rem Barak Arıkoğlu
Heleteli Şairler ve Şiirleri
Bu kitabı, böyle bir eserin yazılmasını birlikte hayal ettiğimiz, Bibioğlum, Öğretmen Mehmet Barak’ın Aziz Hatırasına İthaf Ediyorum.
SÖZ BAŞI
Yaklaşık beş asır önce yaşamış Köroğlu’nun, “Koç Kırata Binip İnem Sazan’a” başlıklı şiirinde Heletemizin adı geçer. Dörtlükten anladığımız o zamanlarda bile Helete’nin yağının meşhur olduğu:
“Bu meydana derler Çamlıbel dağı
Kiralandı bize Besni’nin bağı
Tulum tulum gelsin Helete yağı
Yesin yiğitlerim ta ben gelende.”
“ – Ağam nerden geliyoñ?
– Helete’den geliyom.
– Helete’nin nesi var?
– İnci dizen kızı var,
– At oynatan oğlu var.
Elbistan Ovası’ndakine Helete, dağların ardında bir masal ülkesidir. Pekmezini gölüğüne yükleyen Heleteli gelir Elbistan’a. Birkaç gün konuk olur. Pekmez karşılığı aldığı arpadan, buğdaydan, patatesten yükler hayvanına, döner Helete’sine…”
Elbistanlı şair ağabeyim Ali Akbaş’ın çocukluğundan aklında kalan Helete ve Heleteli dünyasını anlatıyor yukarıdaki satırlar.
Osmanlardan Simo bir Ceritli kızına âşık olmuş. Amcam, Diko Arık Mehmet son yıllarda alzaymırdan pek bir şey hatırlamıyor. Hatırladığı çok az şeyden biri de Simo’nun aşk şiiri:
Erince’nin ormanında
Bir kız baña el eyledi
Searttim yanına vardım
Ağlamsadı naz eyledi.
Dearmene yük eletir
Yükün üstünde oturur
Aşkından beni bitirir
Yan güzele can güzele
Canım da kurban güzele.
Simo süyükte oturur
Süyüğün dadın getirir
Sevlerce aklın yitirir
Yan güzele can güzele
Canım da kurban güzele.
Dünyanın yalancılığı içinde canımız güzele, güzelliğe kurban olsun. Canımızın kurban olacağı güzellikten biri sevgilimiz ise diğeri de toprağımız Helete.
Dağlar arasında vadide, ipek kuşağı Göksu’nun batı yakacığında meskûndur Helete. Bahardan sonbahara güneyinden kuzeyine uzanan soğuk pınarlı, ardıç ve meşe ağaçlı yaylalarında karakeçisini otlatarak hayatını sürdüren Türkmen beldesidir. Asırlardır keçisinin peşinden yayla yayla göçen Heleteli, 1960’lı yıllarda ekmek derdiyle gurbet “Alamanya”nın yolunu tutmuştur bir daha dönmemek üzere. Gurbetçi gurbetçiyi çekmiş, okul öğrenciyi çekmiş, emekçi emekçiyi çekmiş sahipsiz kalmıştır Helete’nin yaylaları. Hayvancılığın meşakkati bol hayatından çoluk çocuğun okuyabileceği, daha insani bir hayatın sürülebileceği şehir hayatına göçülmüştür.
Gurbetçi gurbete düşse de yüreğini Helete’de bırakıp gitmiştir. Türküler düzülmüş, şiirler yazılmıştır Helete’nin yaylasına, pınarına, özlenen dostluklarına. “Kahramanmaraş’ın taşından toprağından şair fışkırır” derler. Helete de Engizek Dağlarının doğu ucunda Kahramanmaraş’ın bir beldesidir. Bu yüzden Helete’den söz üstatlarının çıkması da tabiidir. Âlim değilse de ariftir Heleteli. Sözü inci gibi dizenler, şiir düzenler, yazanlar çoktur Helete’de. Eskiden beri şair çok olmuş fakat şiirleri kayıt altına alınmadığından zamanla unutulup gitmiş. Bazıları kulaktan kulağa anlatılarak yarım yamalak ulaşmış günümüze. Helete’den ünü Türkiye çapında Türküsüyle yayılan Allı Zeynep de çıkmış, Yaşar Kemal’in İnce Memed’ine başkahraman olan Ufo da çıkmıştır. Helete insanı yokluk içinde de olsa zekidir. Zeki insanlar sözü güzel söylerler. Sözü güzel söyleyen usta işi şiirleri olan şairlerimiz olduğu gibi, gurbete düşünce sıla hasretiyle yüreği yanan, bu yangını şiir diye söze döken memleket sevdalılarımız da çoktur. Ustaların şiirleri yanında bu yürekten gelen duygu sözleri de kitaba alınmıştır. Helete’nin suyunu içip, toprağının kokusunu alan, temiz havasını ciğerine çekip ona âşık olmayan da yoktur aslında.
