etnografyası, folkloru ve dili üzerinde çalışmalar yapan Çuvaş Türkü, ünlü Rus âlimi Alektorov ile Om-bı’da (Omsk) tanışması, onun siyaset, eğitim, bilim ve kültür alanındaki düşünce dünyasının değişmesi ve şekillenmesini sağlar. O, Alektorov’dan Kazakistan dışındaki Kazakların yaşayışları ve Kazak ülkesi üzerinde güdülen yayılma ve sömürü siyaseti hakkında bilgi edinir. Ayrıca Rus âlimi İlminskiy’nin çalışmalarının Kazakları eğitme amacında olmadığını, aslında birer misyonerlik faaliyeti olduğunu öğrenir (Türk 1999: 1).
O, İsmail Gaspıralı’nın temellerini attığı, Tatar aydınları tarafından bütün Türkistan’a yayılan Usul-i Cedid adlı eğitim sistemini yakından takip etmeye ve eğitim konusundaki alanlarda araştırma ve incelemeler yapmaya başlar. Genellikle Kazak dili ve edebiyatının tarihi gelişimini araştırır ve modern Kazak edebiyatını oluşturmanın yollarını arar. Bu dönemlerde Kazak halkını tanımak ve tanıtmak amacıyla folklor malzemelerini derleyip inceler. Kazak toplumunun sosyal ve kültürel hayatıyla ilgili makaleler ve şiirler yazmak yanında Rus klasiklerinden çeviriler de yapar. Bu vesileyle dünya edebiyatı eserlerini de tanır.
Ahmet Baytursınulı, Karkaralı’da öğretmenlik yaptığı yıllarda Çarlık Rusya’nın artan baskıları karşısında kendisi gibi ‘Kazaklar bağımsız millettir.’ görüşünde olan aydınlarla birlikte siyasete atılır. Ahmet Baytursınulı, 1905 yılında bazı Kazak aydınlarıyla beraber Çar hükûmeti makamlarına Kazakların isteklerini bildiren bir dilekçe sunar. Dilekçede; ‘Kazakların toprak haklarının korunması, Kazak halkına sosyal eşitlik verilmesi, Kazak bozkırında eğitim meselesinin halledilmesi’ gibi konular yer almaktadır. Bu başvurunun ardından dikkatleri üzerine çeken Ahmet Baytursınulı, o yıllarda Rus öğrencilerle Kazak öğrenciler arasında ayrım yaptığı ve Rusları okutmadığı iftirasıyla tutuklanır (1909). Hükûmete karşı isyan girişiminde bulunmakla suçlanarak önce Karkaralı cezaevine konur, daha sonra Semey hapishanesine nakledilir. Oradan da Orenburg’a sürgüne gönderilir (Oralbayeva 1998: 92). Baytursınulı, tutuklanma sebebini bilmeden ve hiçbir sorgulama yapılmadan sekiz ay boyunca hapishanede eziyet görür.
O, 21 Şubat 1910’da Karkaralı’yı terk etmek ve Kazakistan sınırındaki bir şehirde sürgün yaşamak kaydıyla serbest bırakılır (Tamir 1998: 435). Baytursınulı, hareketli bir ticaret, kültür ve siyaset merkezi olan Orenburg’u sürgün yeri olarak seçer. 9 Mart 1910’da Orenburg’a gelir. 1910-1917 arasında burada yaşar. Yazarlık ve yayıncılık hayatına da burada başlar.
Hapis yılları sırasında Kazak aydınlarını harekete geçirecek olan, halkı uyandırmaya çalışan ‘Masa/Sivrisinek’ adlı eserini yayınlar (1909). Eser, ikinci baskısını 1911’de yapar. Aynı yıl ‘Kırk Mısal/Kırk Misal (Fabl)’ adlı eserini de yayınlar. Aynı yıllarda ‘Aykap’ dergisinde Kazak halkının problemleri ve bu problemlere karşı önerdiği çözüm önerilerinin yer aldığı yazılar da kaleme alır.
Baytursınulı, 1912 yılında ‘Okuv Kuralı/Ders Kitabı’ adlı eserini yayınlar. Eser, Kazak alfabesi konusundaki çalışmaların ilk örneği olarak kabul edilebilir. Bu süreçte ‘Kazak’ gazetesi ve ‘Şora’ dergisinde toplumun dile getirdiği ve tartışılmasını istediği güncel konularda yazılar yazmaya devam eder.
O, Kazak gençleri ile halktan para toplayıp, Mart 1913’te, Orenburg’da ‘Kazak’ adında haftalık bir gazete çıkarmaya başlar. Gazetenin çıkış amacını ‘Kazakların bilimsel, edebî, siyasi, sanatsal açıdan yetişip gelişmesi, halkın eğitilmesi’ olarak belirtir. O, 1917 yılı Ekim ayı sonuna kadar bu gazetenin redaktörlüğünü yapar. Birkaç defa tutuklanır. Gazete, 1917’de hükûmet tarafından kapatılır.
Bu dönemde, Kazak Türkçesinin ses, şekil ve cümle bilgisini ele aldığı Til Kuralı (1915) adlı kitabını yayımlar. Güncel konularda yazılar yazmaya devam eder.
