Анонимный автор

Aytmatov Araştırmaları


Скачать книгу

Cemile’nin yüreği çarpsın”202 sözleri ölümsüzleşecektir. Cemile’nin yaşadıklarını başka bir safhada Togulan yaşar. O da aynı şekilde aşkının Yüzbaşı Erdene’nin peşinden koşar. Cengiz Han’ın koyduğu yasayı çiğneyerek ölüme gider:

      “Asılarak öldürülecek olan bu son mahkûm arabanın üzerinde ayakta tutularak birliklerin, kafilelerin önünden geçiriliyordu. Entarisi göğsünden çekilip yırtılmış, saçlarının örgüleri çözülmüş ve dağılmış, sabah güneşinde ışıl ışıl parlıyor ve onun solgun yüzünü örtüyordu. Ama mağrurdu, başını dimdik tutuyordu, nefret dolu gözlerle ama mutsuzca bakıyordu kalabalığa… Saklayacak hiçbir şeyi yoktu artık. Evet o, bir adamı sevmişti, hayatından fazla sevmişti! Yavrusu da işte böyle bir sevgiden doğmuştu!” 203

      Aşk, insanın içindeki bütün kötülükleri atan, ona kimi zaman çocukluk heyecanı veren, kimi zaman da beklenmedik şeyler yaptıran gerektiğinde insanı esir alan yüce bir duygu halidir; özne olunca kendisinden önceki halinden sıyrılır. Cengiz Han aşka, sevgiye, insana ait duygulara, doğa yasasına karşı çıkar. Batı seferinin gerçekleşmesi için hiç kimseye çocuk doğurma hakkı vermez; sevmek, sevilmek ve aşk ateşini yaratıcı bir özne olarak çocukla kutsama hakkını insanın elinden almaya kalkışır. Bu ancak Tanrı tarafından yapılabilecek bir müdahaledir ki, Tanrı insana bu hakkı hediye etmiştir. Cengiz Han, davul sesi ile kendisini ötekilerden ayırır ve sadece kendisini ve gücünün sessel simgesi olan davulu dışındaki bütün uyarılara kapatır:

      “Yüzlerce davul gümbürtüsü onun savaş narası, vahşi acımasızlığının bir simgesi (..) Böyle zamanlarda Cengiz Han, sarhoş gibi oluyor, kudret hırsı dinmiyor, yatışmıyor, fetihler arttıkça daha da artıyor ve bundan kaçınılmaz olarak bir tek sonuç çıkıyordu ortaya: Yararlı olan, yalnız onun emelini gerçekleştirmek için çalışan, canla başla buna katkıda bulunan idi. Ötekilerin yaşamaya hakları yoktu.” 204

      Emelini gerçekleştirme yönünde kendisine faydası olmayanların yaşama hakkının bile olmaması gerektiğini düşünmesi, noktasal aşamadan dalgasal aşamaya geçişin göstergesidir. Geçmiş ile şimdi’nin kırık aynasına yansıyan bu bilinç yansımaları, Moloch, Stalin ve Cengiz Han’ı aynı noktada birleştirir. Zira, geçmiş sürekli bir doğuş halinde şimdi’yi belirlemektedir. Bu üç tiran için hedeflerine ulaşmalarını engelleyecek olan ötekilerin yaşama hakkı bile yoktur:

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Metindeki temel öğeler metin boyunca yinelenir. Her şey çok açık olarak anlatılmaz. Bazı kısımlar es geçilir, bazen de sezdirilir. Metinde okuyucunun da tamamlayacağı kısımlar vardır. Her metnin temel bir izleği vardır. Kullanılan anlatım biçimine uygun dilbilgisel zamanlarla olay anlatılır. Metindeki tümceler arası ve bölümler arası ilişkileri belirten yapılar söz konusudur. V. Doğan Günay, Metin Bilgisi, 5.b., Papatya Bilim Yayınları, İstanbul 2017, s. 78.

      2

      Umberto Eco, Lector in fabula (Le rôle du lecteur), Livre de Poche, Paris 1989 s. 63.

      3

      Bu konuda çok sayıda kaynak bulunabilir. Okuyucu daha fazla bilgi için birkaç kaynak da biz verelim: Tahsin Yücel, Eleştiri Kuramları, 2.b., Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2009, ss. 37-98; V. Doğan Günay, Metin Bilgisi, Genişletilmiş 5.b., Papatya Bilim Yayınları, İstanbul 2017, ss. 425-444; V. Doğan Günay, Söylem Çözümlemesi, Genişletilmiş 2.b., Papatya Bilim Yayınları, İstanbul 2018, ss. 55-186.

      4

      Cengiz Aytmatov, Cemile, Çeviren: Şerif Hulusi, Hür Yayınevi, İstanbul 1965, s. 6.

      5

      Doktora Öğrencisi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü.

      6

      Turkish Studies, 2007, s. 723-735.

      7

      Dr. Öğr. Üyesi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü.

      8

      Joseph Campbell, İlkel Mitoloji, Tanrının Maskeleri, İmge Kitabevi, İstanbul 1992.

      9

      Şerif Mardin, İdeoloji, İletişim Yay., İstanbul 1992, ss. 115-116.

      10

      Ali İhsan Kolcu, Milli Romantizm Açısından Cengiz Aytmatov, Ötüken Yay., İstanbul 1997, s. 39.

      11

      Mircea Eliade, Mitlerin Özellikleri, Simavi Yay., İstanbul 1993, s. 27.

      12

      Şerif Can, Klasik Yunan Mitolojisi, İnkılap ve Aka Yayınevi, İstanbul 1963, ss. 5-6.

      13

      Samuel Henry Hooke, Ortadoğu Mitolojisi, (Çev.: Alaeddin Şenel), İmge Kitabevi, Ankara 1995, s. 25.

      14

      Hooke, a.g.e., s. 44.

      15

      Fred Gladstone Bratton, Yakın Doğu Mitolojisi, (Çev.: Nejat Muallimoğlu), M.Ü.İ.F. Yay., İstanbul 1992, s. 68.

      16

      Abdülkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara 1986, s. 13.

      17

      Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi I, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara 1993, s. 419.

      18

      M. Öcal Oğuz, Mitolojimizde ve Ural Batur Destanında Başlangıçtaki Sonsuz Su”, Milli Folklor, Ankara 1998, S. 38, s. 22.

      19

      Alice Marriott, Carol K. Rachlin, Kızılderili Mitolojisi (Çev.: