Абай Кунанбаев

Şiirler, Karasözler


Скачать книгу

kesilirse,

      Tutuşur, yanıp kül olur, bir kez ümitlenirse.

      Kor oldu canım

      Kor oldu canım,

      Günüm sensiz ya benim,

      Pek bitik halim,

         Yazgıdan gelen cefayı,

         Yazmışsa Allah’ı,

         Ne görmez ki kulları?

      Terennüm ediver dilim,

      Sararınca bu dertten,

      Büküldü belim.

         Yar cayınca her yeminden,

         Elemlendi gönül içten,

         Ne yapsa olur, hafiften?

      Özledim seni,

      “Görmedim” diye bir hayli

      “Adam” sayıp beni,

         Sen, mektup göndermedin ki.

         Yürek öylesine ısınmıyor ki,

         Hüzünlenince cesedi.

      Bu benim feryadım,

      Ulaşsa yârin civarına,

      O verir ilacım; varsa

         Maşukunun yanına,

         Düzeltip düşüncesini

         İyileştirmez mi tenini?

      Sen beni ne edeceksin?

      Sen beni ne edeceksin?

      Beni terk ederek,

      Hüner göstereceksin…

      Öylesine,

      Yine aldatıp,

      Efsunlayıp,

      Kendi kendinle gideceksin.

      Niye avare edersin?

      Kavuşmadan,

      Rahatlaşmadan,

      Derinlemesine…

      Yine yaddan,

      Zengine aldan…

      Ömür boyu hakir edersin.

      Niçin bozarsın şevkimi?

      Et yürek tutuştu,

      Yandı ateş oldu,

      Alev düştü içime…

      İt gibi biçare,

      Kederli…

      Sen kestin ya esintimi…

      Kim bilir bugünün ertesini?

      Ölüm söylemez,

      Gelse dönmez

      Kişiye…

      Bugünkü gün vakti

      Varım şimdi…

      Dost edindin sen ecnebiyi…

      Âşıklık; sıkıntılı yol…

      Yetsen – yetersin,

      Yetmez geçersin…

      Ne oldu?

      Hayal içinde ömür

      Sürdür…

      O beni bir yol, düşünmüş müdür?

      Gevşedi el-ayak işte,

      Erişemeden yemine,

      İçim dertle

      Doldu bile…

      Ecel vakti

      Çattı geldi…

      Ben öleyim, sen kal diri…

      İçten yürek; aynı yürek,

      Gene tedirgin olup,

      Yoldan korkup

      Vazgeçmeyecek…

      Çekilip

      Dönmeyecek…

      Ölse de bir sözle, daha ne gerek?

      Bilirsin sen uyanık,

      Ben kölene

      “Oldu” deme,

      Gel, yardım etsene…

      Kınayıp hiç kimse

      Söylemez de…

      Merhamet edip, erken gelsene!

      Hakikaten aşığım ben sana!

      İncinerek gezsem,

      Seni görsem,

      “Kem-küm” diyerek…

      Bir söz söyleyecek,

      Mecalim yok inan,

      Eriyip gider bedenim, işte o zaman…

      Dikkatini sen bana

      Bir kez vermedin,

      Tez gelmedin…

      Beni izledin.

      İçinde sıcak

      Kan yok bak,

      Taş kalpli yar, hoşça kal!

      Yar, senin gönlün tok,

      Ak etini,

      Nur betini

      Şahsî

      Kılmadıktan sonra

      Allah,

      Biçare kılsa, çözüm yok…

      Sen attın uygunsuz ok,

      Tanrı – kadı

      Taş tartı,

      Haşarı

      Kalma çok,

      Yemin bozanın, yerinde kor çok…

      Delikanlı sözü (Selam söyledim, Kalemkaş)

      Selam söyledim, kalem kaş,

      Sana kurbandır, mal ile baş.

      Hasretle düşününce seni,

      Gelir gözlerden sıcak yaş.

      Senden güzel can doğmaz,

      Doğan olsa da üstün olmaz.

      Senden başka hiç kimseye,

      Bu ihtiraslılığım anlatılamaz.

      Asil adam sözünden caymaz,

      Tuttuğu yoldan yüz çevirmez,

      Görsem de, görmesem de,

      Gönlüm senden ayrılamaz.

      Gözüm başkasına bakmaz,

      Başkası da bana yaramaz.

      Dar döşekte döş üstünde,

      Yâr koklanmadan yatılmaz.

      Omzumda Sizin saçlar,

      Kucaklaşıp, oynaşmalar…

      Lezzet alsak olmaz mı,

      Göz kapalı, gönül sefalı?

      Sizde endam, bizde içtenlik,

      Sözlerimin hepsi gerçeklik…

      Sizin gibi yârin, bu dünyada,

      İlgisine can doymaz.

      Etin ete değdiğinde,

      Dokunup tadını sevdiğinde,

      Ten ürperir, vücut erir,

      İçim ateş gibi alevlendiğinde…

      Yürek eriyip büküldüğünde,

      İçindeki