. Nergis Biray
Ahmet Baytursınulı Hakkındaki Yazılar ve Makaleleri
TAKDİM
XIX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyıl başlarının, Merkezi Asya’da yaşayan Kazak Türklerinin bir aydınlanma çağı yaşadığı ve Çarlık Rusyasına karşı bağımsızlık mücadelesini yoğunlaştırdığı bir dönem olduğunu söylesek yanlış olmaz. Bu kadim Türk topraklarında Batı Avrupa eğitim sistemini benimseyen, derin düşünceli, ileri görüşlü genç aydınların yetiştiği görülür. Bu dönemde Kazak Türklerinin ortaya koyduğu mücadelede etkili olan isimlerden biri de Ahmet Baytursunulı olmuştur. Baytursunulı, tüm Türk ulusunda eğitimci, devlet adamı, gazeteci, folklorist, araştırmacı, müzisyen, tercüman kimliğiyle tanınmıştır. Özellikle o dönemde Kazak Türklerinin kullanmış olduğu Arap harfli alfabede yaptığı yenilikler ve eğitim kurumları için yazdığı ders kitapları ve eserleri eğitim alanında yankı bulmuştur. Dönemin en önemli dergilerinden biri olan Kazak Gazetesi’nde kaleme aldığı yazılar, Kazak ulusunun sosyal ve siyasi hayatında önemli gelişmelerin yaşanmasına zemin hazırlamıştır. Daha sonra Kazakların ilk milli siyasi partisi olan Alaş Orda’da önemli görevler üstlenerek milletine hizmet etmiştir.
Baytursunulı, halk üzerinde doğrudan tesirli olan ve reformların halka taşınmasında en büyük rolü oynayan genç aydınlarla öğretmenlerin örgütlenmesi için projeler hazırladı. Bunların gerçekleşmesi halinde, Kazak ve diğer Türk halklarının her türlü sosyal ve ekonomik durumlarını önemli ölçüde düzeltme imkânını bulabilecekti. Kazakların birliği ve kalkınması için mücadele eden Ahmet Baytursunulı, gerek basın-yayın yoluyla ve uyguladığı yeni eğitim metotlarıyla gerekse yazdığı eserlerle bu hedefine ulaşmak için büyük gayret göstermiştir.
Ahmet Baytursunulı, eğitim anlayışıyla Kazakların modernleşmesinde yeni bir kapı açmıştır. Kazak gençleri arasında okuma yazma öğretiminin hızlanması, yeni bir Batı tarzı modern kültürlü neslin yetişmesini sağlamıştır. Eğitimin yaygınlaşması, ilk okul kitaplarının hazırlanıp yayımlanması, yeni edebî türlerde eserler yazılması daha geniş bir ifade ile Kazakların yeni dünyaya ayak uydurmasında Baytursunulı, Kazak tarihine adını altın harflerle yazdırmayı başarmıştı.
Ahmet Baytursunulı, fikir adamı, eğitimci, yazar ve yayıncıdır. Aynı zamanda, Rus İmparatorluğu’nda Türk ve İslam toplumlarının eğitim, kültür reformu ve modernleşmeye ihtiyacını ortaya koyan Kazak aydındır.
Merkezi Asya’da fikri manada Rönesans ve Reform benzeri bir hareket olarak ifade edilebilecek Ceditçilik Hareketi’nden bahsedildiğinde bu hareketin önde gelen isimlerinden biri de Baytursunulı olmuştur.
Ahmet Baytursunulı, Kazakistan topraklarının Bolşeviklerin kontrolüne geçmesi üzerine kendi idarelerinde söz sahibi olabilmek düşüncesiyle dönemin Komünist Partisi’ne katılmayı doğru bulmuştur. Kazak Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin Milli Eğitim Bakanı görevini üstlenmiştir. Ulus öğretmeni Ahmet Baytursunulı, şartların zorlaştığı uluslararası dengenin alt üst olduğu kriz dönemlerinde bile, bir Milliyetçi aydının, milleti için gerekli çalışmaları yapabileceğinin somut örneğini göstermiş bir siyaset adamıdır.
Sovyetler Kazakistan’da 1937-1940 yılları arasında Türkçü aydınların fikirlerini ortadan kaldırmak için Bolşevik usulü iftiraların yer aldığı tutanaklar düzenleyerek girişimde bulunmuşlardır. Dolaysıyla Baytursunulı’nın da fikirleri ve çalışmaları Bolşevikler tarafından zararlı görülerek yasaklanmıştır. Sovyet rejiminin baskılarına boyun eğmeyen bütün yazar ve aydınlar “kızıl katliam” olarak adlandırılan büyük soykırımın yani 1937-38 yıllarındaki katliamların kurbanları olmuşlardır.
Ahmet Baytursunulı atamız, Kazak milletin refahını isteyen gerçek Kazak vatansever fikir adamıdır. Kazak Cumhuriyeti’nin milli çıkarlarını, özellikle egemenliğini ve özyönetimini kazanmasını ve bunu sonsuza dek sürdürmeyi amaçlayan Kazak-Türk milliyetçisidir. Aynı zamanda ülkesinin refah seviyesinin yüksek olmasını isteyen ve ülküsüne ulaşmak için büyük mücadele veren bir dava adamıdır. Baytursunulı, koca bir milletin hocası, ulusun manevi lideridir.
