Омер Сейфеддин

Beyaz Lale


Скачать книгу

yollar Roma’ya gider.” dedi.

      Zaten o hissediyordu. Muhabbetçi ile husumetçinin yalnız nağmeleri değişiyordu. Bestelerinin güftesi, bu güftenin manası hep birdi… Menfaat… Ve mademki fikirlerinin esası birdi, niçin dargın duracaklar ve Turan düşmanı Osmanlılığı anarşi içinde bırakacaklardı.

      Daldığı cehennemdeki gayya kuyusundan daha derin mütalaadan hizmetçi kız uyandırdı… Rumca, şişman bir beyin geldiğini söyledi. O da Rumca, yanına getirmesini söyledi. O, on yedi lisan biliyordu. İngiliz’le İngilizce, Fransız’la Fransızca, Rum’la Rumca. Arnavutla Arnavutça, Yahudiyle İspanyolca, fakat Türklerle Osmanlıca konuşurdu.

      Hizmetçi kızın arkasından giren “Muhabbetçi” Bey idi. Biraz ayağa kalktı. Yer gösterdi.

      “Buyrun, oturunuz bakalım.” dedi.

      “Muhabbetçi”nin mesut ve şişman bir banker gibi dünya umurunda değildi. Güldü.

      “Geç mi kaldım?” diye sordu.

      “Hayır, hayır…”

      “Fakat matbaada işimi bıraktım. Zarar ve ziyan olarak sizden bir makale almadan gitmem…”

      “Pekâlâ şeye dair yazdığım yazıları sana veririm…”

      “Neye dair?”

      “Şeye canım…”

      “Neye?”

      Büyük adam öyle kaldı. Neye dair yazdığını bulamıyordu. Pazularını gerdi, dişini sıktı ve attı:

      “Pestalojiye dair canım, birden bulamadım.”

      “Muhabbetçi” sevindi:

      “Pestaloji… Evet gayet mühim bir fen… Sekiz on senedir ben bu fenle uğraşıyorum. Osmanlılarca bilinmeyen bu ilimden ilk defa benim risalemde bahsolunması büyük bir şeref… Şerefin en büyük kısmı da size ait olacak.”

      Bir saat kadar pestalojiye dair konuştular. Bu ilmin tarihinden, terakkisinden, tekâmülünden bahsettiler. Hizmetçi kız bir beyin daha geldiğini haber verdi. Büyük adam “Muhabbetçi”ye:

      “Sana bir sürpriz yapacağım.” dedi. “Mutlaka barışacaksın…”

      “Ne? Beni onun için mi çağırdınız?”

      “Niçin?”

      “ ‘Husumetçi’ ile barışmak için…”

      “Evet.”

      “Mümkün değil.”

      “Niçin?”

      “Çünkü o barışmaz. Yoksa bana göre hiç…”

      Büyük adam, hizmetçi kıza, bu beyin getirilmesini yine Rumca emretti.

      Muhabbetçiye:

      “Sen emin ol.” dedi. “V beklediler… Biraz sonra kapı açıldı. Husumetçi büyük adama doğru yürüdü. Kendisine uzanan elleri sıktı. Yüzünü çevirip diğer misafiri görünce çehresi değişti. Bir an içinde kızardı, bozardı, sarardı, yeşilleşti, morardı, karardı. Âdeta sathına bukalemun derisi kaplanmış bir husumet heykeline döndü. Gözlüğü titriyordu. Yumruklarını sıktı. Muhabbetçiye o kadar korkunç ve ateşli bir gözle baktı ki… Büyük adam bile ürktü. Ayağa kalktı.

      “Ne oluyorsun yahu?” dedi. “Otursana… Tuhaf bir tesadüf? Hiddetlenmeye lüzum yok.”

      Birden Muhabbetçi de korkmuştu. Husumetçinin elinden bir kaza çıkacağından çekmiyorlardı. Fakat yavaş yavaş Muhabbetçi cesaret aldı. Arkadaş oldukları zaman onun ne kadar cesur olduğunu da öğrenmişti.

      Husumetçi:

      “Düşmanımın bulunduğu yerde duramam, mazurum.” dedi. Tekrar kapıya doğru yürüdü.

