Jacob F. Field

Dünyanın kanlı tarihi


Скачать книгу

verdi. Roma’ya zaferle dönen Sezar zaferini kutlamak adına Circus Maximus’da 500 savaş tutsağı, 20 fil ve 40 atlıdan oluşan iki orduyu ölümüne çarpıştırdı.

      Ancak bir yandan da senatörler arasında Sezar’ın diktatörce yönetimine karşı muhalefet sesleri yükseliyor ve suikastler planlanıyordu. Sezar M.Ö. 44 yılının 15 Mart’ında senatoda yerini alırken bir grubun saldırısına uğradı. Kendisini bir kağıt iğnesiyle savunmaya çalışsa da 23 yerinden bıçaklanarak oracıkta can verdi.

Roma İmparatorluğu’nun Başlangıcı

      Sezar’ın suikastının ardından, en güvendiği yardımcısı Marcus Antonius ile yasal varisi ve kardeşinin torunu olan Octavianus, Roma’nın en önemli iki lideri haline geldiler. Antonius, karısı öldükten sonra M.Ö. 40 yılında Octavianus’un kız kardeşi ile evlendi. Fakat aralarında yavaş yavaş oluşan gerginlikler Antonius, Kleopatra ile bir ilişki yaşamaya başlayınca iyice alevlendi. Takvimler M.Ö. 31 yılını gösterdiğinde birbirleriyle savaşıyorlardı. Octavianus rakibini kolayca yendi ve Antonius Mısır’a kaçmak durumunda kaldı. M.Ö. 30 yılında Octavianus, İskenderiye’ye doğru yola çıktığında Antonius’un adamları topluca firar etti. Antonius ve Kleopatra için yenilgi kaçınılmazdı. M.Ö. 30 yılının Ağustos ayında Antonius sevgilisinin de intihar ettiğine inanarak kendini kılıçla öldüdü ve İskenderiye Octavianus’un eline geçti.

      Kleopatra ise tuzağa düşürüldü. Fakat Roma sokaklarından zincirlenmiş bir şekilde geçmek istemediği için o da intihar etti. Bunu çoğu insanın inandığı gibi bir kobra kullanarak yapmış olması pek olası değil; baldıran otu ya da zehirli bir ilaç gibi daha kesin bir yöntem kullanmış olması daha muhtemel. Sonunda Kleopatra’nın cesedi tüm krallık simgelerini barındıran kıyafetleri ve yanında iki hizmetçisi ile birlikte bulunmuştu. Kleopatra’nın oğlu Caesarion firavun ilan edilmesine rağmen Octavianus onu da öldürttü. Caesarion firavunların sonuncusuydu ve onun ölümünden sonra Mısır, Roma’nın bir vilayeti haline geldi. M.Ö. 27 yılında kendine Augustus adını veren Octavianus, Roma’nın ilk imparatoru oldu ve M.Ö. 14’te ölene kadar hükümdarlığını sürdürdü.

      İMPARATOR CALİGULA

      M.S. 37-41 yılları arasında Roma en gaddar hükümdarlarından birine tanık oldu. Katliamlar ve zorbalıklar Caligula yönetiminin alamet-i farikasıydı.

Bir Tiran Yetişiyor

      M.S. 31’de Caligula büyük amcası İmparator Tiberius’un yanına gidip onunla birlikte yaşamaya başladı. Tiberius’un Capri adasındaki konağı, adeta bir sapkınlık ve günah yuvasıydı. Saray, imparatoru hoş tutmak için seks partileri düzenleyen eğitimli gruplara ilham vermek adına erotik resim ve heykellerle donatılmıştı. Tiberius aynı zamanda yenilikçi işkence yöntemlerinden de zevk alıyordu. Öyle ki, kurbanın bol miktarda şarap içirildiği ve daha sonra tuvalet ihtiyacını gideremeyeceği şekilde bağlandığı yöntemi kendi icat etmişti. Roma, Tiberius’un ölümünü sevinçle karşılasa da gelen gideni aratacaktı. Tarihçi Cassius Dio’ya göre Caligula “selefinin ahlaksızlıklarına ve kana susamışlığına özenmekle kalmamış, çok yeni boyutlar katmıştı.”

Bir İmparatora Yaraşır Eğlenceler

      Caligula, hükümdarlığının ilk yıllarında ılımlı bir tutum sergiliyordu ve Roma halkı tarafından seviliyordu. Fakat bu durum uzun sürmeyecekti. Zamanla kendisinin de araba yarışlarına katılarak, gladyatörlerle savaşarak ve tiyatro oynayarak yer aldığı büyük ve halka açık gösterileri saplantı haline getirdi. Caligula’nın oyunları zamanın koşullarına göre değerlendirildiğinde bile vahşiceydi. Mahkumlar, bağıramasınlar diye dilleri koparıldıktan sonra vahşi hayvanlara yem olarak atılıyordu. Hayvan yemi pahalı geldiğinde de ölümcül hayvanları beslemek için sabıkalılar kullanılıyordu. Tüm bunlar olurken Caligula, yarışmacılar da seyirciler de güneşin altında pişsinler diye arenanın brandalarını geri çektirirdi.

