S. Dilek Yalçın Çelik

Kosova'da Çağdaş Türk Edebiyatı


Скачать книгу

Merkez Şubesi, kitabımın basımına maddi destekte bulundu.

      Burada saydıklarım ve ayrıca burada adını anamadığım, maddi ve manevi destek verenler, sizler olmasaydınız, yolumu açmasaydınız bu kitap yazılamazdı, hepinize teşekkürler.

      Kosova’da Çağdaş Türk Edebiyatı (1951-2008), Kosova’da şekillendi, burada çıktı, burada kaldı. Zaten çabamız ve gayretimiz de bu yolda idi.

      Dileğim odur ki son dönemde artık sessizleşmeye ve kabuğuna çekilmeye başlayan Kosova Türk edebiyatı için, bu kitap bir TEŞVİK OLUR. Var olan ateşin yeniden alevlenmesi için bir KIVILCIM OLUR. Yakın tarihini, edebiyatını tam olarak bilemeyen yeni nesiller için, varlıklarını yeniden tanımaları adına, bir ÖRNEK OLUR. Kosova’da çağdaş Arnavut Edebiyatı ve Boşnak Edebiyatı çalışacak olanlar için, karşılaştırmalı edebiyat araştırmalarında HAZIR MALZEME OLUR.

      Dileğim odur ki, Kosova kültürü ile ilgilenen, Türkçe edebiyata ilgi duyan ve Türkçe bilenler, bu kitabı OKUR.

      Sevdiğim, içtenlikle gönül verdiğim bu topraklardan, insanlardan, insanlardan.. ayrılıp, ana ülkeme giderken, tek tesellim, ancak budur.

S. Dilek Yalçın Çelik7 Temmuz 2008Prizren

      GİRİŞ

      Kosova’da Çağdaş Türk Edebiyatı (1951-2008), adlı kitap, “Ön söz” ve “Giriş” bölümleri hariç beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, “Tarihsel Çerçeve” ana başlığını taşımaktadır. Burada, Kosova’da Türk varlığının ortaya çıkmasından (1455 ve sonrası) sonraki süreç, Türk edebiyatı bağlamında, ana çizgileriyle, günümüze kadar getirilerek işlenmektedir. Çünkü, tarihsel bir perspektif verilmeden, çağdaş Türk edebiyatının yerini belirleyip değerlendirebilmek mümkün olamayacaktır. İkinci bölüm, “Edebî Türlerin Gelişimi” başlığını taşımaktadır. Bu bölümde, 1951 sonrası dönemde, yazılı edebiyat ürünleri içerisinde, edebî türlerin gelişimi hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Sözünü ettiğimiz dönem içerisinde, Kosova’da şiir, roman ve hikâye, tiyatro, eleştiri türlerinin temsilcilerinden söz edilmiş, verilen ilk örnekler ve onların edebiyat tarihi içerisindeki değeri tartışılmaya açılmıştır. Gazetecilik ve basın yayın dünyasının yazılı edebiyata etkisi ve desteği, yazar ve şairleri yetiştiren bir okul olması yine bu bölümde yer almaktadır. Üçüncü bölüm, “Kosova’da Çağdaş Türk Edebiyatı Temsilcileri”nin anlatıldığı bölümdür. Burada, 1951 sonrasından günümüze kadar, yazılı edebiyat içerisinde yer alan, en az iki kitap yayınlamış, edebiyat ile profesyonel anlamda uğraşan yazar ve şairlerimizin biyografileri yer almaktadır. Sanatçılarımızın öncelikle biyografik bilgileri verilmiş, ardından edebiyat dünyasına girmeleri, ilk eserlerini nerelerde yayınladıkları, eserlerinin tam dökümleri ve örnek metinler eklenmiştir. Dördüncü bölüm “Sonuç”, beşinci bölüm “Kaynakça” kısımlarından oluşmaktadır.

      Kitabın plânının oluşturulması ve yazım aşamasında kullanılacak metodun belirlenmesi konusunda oldukça zorlandığımızı öncelikle belirtmek gerekmektedir. Bunun temel nedenleri aşağıdaki gibi sıralanabilir.

      Uzun bir dönem Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde kalan ve bir bütünün parçaları olan Balkan Türkleri ve bu coğrafya içerisinde yaşayan, Osmanlı tebaası olarak kabul edilen Müslüman azınlık özellikle Arnavut ve Boşnaklar, I. Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu’ndan kopmaya başlamışlardır. Milliyetçilik hareketleri, ülke politikaları, jeopolitik stratejiler ve sayamadığımız nice karmaşık sebepler dolayısıyla Türkler ve tüm bu milletler bölünmüşler ve başka başka ülke sınırları içerisinde kalmışlardır. Bölünme ve parçalanma süreci, Balkan coğrafyasında çeşitli biçim ve değerler içerisinde günümüze kadar devam etmiştir. Dolayısıyla, Balkanlardaki Türk edebiyatını sınırlamak ve sınıflamak, araştırmacılara kimi zorluklar sunmaktadır. Şöyle ki, 2008 yılında, Kosova Cumhuriyeti kurulana kadar, ülke tarihsel gelişim açısından çok farklı dönemleri yaşamıştır. Osmanlı egemenliğinden çıktıktan sonra önce Yugoslavya Krallığı’na bağlanmış, ardından Sosyalist Yugoslavya içerisinde telakki edilmiş, bu ülkenin de parçalanması ile Sırbistan’a bağlı kalarak eski statüsüne yeniden devam etmiştir. Her bir kırılma döneminde ülke, uzun savaşlar içinde büyük kayıplar vermiştir, yıpranmıştır. Kosova, tarihinin hemen her döneminde, çok kimlikli, çok kültürlü bir yapı içermektedir.

