Robert Ball

Büyük gökbilimciler


Скачать книгу

ki her zaman olduğu gibi birkaç pimpirikli insan, hareket eden dört cismin daha gezegensel sisteme eklenmesi gerekeceğinden iddiaya inanmayı reddetti. Galileo’nun ortaya attığı fikirle dalga geçtiler. Uyduların gökyüzünde değil, teleskopun içinde olabileceğini iddia ettiler. Hatta bilinene göre şüpheci bir filozof, Jüpiter’in uydularını kendi gözleriyle görse bile inanmayacağını söyledi; çünkü ona göre bu uyduların varlığı, sağduyunun ilkelerine karşıydı!

      Yeni keşfin, bilim tarihinin bu özel çağında, özel bir önemi olduğuna şüphe yok. Çünkü hatırlanmalı ki o günlerde Dünya’nın değil, Güneş’in merkezde olduğu, Dünya’nın günde bir kendi ekseni etrafında, yılda bir ise Güneş’i çevreleyen büyük bir çember üzerinde döndüğünü ileri süren Kopernik’in fikirleri henüz yayımlanmıştı. Doğanın işleyişine getirilen bu yeni bakış ise çok şiddetli itirazlarla karşılaşmıştı. Jüpiter’in uydularının keşfinden önce Galileo’nun kendisinin de Kopernik’in teorisinin sağlamlığından pek emin olmaması ihtimal dahilinde. Ama merkezdeki tek büyük cisim etrafında dönen görece küçük birkaç cismin varlığını gözler önüne seren bu resmin, gezegenlerin Güneş’le olan ilişkisinin güzel bir göstergesi olarak algılanmaması neredeyse imkânsızdı. Böylece bu, Kopernik’in gezegensel sistem teorisinin doğru olduğunu Galileo’ya açıkça gösterdi. Bu fikrin mühim anlamı, büyük filozofun gelecekteki sıhhatine doğrudan etki edecekti.

      Görünen o ki Galileo, Padova’daki ikâmetini, çok sevdiği Toskana’dan nahoş şekilde sürgün edilmesinin bir sonucu olarak görüyordu. Hep kendi memleketine dönme arzusu içindeydi ve en sonunda bu fırsat kendini gösterdi. Artık Galileo’nun ünü o kadar büyümüştü ki Toskana’nın Büyük Dük’ü, filozofun Floransa’da yaşamasını istiyordu. Böylece yönetimi altındaki topraklar âdeta parıldayacaktı. Bu sebeple Galileo’ya teklifler yapıldı. Sonuç olarak onun, Büyük Dük’ün matematikçisi ve filozofu unvanıyla 1616 yılında Floransa’da ikamet ettiğini görüyoruz.

      Padova’da Galileo’nun iki kızı, Polissena ve Virginia, bir de oğlu, Vincenzo doğdu. O günlerde geleneğe göre, bir İtalyan beyefendinin kızının gelecek kariyeri önceden belirleniyordu. Ya çok geçmeden bir eş bulunacaktı ya da inançlı bir rahibe olup peçelere bürünmek üzere manastıra gönderilecekti. Galileo’nun henüz çocukluktan yeni çıkmış iki kızının da Arcetri’deki Aziz Matthew Fransiskan Manastırı’na gitmesi kararlaştırılmıştı. Büyük kız Polissena, Rahibe Maria Celeste ismini alırken Virginia da Rahibe Arcangela ismini aldı. Virginia’nın hep hassas ve uzun bir melankoli içinde olduğu görülüyor, bu sebeple Galileo’nun yaşamını anlatmada çok fazla bir rolü yok. Ancak Rahibe Maria Celeste, manastırı hiç terketmemesine rağmen, çok sevdiği babasıyla samimiyetini korumayı başarmış. Bu kısmen, Galileo’nun çok düzensiz ve hatta genelde uzun zaman aralıklarında yaptığı ziyaretlerle sağlanmış. Kızına mektupları görüldüğü üzere epey sık yazılmış ve sevgi dolu ifadelerle bezenmiş, özellikle de hayatının son döneminde yazdıkları. Ne var ki Galileo’nun tüm mektupları maalesef kayıp. Galileo, Engizisyon tarafından ele geçirildiğinde ona karşı kanıt olarak kullanılmasın veya gönderildiği manastır açığa çıkmasın diye bu mektupların kasten yok edildiği yönünde birtakım dayanaklar mevcut. Fakat Rahibe Maria Celeste’nin babasına yazdığı çok dokunaklı mektuplar neyse ki korunmuş. Bu mektupları, tatlı ve kibar bir rahibenin onların yayılması düşüncesinden nasıl çekinmiş olabileceğini düşünmeden okumak çok zor.

