evde olup Max’e projesinde yardım etseydi bu sürprizi önemsemez, Max’e yardım etmeyi aralarında bir bağ kurma fırsatı olarak görürdü. Hatta oğluyla birlikte biraz eğlenmeye, bu fırsatın tadını çıkarmaya bakardı. Oysa hayal kırıklığı, güvensizliği ve siniri ezici bir bileşim haline gelmiş ve Lisa kenarda duran masum birine patlayıvermişti.

      “Bütün ebeveynlerin böyle hikâyeleri vardır,” diye rahatlattım onu. “Bu seferki sizin sıranızmış.”

      Yıllardır devam eden meslek hayatım boyunca ebeveynler üstündeki baskının sürekli artmasına tanık olmuşumdur. Hiçbir zaman şimdi olduğu kadar yoğun bir baskı söz konusu değildi. Ebeveynler bu baskıyı her cepheden hissediyor: maddi, teknolojik, kişisel ve lojistik. Tükenmiş olmanız, dikkatinizin dağılmış olması sizin hatanız değil. Ama ebeveynler olarak kendi stresinizi etkisiz hale getirecek bir şey yapmak sizin sorumluluğunuzdur. Ebeveyn olarak yapı iskeleniz güçlü bir rüzgârda –ya da bu örnekte olduğu gibi hafta sonunda karşınıza çıkan beklenmedik bir fen projesiyle– yerle yeksan olacak kadar sallantılıysa bir çocuğun sizden duygusal kontrol ve dayanıklılık gibi temel uyum sağlama becerilerini öğrenirken ihtiyaç duyacağı yapı, destek ve teşviki sunamazsınız.

KENDINIZE ÖZEN GÖSTERMEK ÇOCUĞUNUZA ÖZEN GÖSTERMEKTIR

      Sonu gelmeyen yapılacaklar listesine bir de kendinize özen göstermeyi eklemeniz gerektiği için şu anda içinizden homurdanıyor olabilirsiniz.

      Kendinize özen göstermenin sadece listeye eklenmesi yetmiyor, listenin en başına konması gerekiyor.

      Dürüst olalım: Burada babalardan çok annelere sesleniyorum. Bugünkü babalar iş çocuk bakımına geldiğinde kendi babalarından ve büyükbabalarından daha fazlasını ama eşlerinden daha azını yapıyorlar. Ülkemizde diğer birinci dünya uluslarında olduğu gibi annelik izni politikası izlenmiyor. İsveç’te iki ebeveyn de çocuklarının doğumu sonrasında on sekiz ay izin alabiliyor. Japonya’da bir yıl doğum izni tanınıyor. Ama ABD’de annelere sadece on iki hafta ücretsiz izin hakkı tanınıyor (babalar da ücretsiz izin alabiliyor ama izin alabilmek için sigortalı çalışmaları gerekiyor; sıklıkla da çiftler her iki ebeveynin de bu kadar uzun süre ücretsiz izin almasını madden kaldıramayacak durumda oluyor). Hükümet aslında bir annenin evin dışında çalışmaya ihtiyaç duyması ya da bunu istemesi halinde bu işin altından kalkabilmek için iki kat daha fazla çalışması gerektiğinin mesajını veriyor. Çalışan anneler “ikinci vardiya”ya ayak uydurmanın yanında bir de bunun üstesinden gelebilmeleri gerektiğine inanmanın baskısını yaşar. Elbette ki yorgun ve stresli olurlar! Ama çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmeleri “gerekirken” tatmin edici bir kariyer peşinde “bencilce” koştukları için bir de kendilerini suçlu hissederler. Suçluluk ebeveynliği daha zorlaştırmaktan başka işe yaramaz.

