David S. Kidder

Entelektüelin kutsal kitabı - modern kültür


Скачать книгу

bir biçimde, atom bombasının geliştirilmesinde son derece önemli bir rolü olmuştur. 1939 yılında Princeton Üniversitesi’nde ders verdiği sırada Başkan Franklin D. Roosevelt’i (1882–1945) Almanların atom bombası geliştirmeye çalıştıkları hakkında uyarmıştır. Bu uyarı, ABD’nin kendi nükleer silahlarını geliştirmesini sağlayacak olan programı başlatmasına neden olmuştur. 1945 yılında Japon şehirleri Hiroşima ve Nagazaki bu program kapsamında geliştirilen atom bombası ile yerle bir edilecektir.

Ek Bilgiler

      1- 2000 yılında “Time” dergisi Einstein’ı “Yüzyılın Adamı” ilan etmiştir.

      2- Einstein inanmış bir Siyonist’ti. II. Dünya Savaşı sonrası kendisine İsrail Başkanlığı teklif edilmiş ama Einstein bu öneriyi reddetmiştir.

      3- Einstein çocukken bir “Einstein” olarak görülmüyordu. Üç yaşına kadar konuşmayı öğrenemedi. Eğitim hayatı boyunca ilgisiz bir öğrenciydi. 1900 yılında mezun olduktan sonra, öğrenim gördüğü alanda, fizik ve matematik öğretmeni olarak iş bulamadı.

      Anna Karenina

      Leo Tolstoy’un Anna Karenina (1877) adlı romanının yazılmasının üzerinden yüzyıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen güncelliği ve tazeliği ile okurlarını şaşırtmaya devam etmektedir. Bu kitap, Tolstoy’a ait (1828–1910) bir diğer başyapıt olan Savaş ve Barış ile birlikte, herhangi bir dilde yazılmış en iyi romanlar arasında kabul edilmektedir.

      Lev Tolstoy

      Romandaki ana karakter, St. Petersburg yüksek sosyetesine mensup olan, güzel, eğitimli ve çekici bir kadındır. Görünüşte mükemmel bir hayat yaşamaktadır. Kocası görevine bağlı bir hükümet görevlisidir. Kendisi ise zeki ve yakışıklı oğlunun üzerine titreyen bir annedir. Yakın arkadaşları ve ailesiyle birlikte olmaktan çok mutludur. Anna’nın aile hayatı son derece güzel olsa da, cesur bir asker olan Vronksy’nin ortaya çıkması ile her şey değişmeye başlayacaktır. Anna bu adama karşı, sıkıcı ve tutkusuz kocasına karşı hiçbir zaman hissetmediği duygular hissedecektir. Anna ve Vronksy’nin ilişkileri çok geçmeden başkaları tarafından da duyulacaktır. Bu durum, Anna’nın aile hayatını ve sahip olduğu ünü kaybetmesine neden olur. Vronksy ile ilişkileri bozulunca, Anna allak bullak olur. Çok geçmeden, mahvolmuş olan aile hayatına geri dönme noktasına gelecektir.

      Anna Karenina edebiyat tarihinin en trajik karakterleri arasında görülmektedir. Aynı zamanda en gerçekçilerinden biridir. O kadar canlı bir figür durmaktadır ki karşımızda, neredeyse sayfadan dışarı fırlayacaktır. Anna Karenina düşüncesizliği yüzünden ayıplanabilir ama aynı zamanda asaleti, zarafeti ve hayatını yalanlarla sürdürme noktasındaki isteksizliği hayranlık uyandırıcıdır. Nesiller boyunca bir feminist ikon, romantik bir kahraman ve trajik bir kurban olarak görülmüştür.

      Kitap Anna’ya yoğunlaşmış olmasına rağmen, gerçekte bir bütün olarak Rus toplumunu ele almaktadır. Kitap Rus devletini, köylüleri, Rusya’nın modernleşmesini ve Batı’yla olan ilişkilerini anlatmaktadır. Tüm bu temalar kitabın daha az bilinen bir karakteri olan zengin toprak sahibi Levin üzerinden anlatılmaktadır. Pek çoklarına göre romandaki Levin karakteri Tolstoy’un kendisini temsil etmektedir.

Ek Bilgiler

      1- Anna Karenina, gerçekçilik akımının en önemli romanlarından biri olarak görülmektedir. Bu akım, Batı edebiyatını 1800’lerin ortasından sonuna dek etkisi altına almıştır.

      2- Oprah Winfrey (1954–) TV kitap kulübü için “Anna Karenina”yı seçince, kitap Mayıs 2004 tarihinde ABD’de çok satan kitaplar listesine girmiştir.