Bu kitabı kendisine ithaf ettiğim ruh ikizim, halamın oğlu rahmetli Edebiyat Öğretmeni Mehmet Barak ile yaylalarda göbelek toplarken, her sohbetimizde köyümüzün kültür zenginliğinden bahseder, bu zenginliğin kayıt altına alınarak kitaplaştırılması gerektiğini konuşurduk. Bunu birlikte yapmak kısmet değilmiş. Ben onun aziz hatırası için bu çalışmayı yaparak hem ikimizin arzusunu yerine getirmiş hem de çok sevdiğim köyümün şairlerinin şiirlerinin en azından ulaşabildiklerimi kitaplaştırmış oluyorum. Şairlerimizin şiirlerinde canlandırılan Helete’nin insanları, yer adları, gelenekleri, hâsılı bütünüyle bir kültürün en azından bir parçası yazıya geçirilerek, kitaba yazılarak tarihe bırakılmış oluyor. Kısmetse Helete’nin ağız kelimelerini, söz zenginliklerini, yaşanmışlıklarını da “Heletece” adıyla ayrı bir kitapta toplamayı düşünüyoruz.
Elbette eserin sahipleri aşk ile Helete’yi anlatan şairlerimizdir. Benim yaptığım, yok olmasını önlemek için şairlerimizin şiirlerini bir araya toplamaktır. Hangi şiiri hangi kaynaktan aldığımı şiirlerin bulunduğu bölümlerde belirttim. Ben Helete toprağında yoğrularak çıkmış belki sayıları bini bulan okumuş şanslılardan biriyim, okuyamayanlar da benim gibi şans bulsalardı okurlardı. Mesleğim Türk Dili olduğu için, şiirleri toplaması, bu eseri yazması gereken kişi benim, diye düşündüm. Bana böyle bir eseri ortaya çıkarmayı nasip ettiği için Allah’a şükürler olsun. Okumamı sağlayan annem Ufo’nun torunu, kurtuluş savaşında yedi yıl esir kalan Güssüm Ali’nin kızı Elif Hatundan ve Helete Yeşiloba muhtarlarından olan rahmetli babam Arık Osman’dan Allah razı olsun. Umut edilir ki gelecek kuşaklarımız bu şiirlerde anlatılan kültürü bilsinler ve kendilerinden sonrakilere aktarsınlar. Şairleri daha çok eskiden yeniye doğru sıralamaya çalıştım. Hangi şairimizin daha güçlü olduğuna okuyucularımız karar verecek. Bence Helete’de 10’dan fazla iyi şair var. Kurthasannar, Garalar, Öztaşlar, Cafarlar, Sümenner damardan gelen şiir yazma, sözü güzel söyleme yeteneğine sahipler. Sütyemezler sazı da çalıyor. Kökten gelmeyen münferit şairlerimiz de var. Herkes yüreğinden geleni elinden geldiğince, dilinin döndüğünce ifade ettiği için her söylenen kıymetlidir.
Kitabın sonuna bin yüz kelimelik bir de “Heletece” sözlük ekledim. Yeni nesiller ve Heleteli olmayanlar bilemedikleri kelimeleri buradan bulabilecektir. Özel adlar büyük harfle başladığı için özel ad olduğu anlaşılmaktadır. “Derler” temalı şiirler Helete’de hangi kelimenin hangi anlama geldiği hakkında yazılmış olduğundan, kelimelerin anlamları şairlerin kendisi tarafından açıklanmaktadır.
Kitabın ortaya çıkışında, kitapta şiiri bulunan herkesin katkısı vardır. Bu yüzden şiiri bulunan herkese teşekkür ediyor, ebedi âleme göçenlere rahmet diliyorum. Sevgili Bilal Öksüzce (Habeşi) kardeşim şiirlerinin yanında “Helete Kültürü ve Edebiyatı” sosyal medya sayfasıyla şiirlerin kayıt altına alınmasında ve bu kitapta yayımlanmasında en çok yardımı geçen kişidir, Allah ondan razı olsun. Mustafa Sümen öğretmenimiz teşviki ve şairlere ve şiirlerine ulaşmamda gösterdiği desteğiyle, Şaş Ali Barak ağabeyim kaynak kişim olarak anlattıklarıyla katkı sağladılar. Doç. Dr. Said Öztürk’ün “Heleteli Halk Şairleri Üzerine Bir Deneme” adlı yazısından, Mehmet Gökçebey’in lisans bitirme tezinden faydalandım. Kitabın ardımızda güzel bir hatıra olarak kalmasını ve eksikliklerinin, kusurlarının hoş görülmesini diliyorum.
ÖĞRETMEN MEHMET BARAK
3 Şubat 1962 tarihinde Helete’de doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu kasabada,