      Türk edebiyatı açısından bu yeni dönem içerisinde oluşan yazılı edebiyat söz konusu olduğunda, Sosyalist Yugoslavya devleti zamanında, Kosova ve Makedonya’da yaşayan yazar ve araştırmacılar, kendi edebiyatlarını tanımlarlarken, “Yugoslavya Çağdaş Türk Halkı Edebiyatı”, “Yugoslavya Türk Şiiri”, “Yugoslavya Türk Hikâyeleri” gibi terimler kullanmışlardır. Buna karşılık aynı dönem içerisinde oluşan edebiyat için, yukarıdaki terim kullanımına ilave olarak, Türk edebiyat araştırmacıları, “Makedonya ve Eski Yugoslavya Türkleri Şiiri”, “Balkan Türkleri Edebiyatı” terimlerini de kullanmışlardır. Bu durum, bir terminoloji problemini de ortaya koymaktadır.

      Sosyalist Yugoslavya döneminde, Makedonya ve Kosova henüz farklı iki ülke durumunda olmadıklarından ortak bir edebiyat anlayışından, duyuş ve etkilenmeden, birlik ve beraberlikten söz etmek gerekmektedir. Kosova ve Makedonya, iki ayrı ülke olana kadar, Üsküplü yazarlar ve şairler ile Kosovalı yazarlar ve şairleri birbirinden ayırmak neredeyse imkansızdır. Zaten kendileri de bu tarz ayırım ve sınıflamalara kesinlikle karşıdırlar. Oysa, şimdi sınırlar vardır. Bir zaman birbirinden ayıramadığımız, bir ülkenin yakın iki kentinin insanları şu anda iki farklı ülke olmuşlardır. Bu kardeş edebiyatı, bir araştırmacı olarak edebiyat tarihlerinde bir yere yerleştirmek gerçekten çok güçtür.

      Sosyalist Yugoslavya’nın dağılmasıyla birlikte bu adlandırmalar ve tanımlamalar yine eksik kalmakta, artık bir Makedon, Kosova, Arnavut, Sırp… edebiyatlarından söz etmek gerekmektedir. Dolayısıyla bu dönem, “Yugoslavya Türk Edebiyatı” adı altında her ne kadar bölge yazar ve şairleri için ayrılamaz bir bütün oluşturuyor olsa da, gelişen tarihi olayların seyri, zaman içinde Kosova Türk edebiyatı ve Makedon Türk edebiyatı arasında göreceli bir ayırımı zorunlu kılmaktadır.

      Diğer yandan çağdaş edebiyat söz konusu olduğu zaman, Kosova’daki çok kültürlü etnik yapı dikkate alınmak durumundadır. Çünkü günümüzde Kosova’da etnik kökeni Türk olmadığı halde, hâlâ Türkçe konuşan ve yazan bir kesim bulunmaktadır. Halk arasında durum böyle iken edebiyatçılar arasında da benzer durum gözlenmektedir. Bir Arnavut sanatçı, Budim Berişa, 222 Akım Yanında Şiirler (2001, Yeni Dönem Yayınları-Prizren) adıyla yayınladığı kitabında, Türkçe şiirler kaleme almıştır. Diğer yandan bunun tam tersi bir durum da söz konusudur. Kendisi Türk kökenli olmakla ve başlangıçta kimi eserlerini Türkçe vermekle birlikte zaman içerisinde Sırp-Hırvat dilinde ya da Arnavutça yazan Türk yazarları da bulunmaktadır. Örneğin ilk şiirlerini Türkçe yazan Arif Bozacı, son dönemde yazdığı şiirleri Arnavutça kaleme almaktadır. Dolayısıyla edebiyatta dili kullanmak ile, günlük yaşamda dili kullanmak arasındaki farkı iyi belirlemek gerekmektedir. O nedenle, Kosova edebiyatını tanımlamadan önce Kosova kimliğini, tarihi gelişimini net olarak ortaya koymak bir zorunluluktur. Ancak şu anda eldeki veriler, bu gelişimi tanımlamaya yeter düzeyde değildir.

      Tüm bu zorluklardan sonra, bu kitabın formatının bir antoloji olarak hazırlanması gündeme gelmiş ve bunun bir tekrar olacağı düşünülmüştür. Zaten bu konuda, bizden önce yapılmış onlarca çalışma vardı. Edebiyat tarihi yazma işine girişmek ise hemen hiç olmayacak güç