      Büyük adam fırladı. Onun belinden yakaladı:

      “Burası tekkedir. Gelmek sizin elinizde amma gitmek değil.” diyordu. İtişiyorlar; husumetçi kurtulmaya çabalıyordu. Ev sahibi bırakmıyordu. Muhabbetçi bedava sinematograf seyreden acemi bir polis hafiyesi kadar neşeliydi. Nihayet Husumetçinin gözlüğü yere düştü, büyük adam üzerine basınca tuzla buz oldu. Gözlüksüz kalan Husumetçi:

      “Teslim, teslim!” diye bağırdı. Artık gitmeyecekti. Çünkü gözlüğü kırılmıştı. Artık hiç görmüyordu. Hatta şimdi kovsalar yalnız gidemeyecekti. Zira duvarlara çarpar, hendeklere düşer, denize yuvarlanırdı. Son nefesinde vasiyet veren bir hasta sesle:

      “Beni bir yere oturtunuz.” dedi. Bir koltuğa oturttular. Elleriyle gözlerini ovuşturuyordu. Gayet büyük adam, feylesof, muharrir, âlim, şair ilahıre… olduğu gibi aynı zamanda doktordu. Husumetçiye gözlerinin miyop olup olmadığını sordu.

      “Ah ne miyobu?” dedi. “Hep kabahat bende… O kadar çok kitap okunur mu? İşte gözlerimi kaybettim. Gözlük olursa ne âlâ; görebiliyorum. Yoksa körüm…”

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Birinci Dünya Savaşı yıllarında vagon ticareti ve erzak ihtikârı ile ün kazanmış bir Rum.

      2

      İkinci Meşrutiyet Meclisinde Arnavut milliyetçiliği ile ün kazanmış bir milletvekili.

      3

      Spenser ve Btkon’a hamdederim.

/9j/4AAQSkZJRgABAQEASABIAAD/2wBDAAMCAgICAgMCAgIDAwMDBAYEBAQEBAgGBgUGCQgKCgkICQkKDA8MCgsOCwkJDRENDg8QEBEQCgwSExIQEw8QEBD/2wBDAQMDAwQDBAgEBAgQCwkLEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBD/wgARCAHEAREDAREAAhEBAxEB/8QAHAAAAQUBAQEAAAAAAAAAAAAABAECAwUGBwAI/8QAGwEAAwEBAQEBAAAAAAAAAAAAAAECAwQFBgf/2gAMAwEAAhADEAAAActPd1iee/1lwnDeJQ8JRqFdNk3k60qaAoIxReochoeCaaa5axEIDaUY2giETjYiGlcX4+/t2nHPcqyQlGnMROQcaK1aE3jLSdQ1DGeRKhzPAiFB6apx0lQiatRNeBARjAjBwcM5PQ7kuQvVPa8CJuaUbmsznTTS61wIpKHmIkjPJqCgoLNKxqStoCIQSUMGgOSiQ+krXznO3YsHrrl4nMeHheGosTlrgXfWzG52hqpQ8JBtZ5HhvSRiAjEF4PNRAokH4HDQSIRnyga9w5NOg7YTM8CseDQUXGa0zErtGL6NvjCOqHHSnRYtVzRE1TsUfiWNqkjEDwNBwICB4PB4fyfl0de5r6t0c8oeYoIjzbieY1XPqfWOddd1ylCccIQNWgVzFFkbbGeQ2k1CoShyIwaHmIDkKEQ/lPm6Oxc+/V+nkcyQSscDQ8jkF6860XScF9BPKBjUOCQZbkRONlIUxrwNZ5KMTaPA0PBFSYLzcYPR8nY9PYufo61tyOHJUvE4IwanxbS+b6RrcTvmYVaeHhq14GJtamDw4wak1jhRtuEiXmmNo01kYPR8hxv2rj332/PdaTISg5QCTvZOW7nXZz4da77z0PYcJR14XgqNu3SrxyhVsLRm7pokQgKCCjDw0BRLS+Q89+scnYdpn1PfkmE6iJHB1p1tQXcbJL5NZ9N41YUrG0cimdW6WUb0amubukgxqzNsQfkeY0FFGEZXgRKaz5MnfsvHvj+hd4riJY0KGb+a+ie3c7h1ObuKpX0XnfXbRlZztoNE2OXg0HjhBwowRnkmj800aCQIxoPwfI+evesa3u2EtDmvN0EXwDc6TyAOtck1xspevyvtcK63iVCAwPUmp+BgKHgQTG1DwmJ+aRHgjb8JA+R433udd4cGOXtI2wXy9q6fNFFVbytFpaU/oznLfWZAQcII1ICCQbRKDG0BqSDc00TXXlLWMG5HyQtd5lp3oyMakaQK2b+dbYryCqTrkfO72r7jgaO1ImQ5EKa1EOZTC3KBIhRxNIhGI14aIQTGNTQXykt9znP0BUOBw/Cy5pxq81JqHMq0s