      3- Yayınlanmasından itibaren “Anna Karenina” 20 farklı uyarlamaya ilham vermiştir. Bunlar arasında çeşitli filmler, TV dizileri, radyo oyunları, tiyatro uyarlamaları, baleler, operalar ve hatta bir Broadway müzikali dahi bulunmaktadır.

      Scott Joplin

      Scott Joplin (y. 1867–1917), kesik tempolu caz müziğinin (ragtime) en bilinen bestecisidir. Bu sıradışı ve özgün Amerikan müzik tarzı 20. yy başlarında gelişmiştir. Caz müziğinin gelişiminde de son derece önemli etkileri olmuştur.

      Teksas’ta doğan Joplin, küçük yaşlardan itibaren müziğe olan yeteneğini ortaya koymuştur. Missouri, Sedalia’daki George R. Smith Koleji’nde müzik teorisi, armoni ve bestecilik eğitimi almıştır. Kariyeri boyunca Joplin, klasik müzik alanındaki bilgisini kesik tempolu caz bestelerine yansıtmıştır. Rakiplerinden çok daha karmaşık besteler ortaya koyabilmiştir.

      Joplin’in ilk popüler eseri, 1899 yılında satışını yaptığı Maple Leaf Rag’di. Daha sonra aralarında en ünlü eseri The Entertainer’ın (1902) da bulunduğu bir dizi popüler çalışma yaptı. İki kesik tempolu caz operası hazırlayarak en büyük arzularından birini gerçekleştirmiş oldu: A Guest of Honor (1903, günümüzde kaybolmuştur) ve Treemonisha (1911).

      Kesik tempolu caz müziği, genel dinleyici kitlesinin önüne çıkarılmadan önce Afro-Amerikalı grupların arasında dans müziği olarak kullanılmaktaydı. Joplin, bu türün ilk bestecisi ve icracısı değildi. Ancak, genellikle benzerlerinin en başarılısı olarak görülmektedir (Yayıncısı, Scott Joplin’in, bu türü popüler bir form olmaktan çıkararak “Bach ile Beethoven arasında bir noktaya yerleştirdiğini” ileri sürmüştür.) Kesik tempolu caz, senkopa dayanan marş formunun düzenlenmesiyle ya da beklenmedik vuruşların vurgulanmasıyla oluşturulmaktadır. Alışılmadık ritmi nedeniyle, başlarda “ragged time” (hizasız zamanlı) olarak anılan bu tür, zamanla “ragtime” şeklinde kısaltılmıştır.

      Joplin’in ölümünün ardından, cazın yaygınlaşmasıyla birlikte kesik tempolu caz giderek popülerliğini kaybetmiştir. 1970’lerde kısa bir canlanma dönemi görülmüştür. Her halükârda Joplin’in eserleri, en tanınmış Amerikan klasikleri arasında yerini almıştır.

Ek Bilgiler

      1- Joplin’in “The Entertainer” adlı eserinin bir versiyonu, “The Sting” (1973) filminde kullanılmış ve 1974 yılının Billboard listelerinde üçüncü sıraya kadar yükselebilmiştir.

      2- 1971 yılında piyanist Joshua Rifkin (1944–), Joplin’in piyano eserleri derlemesi ile “En İyi Klasik Performans” dalında Grammy Ödülü almıştır.

      3- 2006 yılında bir koleksiyoncu, Joplin’in daha önce kaybolmuş addedilen 1916 tarihli piyano eseri “Pleasant Moments”ın bir kopyasına sahip olduğunu ileri sürmüştür.

      D. W. Griffith ve The Birth of a Nation (1915)

      D. W. Griffith, 1915 öncesinde de sinema tarihinde önemli bir yere sahipti. Bununla birlikte, günümüzde Griffith denildiğinde en çok bu tarihte piyasaya sürülen tartışmalı bir film olan The Birth of a Nation anımsanmaktadır. Pek çoklarınca bir başyapıt olarak görülen The Birth of a Nation ilk Amerikan destanıdır. Filminde, kariyeri boyunca mükemmelleştirdiği yeni bir anlatım tarzını ve modern teknikleri kullanmıştır. Ne var ki filmin içeriği açık bir biçimde ırkçıdır ve yaklaşık bir yüzyıl önce ilk kez sergilendiği andan itibaren son derece ciddi tartışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

      Griffith (1875–1948), Kentucky’de büyüdü. Bir konfederasyon albayının oğluydu. 1908 yılında aktörlükten yönetmenliğe geçiş yaptı. On iki ya da on beş dakikalık kısa metrajlı filmler yapıyordu. Son derece üretken bir kişiydi. Sadece 1909 yılında 140’tan fazla film çekmişti.

      Bu