Bu kitapta, XX. yüzyıl başlarındaki Kazak-Türk aydınlanma hareketinin liderlerinden biri olan Ahmet Baytursunulı’nı gelecek nesillere hem bilimsel hem de edebi usulle tanıtmayı başaran kıymetli Prof. Dr. Nergis Biray hocamıza şükranlarımı sunuyorum. Aynı zamanda kitabı yayın aşamasına getirip basımını üstlenen Avrasya Yazarlar Birliği’ne ve Başkanı Dr. Yakup Ömeroğlu’na teşekkür borçluyum.
SÖZ BAŞI
Türk dünyası için 20. yüzyıl, acılar, kıtlık, açlık, sürgün, savaş ve katliamlarla anılması yanında yıllarca devam eden ve özlenen bağımsızlık için ümitlerin tamamen yok olmadığı ve bu yolda büyük fedakarlıkların yapıldığı ve gayretlerin gösterildi bir yüzyıldır.
Çarlık Rusyasının baskıları altında inleyen Türkler, dönemin en çok ümit bağlanan hareketi olan Bolşevik devriminde vaat edilen “bütün insanlara eşitlik ve milletlere kendi geleceğini belirleme hakkı” verileceği sözlerine ümit bağlayarak kurtuluşu hayal ettikleri, gayret gösteren liderlerin arkasında hürriyet ve istiklal duygusunu ve rahatlığını ancak ve ancak iki üç yıl kadar yaşayabildikleri bir sürecin ardından daha da büyük acılara maruz kalmışlardır. Bütün bunlardan sonra Türkistan, 1917’deki Ekim Devrimi’nin ardından kurulan Sovyetler Birliği’nin yönetimi içerisinde yer almıştır. Birlik adı altında toplansalar da her Türk boyu, muhtar cumhuriyetler şeklinde bölünerek o güne kadar yazı dili olarak kullanılan “Doğu Türkçesi”nden uzaklaşmanın ve farklı yazı dilleri haline gelmenin ilk basamağı olan farklı alfabe uygulamalarıyla birbirlerinden koparılmıştır. Türk boylarının arasındaki dil birliğinin bozulmasıyla anlaşma zemini de ortadan kaldırılmıştır.
Bu yönetim döneminde yazılarıyla kendi insanlarına doğruları anlatmaya, yol göstermeye çalışan edipler, idarenin kısıtlamalarına maruz kalmışlar ve yönetime bağlı kurumlarca belirlenen konularda propaganda içerikli eserler vermek durumunda bırakılmışlardır. Baskılara boyun eğmeyen bütün yazar, gazeteci ve şairlerin sonu bugün “kızıl katliam” adıyla bildiğimiz büyük kırgının yani 1937-38 yıllarındaki katliamların kurbanları olmuşlardır.
Kazak bilim dünyasının, edebiyatının ve gazeteciliğinin önde gelen isimlerinden ve Türk dünyasının fikir adamlarından Ahmet Baytursınulı da baskı politikalarına karşı çıkmış, rejimin istek ve dayatmalarını uygulamadan kendi milletini uyandırmak, birliği tekrar sağlayıp harekete geçirmek amacıyla millî, insani, ilmî konuları ele aldığı şiirleri yanında halkı uyandırmaya yönelik olarak yazdığı gazete yazılarıyla da tanınmıştır. O, vatan, millet, hürriyet, istiklal, insani değerler, insanların karşı koyamadığı zaaflar gibi konuları şiirlerinde akıcı bir üslupla işlerken toplumun yaşadığı sorunları bir taraftan da gazete ve dergilerde keskin ve yönetimi eleştirici bir dille kaleme almıştır. Onun, şiirlerinde sembolik bir dil kullanmasına rağmen makalelerinde ve gazete yazılarında açık ifadelerle sorunları dile getirdiği görülmektedir.
Bir aydınlanmacılık hareketi olan ceditçiliğin güçlü temsilcilerinden olan Baytursınulı, eserlerinde ele aldığı konular sebebiyle rejim ve halk düşmanı olarak suçlanmış, milliyetçi ve Türkçü olduğu gerekçesiyle kurşunlanarak öldürülmüştür.
Bağımsız ve hür bir Kazakistan hayaline inanan, bu yolda “Alaş Orda” hareketini başlatanlardan biri olarak geçici Kazak hükûmetini kuran aydınlanmacıların başında yer alan Baytursınulı, ne yazık ki bağımsızlık ve hürriyet sevincini ancak birkaç yıl yaşayabilmiş, sonraki süreçte rejim sert bir yumruk gibi onu ve onun gibi milletinin haklarını savunanları ezip geçmiştir.
Alaş hareketi içerisinde yer alan bu dönemin sanatkârları, milletin bütünlüğü ve birliğini kurma konusunda önemli bir rol oynamışlar, bu başlangıcın ardından gelişmeler sekteye uğrasa da sonrasında kendi ülkelerinin ve insanlarının bugünkü hür ve bağımsız yapısının temellerini atmışlar; ne yazık ki bu yolda hayatlarını kaybetmişlerdir.
Üniversite yıllarımızda Ceditçilik Hareketi anlatılırken adlarını duyduğumuz isimlerden biri olan Baytursınulı’nın şiirleri ile 1991 sonları,