Roma Sokaklarında Kan ve Rezillik

      Caligula’nın kız kardeşi Drusilla ile ensest ilişki yaşadığına dair dedikodular vardı. Drusilla M.S. 38 yılında öldüğünde Caligula onun tanrılaştırılmasını ve Venüs tapınağına heykelinin dikilmesini emretti. Yas süresi boyunca gülmek, hatta banyo yapmak bile ölümle cezalandırılıyordu. Caligula, üst rütbeli Romalıların sempatisini kazanmak adına onlara diğer kız kardeşlerini fahişe olarak sunuyordu. İmparatorun ruh sağlığı kötüleştikçe rütbe ve mevki de kaprislerinden korunmaya yetmemeye başlamıştı. Asiller kızgın demirlerle damgalandıktan sonra çalışmak için madenlere gönderiliyorlardı. Bazıları hayvanlar gibi dört ayaküstünde kafeslere kapatıldıktan sonra parçalara ayrılıyordu. Aileler kendi çocuklarının idamlarını seyretmeye zorlanıyorlardı. Caligula’nın yönetimini sesli bir şekilde eleştirmekten çekinmeyen bir senatörün de diğer senatörler tarafından parçalanması emredilmişti. Kolları, bacakları ve bağırsakları sokaklarda sürüklendikten sonra imparatorun önüne getirilmişti. Birkaç yıl içinde Caligula, Roma’nın geleneksel yönetici sınıfını kendisinden tamamen soğutmayı başardığı için M.Ö. 41’deki suikastı sürpriz olmadı. Şölenlerine katılmış bir grup göstericiye hitap ederken bıçaklanarak öldürüldü.

      BOUDİCA’NIN KANLI İNTİKAMI

      M.S. 43’te İmparator Claudius dört lejyonuna Galya’dan Britanya’ya girmeleri için emir verdi. M.Ö. 55 ile 54 yılları arasında bu bölgeyi Jül Sezar da işgal etmişti, fakat o zamanlar amaç sadece dost bir kral atamaktı. Bu sefer Romalılar kalıcı olmaya kararlıydı ve adadaki hakimiyet alanlarını giderek genişletiyorlardı. M.S. 60 yılında Britanya yöneticisi Gaius Suetonius Paulinus, Galler’de seferdeydi. Roma karşıtı Druidler, toplandıkları Anglesey adasında Paulinus’un birlikleriyle karşı karşıya geldiler. Disiplinli Romalılar, Druidleri katlettiler ve Tacitus’un iddialarına göre içinde canlıları kurban ettikleri kutsal korularını tahrip ettiler.

      Bir yandan da Britanya’nın doğusunda ayaklanmalar başlıyordu. Eceni (şimdiki Doğu Anglia) kralı ölmüş ve topraklarını Roma’ya bırakmıştı. Böylece dul kalan karısı Boudica’nın ve iki kızının korunacağını umuyordu. Fakat Roma, krallığı topraklarına kattı. Boudica kırbaçlandı ve kızları tecavüze uğradı. Bunun karşılığında Boudica 120.000 Britanyalıdan oluşan bir ordu topladı. Roma ordusunun büyük bir kısmı Galler’de olduğundan kendisine karşı savaşan küçük birlikleri yenmeyi başardı. Hızlı bir şekilde sırasıyla Colchester ve St. Albans’ı yağmaladı ve Londra’yı yakıp yıktı. 70.000 Romalı ve müttefikleri bu esnada can verdi. Canlı yakalanan kadınların göğüsleri kesilip ağızlarına dikildi ve sonrasında boylamasına kazığa geçirildiler.

      Paulinus sonunda Watling Street Savaşı’nda isyancıları yenmeyi başardı ve Boudica yenilgi sonrası zehir içerek intihar etti. Roma artık Britanya’yı sağlam bir şekilde kontrolü altına alabilmişti ve sınırlarını Galler’in iç kesimlerine ve İskoç sınırına kadar genişletebilirdi.

      NERON VE BÜYÜK ROMA YANGINI

      Claudius Caesar Neron

      Neron, Jül Sezar’ın soyundan gelen son Roma yöneticisiydi. M.S. 54 yılında henüz 17 yaşındayken başa geçti ve M.S. 64 yılına kadar hüküm sürdü. Roma yöneticilerinin arasında onun kadar kötü anılanı azdır.

Ahlaksızlık ve Savurganlık

      Hükümdarlığının başlangıcında Roma’yı asıl yöneten Neron’un annesi Agrippina’ydı. Annesinin imparator olarak üvey kardeşi Britannicus’u başa geçirmek istemesinin üzerine Neron üvey kardeşinin zehirlenmesini emredip gücü ele geçirdi. Sonrasında M.S. 59 yılında Neron annesine de suikast düzenletti ve böylece kendisine karşı çıkacak