21-28 Temmuz 1917’de ‘Bütün Kazakistan Genel Halk Meclisi Kurultayı’n-da Kazak partisinin kurulması kararı çıkar. Baytursınulı, ‘Kazak’ gazetesinin 27 Kasım 1917 tarihli sayısında yeni kurulan ‘Alaş’ partisinin programını yayınlar. Aynı yıl başlayıp 1919’a kadar ‘Alaş-Orda’ hükûmetinin eğitim bakanlığını yapar. ‘Alaş-Orda’ 1919’da Sovyet idaresi tarafından dağıtılır. Baytursınulı, o yıllarda ‘Alaş’tan ayrılıp hürriyet ve bağımsızlık vaatleriyle gelen Bolşeviklerin safına geçer. 24 Haziran 1919’da Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti (RSFSR) Halk Komiserleri Sovyeti Askeri Devrim Komitesi üyeliğine kabul edilir. O yıllarda ‘Kazak aydınının Sovyet Hükûmetine güvensizliği’ ve ‘Lenin’in milletler konusundaki düşünceleri ve onları yağmalama meseleleri’ hakkında mektuplar kaleme alır. Moskova’ya gider, bizzat Lenin’le görüşür. 1920’de Lenin’in isteği üzerine ‘Askeri Devrim Komitesi Kazakistan Halk Eğitim Komiserliği’ (eğitim bakanlığı)’ne getirilir.
Bu dönemlerde Kazakistan’da çok can alan ‘açlık’ konusunu işlediği makalesi yayımlanır. Toplumda büyük yankı bulur. 1921-22 yılları arasında Eğitim Bakanlığı’na bağlı akademik merkezin başına getirilir. Kazakların aydınlatılması, dil öğretimi ve açlık konularında kaleme aldığı yazıları ‘Stepnaya Pravda’ gazetesinde yayımlanır.
Ahmet Baytursınulı 1921-1925 yılları arasında bilim ve edebiyat komisyonu başkanlığı, Kazakistan Bölgesel Araştırmalar Komisyonu fahri başkanlığı; 1921-26 yılları arasında Orenburg’daki Kazak Eğitim Enstitüsü’nde hocalık görevlerini yürütür.
1925-28 yılları arası, Baytursınulı’nın ‘Ak Jol’ ve ‘Kazakistan’da daha çok Kazakistan’daki okullar ve eğitim konularında yazılarını yayınladığı dönemlerdir.
Bakü’de 1926’da yapılan ‘Sovyetler Birliği Türkologları Kurultayı’na davet edilir. Burada bir bildiri sunar. Kazakistan’da yaşanan gelişmeler, yeni oluşum, Latin harfleri gibi konulardaki yazılarını ‘Yeni Mektep Dergisi’, ‘Türkçüler Kurultayı’, ‘Jelkek’ ve ‘Eñbekşi Kazak’ gazetesinde yayımlar. Bu süreçte ıslah edilmiş Arap harfli Kazak alfabesi, ana dilini öğretme yöntemleri konularında da yazıları basılır (1927).
Bu dönemde üyesi olduğu Komünist Partisinden ve diğer bütün görevlerinden ayrılır. Kendini tamamen bilime ve öğreticilik faaliyetlerine verir. ‘Älipbiy/ Alfabe’ ile ilgili ders kitabı, ‘Savat Aşkış/Okuma Yazma Kitabı’, ‘23 Joktav/23 Ağıt’, ‘Ädebiyet Tanıtkış/Edebiyat Bilimine Giriş’ gibi eserleri yayımlanır.
Taşkent’teki Kazak Pedagoji Enstitüsü’nde 1926-28 yılları arasında Kazak Dili ve Edebiyatı dersleri verir. ‘Kızıl Kazakistan’ dergisinde eğitim öğretim konulu yazıları basılır. 1928’de Almatı’da açılan ‘Kazak Memleket Üniversitesi’ne davet edilir ve burada Kazak Dili ve Edebiyatı profesörü unvanıyla dersler verir (Oralbayeva 1998: 94). İmla ve yazı konularını içeren yazıları ‘Eñbekşi Kazak’ gazetesinde basılır. Gramer, alfabe ve ders kitabı olarak hazırlanan ‘Til Jumsar/ Dil Kılavuzu’ adlı eseri de bu yıllarda yayımlanır.
Bu yıllar Stalin’in ilk yıllarıdır. Stalin’in ilk icraatı Orta Asya Türk aydınlarını takibe almak ve onları ortadan kaldırmak olur. Türk aydınları ‘halk düşmanı’, ‘devrim düşmanı’, ve ‘pantürkist’ olmak gibi suçlamalarla tutuklanırlar. Ahmet Baytursınulı da bu fırtınadan nasibini alır ve 1 Haziran 1929’da halk düşmanı suçlamasıyla gözaltına alınır. 2 Haziran’da tutuklanarak kendisi Arhangelsk’e, karısı Aleksandra (Badrisafa) ve kızı Şolpan Tomsk’a sürgün edilir. Kaynaklarda sürgün yıllarıyla ilgili bir bilgi yoktur. 1931’de Rusya Sovyet Federatif