      Child Mind Institute’ta çalışan kendine özen gösterme uzmanımız Jill Emanuele, “Kendine özen göstermek çocuk bakımının inanılmaz derecede sık görmezden gelinen ve bir o kadar önemli bir veçhesidir, kendi mutluluğunuzla ilgilenmezseniz etkin biçimde ebeveynlik yapamazsınız,” diyor. “Her uçuşta duyduğumuz o anonstaki gibi, önce kendi oksijen maskenizi takın, sonra çocuğunuzunkini. Koşturup duruyorsanız, tükenmişseniz, onca şeyin altında ezilmişseniz, çok fazla şey yapıyorsanız çocuklarınızla ilgilenemezsiniz. Stresiniz zaman içinde birikir ve dışarıya patladıktan ya da içinizde patlama yaşadıktan sonra bu konuda kendinizi gerçekten de kötü hissedersiniz.”

      Lisa’nın oğlu Max, annesi odadan çıktıktan sonra benimle görüşmeye geldiğinde annesinin öğretmenle konuşma biçiminden gerçekten mahcubiyet duyduğunu anlattı. Pazartesi günü okulda kadının yüzüne nasıl bakacağını bilmiyor, korkuyordu. Ama bunun da ötesinde annesi için üzülüyordu. “Deliye dönmüştü,” diye anlatmaya başladı Max. “Yüzünü görmeliydiniz. Ona projeden bahsetmek istemedim çünkü yardıma ihtiyacım vardı, o da gerçekten yorgundu. Onun kendisini daha kötü hissetmesine neden olacağını biliyordum.”

      Gündelik telaşınız içinde çocuklarınızın duygusal inişlerini ve çıkışlarını izleyecek zamanı ya da frekansı bulamayabilirsiniz. Ama sakın tongaya basmayın: Onlar sizin iniş çıkışlarınızı kesinlikle izliyor, özellikle de hayatta kalmak için size bağımlı olan, onlu yaşlar öncesindeki çocuklar. Onlar sizin verdiğiniz her sinyali, farkında olmadan verdiğiniz sinyalleri bile izliyor, dinliyor ve özümsüyorlar. Ayrıca bir kız çocuğu koca bir saati doktoruna, babasının çalışma programının yoğunluğundan ne kadar büyük kaygı duyduğunu anlatarak geçiriyorsa bu durum, o çocuğun kendi meseleleri üzerinde çalıştığı ya da terapide ilerleme kaydettiği anlamına gelmez. Terapi dışı bir bağlamda, çocuğunuz önemli bir okul projesini size söyleyemeyecek ya da kişisel bir sorununu sizi üzmekten ya da yükünüzü artırmaktan korktuğu için size açamayacak kadar korkuyorsa o çocuk desteklenmiyor, kaygılarıyla kendi başına ıstırap çekiyor demektir.

      Bir çocuğu duygusal olarak desteklemek için kendi duygusal ihtiyaçlarınızı kabul edin ve kendinize özen göstererek kişisel özeni hayata geçirin. Çocuğunuz yenilenmenin değerini sizi seyrederek öğrenecektir. Hepimiz çocuklarımızın nasıl rahatlayacağını bilmesini isteriz, öyle değil mi? Çocuğunun büyüdüğünde kendi kendisine –ve çevresindekilere– kötü davranan bitip tükenmiş bir öfke yumağı olmasını içtenlikle dileyen bir ebeveyne henüz rastlamadım.

NASIL KENDI KENDINIZINYAPI İSKELESI OLABILIRSINIZ?

      Çocuğunuzun yapı iskelesi olmak için ona yapı, destek ve cesaret verirsiniz.

      Kendi kendinizin yapı iskelesi olmak için de aynı programı uygulayın.

      Gerçekleştirilebilir bir yapı. Elbette ki çocuklarınızın her şeyin en iyisine sahip olmasını, dolu dolu, yoğun hayatlar sürmesini sağlamak istiyorsunuz. Ama hayatınız, bir yerden diğerine sonu gelmez bir koşuşturma zinciri halini almışsa, her zaman gecikmeye ramak kalmış bir hayat sürüyor, programınıza bir kalem daha eklenmesinin bütün ailenizin gününü mahvedeceği tehdidi altında yaşıyorsanız sürdürülemez bir varoluş yapılandırmışsınız demektir. Kaygı