Muammer Çalar

Şehriyar


Скачать книгу

ödül kazanan HAMDOLSUN adlı şiiri Şöyle

      Gönül atım girdi dostun bağına,

      Çoban oldum ormanına,dağına.

      Bir damladan aktık dost ırmağına,

      Sel olup çağlayıp aktık hamdolsun…

****

      Aşk menendin içip nâra garıldık,

      Ne o dosta küsüp, yâra darıldık,

      Toprak idik takla, takkı yarıldık

      İkilik kininden geçtik hamdolsun…

****

      Arıyız, uçarız kırmızı gül’e,

      Güller nazik ola dertli bülbül’e,

      Çağlarim der, ahvalimiz kâmil’e,

      Sual edip açtık, açtık hamdolsun.

****

      Aşık Çağlari artık kendisine bir görev verildiğine inanır

      ve çalışmalara başlayıp eserlerini çeşitli gazete, dergi,

      magazin ve antolojilerde yayınlar.

      Çalışmalarında artık işlediği temalar, konular,

      demokrasi, insan hakları, barış, hoşgörü, eşitlik,

      ezilmişliğe isyan vb. üzerine yoğunlaşır.

      Çağlari Karamanlı olduğunu hiç bir zaman unutmaz.

      Karaman onun için Yunus’unda yaşadığı bir belde

      olmasından bir okadar daha önemlidir

      ve bu sevgiyi şiirlerine yansıtır.

******

      Karaman’da yaşadığın topraklardan,

      Kalktımda geliyorum, dost Yunus Emre’m..

      Morcalı deresinde,deli çaylardan,

      Aktımda geliyorum dost Yunus Emre’m…

******

      Hoşgörü adeta Çağlari ile eş anlama gelmiştir.

      Onlarca belki yüzlerce şiirinde hoşgürü ve toleransı

      anlatır, dile getirir Çağlari.

      Mevlana felsefesinde olduğu gibi hepimiz biriz öyleyse

      bu didişme

      bu boğuşma niye diye sorar.

******

      Adem’den,Havva’dan geldik biz cihana,

      Bakma farklı lisan dil konuştuğuna..

      Dünya insanlarının tüm mutluluğuna,

      Eşitliği yazın,yazın ta ilk başlara.

******

      Çağlari’nin eserleri özellikle “Lütfi Peşket, Mürsel Sinan, Sebahattin Öztütüncü ve diğerleri tarafından türkü, şarkı ve ilahi olarak bestelenip okunmaktadır.

      1998 TRT radyo kim ne demiş 1999 TRT allı turnam 2000 Kanal 7 gönüldağı proğramı, 2001 TRT alo Türkiyenin sesinde toplam 22 eseri yer almış.

      1997 Hoşgörü adlı müzik kaseti 2000 Şiir antolojisi ve gurbetten sılaya şiir kitabını yayına hazırlamış olan Aşık Çağlari Mesam ve Anasam üyesidir.

      Amsterdam’da hayatını sürdüren Aşık çağlari son günlerde yoğun bir şekilde yepyeni türküleriyle ikinci kasetini hazırlamaktadır.

      Anadolu kültürümün bu geleneğini her türlü ilgisizliğe, takipsizliğe rağmen yaşatan ve devam ettiren Çağlari’lere selam olsun.

Veyis Güngör12.07.2003www.veyisgungor.com

      TÜRKÜLER YÜREĞIMIZIN DILI BAŞIMIZIN SEVDA YELIDIR

      Türküler yüreğimizin dili, başımızın sevda yelidir. Anadır, bacıdır, kardeştir, gurbete gidip dönmeyen oğul, hasret çeken yavukludur, Anadır, Anadolu’dur türküler.

      Türkülerin olmadığı yerde çiçekler açmaz, kuşlar cıvıldamaz, akmaz derin-dingin ırmaklar hasrete; bahçeye dikilen fidanlar yeşermez türküler olmadıkça… Çiçekler kokmaz türkülerin geçmediği yollarda…

      “İnsanların türküleri kendilerinden güzel/ kendilerinden umutlu/ kendilerinden kederli/ daha uzun ömürlü kendilerinden/ sevdim insanlardan çok türkülerini/ insansız yaşayabildim/ türküsüz hiçbir zaman…” derken Nazım Hikmet, türküleri övmekle kalmıyor aynı zamanda da yaşıyor…

      Türküler umuttur, hasrettir, vefadır, dostluktur ve yüreğimizde kıvrım kıvrım dolanan ince bir yoldur sılaya uzanan gurbet ellerde. Dermandır dermansız kalanlara… Yüreğin gurbetinde büyüyen, özlemleri kor kor, demet demet sunan iki damla hasret çiçeğidir türküler… Yüreğimizdeki sevgi kıpırtılarıdır, sevgi pınarıdır gürül gürül hasrete akan…

      Yaşama sevincinden tutunda ölüm acısına kadar, vefayı, vefasızlığı, hasreti, sevgiyi, inancı, direnci, aşkı türkülerle dile getirmiş, türkülerle seslenmişiz. İçimizi, acımızı, sevdamızı türkülere dökmüşüz, türkülerle bölüşmüşüz!…

      Bir damla aşk iksiridir kırık kadehlerde yudumladığımız, bir damla su’dur hayatımızda türküler. Yüreğimizde ateşlerle dağlanan volkanlar kadar dağlayıcı, özlemler kadar sıcak ve yakıcıdır. Aynı zamanda da bahar yelleri gibi serin ve dağbaşında bir pınar kadar ferahlatıcıdır türkülerimiz..

      Bakın Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun dizelerine…

      “Ah bu türküler

      Türkülerimiz

      Ana südü” gibi candan

      Ana südü” gibi temiz

      Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla

      Köyümüz, köylümüz, memleketimiz”.

      Türküler kanatsız kaldığımızda kanadımız, efkarlı olduğumuz ve yalnız kaldığımız gecelerde tesellimiz olmuştur. Sesimizim çıkmadığı yerde sesimiz, nefesimizin kesildiği yerde nefesimiz olmuştur türküler....

      Bazen toprağa düşen su damlası gibi düşüp yüreklerimize ayrılık ateşini söndürmüş. Yağmur olup bizi vuslatına erdirmiş bazen…

      Bizim canımız, coğrafyamız, anamız, yarimiz, gurbet ellerde tek teselli kaynağımız olmuş türküler. Memleketin başı dumanlı dağlarından, yemyeşil ovalarından, bağlarından, pınarlarından turnalarla haber beklemiş, seher yelleriyle selam yollamışızdır sevdiklerimize türkü türkü.

      “Ah bu türküler, köy türküleri

      Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak

      Hilesiz hurdasız, çırılçıplak

      Dişisi dişi, erkeği erkek

      Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara

      Bıçağı bıçak.

      Ah bu türküler, köy türküleri

      Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi

      Kiminin reyhasından geçilmez

      Kimi zehir, kimi zemberek gibi.”

      Geceleri uzanıp kalınca gurbet yataklarına yorgun ve kimsesiz; Bir türkü nağmesi gelmeyiversin kulağımıza, dumanlanır hemencecik gözlerimiz; ince ince bir sızı sızar yüreğimize… Türküler damlayan gözyaşlarımızdır yağmurlu gecelerde, yanağımızdan süzülen pınarlardır…

      Türküleri