      Sevecen bir şekilde, Galileo’ya “çok sevgili efendim ve babam” şeklinde hitap ettiği sevimli, küçük notları neredeyse hep bir hediyeyle birlikte yollanmış; bu hediyeler belki ufak tefek şeyler, ancak yoksul bir rahibenin hediye edebileceği en iyi şeyler de yine onlar. Bu sevimli haberleşmenin zarafeti Galileo için o kadar değerli ki gökbilimcinin geri kalan yakınları değersiz bir betimlemeye bürünüyor. Galileo, akrabalık bağlarını her zaman en cömert şekilde ele aldı; fakat onların hataları ve ahlaksızlıkları, bencillikleri ve arsızlıkları onu devamlı rahatsız ediyordu, hem de neredeyse hayatının son gününe kadar.

      19 Aralık 1625’de Rahibe Maria Celeste şöyle yazıyor:

      “Gece ibadeti günleri için sana iki tane pişmiş armut yolluyorum. Ancak tüm ikramların en büyüğü olarak sana bir gül gönderiyorum, böylesi bir mevsimde bu derece nadir bir şey görmek seni çok memnun edecek. Gülle birlikte dikenlerini de kabullenmelisin, çünkü bu Efendi’mizin acılı tutkusunu temsil ediyor. Yeşil yaprakları ise fani hayatımızın kısa kışının karanlığından geçtikten sonra, kutsal bir tutku yoluyla elde edebileceğimiz, cennetteki sonsuz baharın ışığına ve saadetine erişme umudumuzu temsil ediyor.”

      Galileo’nun miskin kardeşi, eşi ve çocuklarıyla birlikte filozofun evinde yaşamaya başlayınca Rahibe Maria Celeste, her ne kadar kusursuz olmasalar da babasının yanında artık ona bakma görevini üstlenecek birilerinin olduğu düşüncesiyle memnun oluyor. Noel arifesinde gönderdiği küçük hediyelerine hoş bir not eşlik ediyor.

      Şöyle arzu ediyor:

      “Bu kutsal günlerde Tanrı, ona ve tüm haneye huzur versin. Büyük yaka ve yenleri Albertino için, diğer ikisini iki genç çocuğa, küçük köpeği bebeğe, çörekleri de herkes için gönderiyorum; baharatlı çörekler hariç, çünkü onlar senin için. Çok daha fazlasını yapmaya hazır iyi niyetlerimi kabul et.”

      Galileo’nun, verilen desteğe hiç değmediklerini sık sık kanıtlayan akrabaları için sürekli olarak zamanını, cüzdanını ve nüfuzunu ortaya koyması uç bir hoşgörü örneği oluşturuyor. Latif rahibenin bu konudaki yorumu ise şöyle:

      “Sevgili efendim ve babam, bana öyle geliyor ki siz doğru yolda yürüyorsunuz, çünkü size karşılığında yalnızca nankörlük yapan o insanlara bile her ortaya çıkan durumda yardım etmeye devam ediyorsunuz. Bu daha zor olduğu kadar, aynı zamanda daha erdemli ve daha kusursuz bir hareket.”

      Arcetri’deki villa; Galileo’nun ikametgahı. Milton kendisini burada ziyaret etmiştir.

      Veba çevrede dehşet saçarken sevgili kızın endişesi ise şu satırlarda görülüyor:

      “Vebaya tedbir olması açısından sana iki kavanoz elektuar gönderiyorum. Üstünde etiket olmayan kuru incir, ceviz, sedefotu ve tuz içeriyor, hepsi balla karıştırıldı. Her sabah aç karnına, azıcık Rum şarabıyla birlikte bir ceviz büyüklüğünde almalısın.”

      Salgın daha da artarken Rahibe Maria Celeste, fevkalade aziz bir rahibe olan Abbess Ursula tarafından yapılan ünlü likörden binbir zorlukla da olsa az bir miktar bulmayı başarıyor. Bunu şu sözlerle birlikte babasına yolluyor:

      “Bu ilaca güvenmeniz için size yalvarıyorum. Çünkü benim zavallı dualarıma bile o kadar çok güveniyorsanız, böylesine kutsal bir insanınkine çok daha fazla güvenmelisiniz. Gerçekten de onun faziletleriyle, salgının tüm tehlikelerinden kurtulacağınıza emin olabilirsiniz.”

      Galileo’nun ilacı alıp almadığını bilmiyoruz, ancak ne olursa olsun salgından kurtuldu.

      Teleskop, Galileo’nun Floransa’daki yeni evinden tekrar gökyüzüne çevrildi ve gökbilimcinin çalışmalarını yine parmak ısırtan keşiflerle ödüllendirdi. Jüpiter’i incelerken ulaştığı büyük başarı doğal olarak Galileo’yu Satürn’e bakmaya yönlendirdi. Orada da yine yeterince şaşırtıcı, ancak yanlış yorumladığı bir görüntüyle karşılaştı. Satürn’ün Jüpiter ya da Mars gibi dairesel bir disk sergilemediği gayet açıktı. Gezegen, ortada büyük bir küre, her yanda da küçük birer küre olmak üzere Galileo’ya üç cisimden oluşuyormuş gibi göründü. Keşfin esrarengiz doğası,