at sürüsünde genç taylara
Çok özleyip, sanki ölüyorum
Karaçay’daki pınarlara
Sana olan aşkımı şarkıya döksem
Ağlayarak geçiyor turnalar
Horasan’ım deyip yere baksam
Soluveriyor çimenler
Burada hayat zorlaştı
Gel, Karaçay’a geçelim
Sen bulut, ben yağmur olup
İkimiz birden yağalım
Aycayak’ın Şarkısı
Kasbot 70 yaşlarında iken, Teberdi vadisindeki Sıntı köyünde gördüğü Cukkaların Konay’ın kızı Aycayak adlı dul bir kadına âşık olur. Aycayak çevresinde güzelliği, terbiyesi ve hamaratlığı ile tanınan, iki erkek çocuk sahibi bir kadındır. Kasbot sevip beğendiği Aycayak’ı ailesinden istetir, ancak Aycayak’ın çevresindeki insanlar bu evliliğe engel olurlar ve Kasbot sevdiği kadına kavuşamaz. Kas-bot Aycayak’a olan aşkını şiirlere ve şarkılara döker. Kasbot’un Aycayak’a olan aşkını anlattığı şarkılar kısa zamanda Karaçay-Malkar halkı arasında yayılır.
Kasbot Aycayak için yazdığı şiirlerinden birinde duygularını şöyle dile getirir:
Kaçanga deri turlukma
Aycayak sanga termile
Sen colnu barsang, suvnu barırma
Suv şorkalaga kömüle
Kökge bashıç salganma
Kökde bulutlanı çaçarga
Manga eki kanat bitgey edi
Aycayaknı alıb kaçarga
Sen meni allıma karaysa
Bagır ulu Kasbot keledi deb
Alay koşaklı bolma Aycayak
Men seni amaltın öledi deb
Tavda otlagan kiyikle
Ala catmaydıla soylanmay
Seni alay alıb koyalmam
İgi sagış etmey, oylanmay
Ne zamana kadar duracağım
Aycayak sana hasret kalıp
Sen yoldan gitsen, ırmaktan giderim
Girdaplara batarak
Göğe merdiven dayadım
Gökte bulutları dağıtmak için
Bana iki kanat çıksaydı
Aycayak’ı alıp kaçmak için
Sen yolumu gözlüyorsun
Bagır oğlu Kasbot geliyor diye
O kadar kibirli olma Aycayak
Ben senin uğruna ölüyorum diye
Dağda otlayan geyikler
Onlar yatmıyorlar uzanmadan
Seni hemen alıvermem
İyi düşünüp taşınmadan
Kasbot’un Aycayak için söylediği şiir ve şarkıların Karaçay-Malkar halkı arasında yayılan çeşitli varyantları günümüze kadar ulaşır. Aycayak’ın şarkıları yalnız Kafkasya’da değil, Kafkasya’dan Anadolu’ya göç etmek zorunda kalan Karaçay-Malkarlılar arasında da varlığını korur. 1905 yılında Kafkasya’dan ayrılarak Anadolu topraklarına göç etmek zorunda kalan Karaçaylıların 1907 yılında yerleştirildikleri Konya’nın Sarayönü ilçesine bağlı Başhüyük köyünde, yaşlı Karaçaylıların hatıralarının bir köşesinde Aycayak’ın şarkısının izleri saklanmıştır.
1977 yılında Başhüyük köyünde, Tohçuklar soyunun Hasanlar sülalesinden Üsüp Tavkul adlı Karaçaylıdan derlenen Aycayak adlı şarkı, Kasbot’un Aycayak’a olan aşkının Karaçay-Malkar halkının hatıralarında Kafkaslardan Anadolu’ya taşındığına şahitlik eder. Bu şarkıda Kasbot Aycayak için şunları söyler:
Cılkı anası uzun callı kök baytal
Ol ak tuyak, aruv kaşha tay tabar
Sav üç özen kırılıb öledi sanga
Aycayakdan aruv manga kayda bar
Kökde oynaydı bir köksül ala kögürçün
Uça kelib salçı ayagıngı tuzakga
Men carlıga eki da kanat bitgeyed
Aycayaknı alıb kaçarga uzakga
Cılkılada bir da köbdü hora tay
Hora tayla oynagandan a toymayla
Aycayaknı cıltıragan közleri
Men cazıknı caşarga da koymayla
Bagır ulu Kasbot degen külayak
Kabırgalada bolur Alan, çınayak
Kabırgadan a çınayak tüşüb uvalsın
Teberdi özenni ırhı basıb suv alsın
Kümüş kamamı biley ketib miz etdim
Aycayaknı tiley ketib kız etdim
Kasbotnu da kalgan caşlaça körmeyle
Tileyme da ol Aycayaknı bermeyle
At sürüsünün anası uzun yeleli boz kısrak
O beyaz toynaklı, güzel beyaz alınlı tay doğurur
Üç vadinin hepsi senin için ölüyor
Aycayak’tan daha güzeli bana nerede var
Gökte oynuyor bir mavimsi güvercin
Uçarak gelip koysana ayağını tuzağa
Ben zavallıya iki kanat çıksaydı
Aycayak’ı alıp kaçmak için uzağa
At sürülerinde çoktur doru renkli tay
Doru taylar oynamaya doymuyorlar
Aycayak’ın parıldayan gözleri
Ben zavallının yaşamasına izin vermiyorlar
Bagır oğlu Kasbot denen hantal kişi
Duvarlarda vardır porselen fincan
Duvardan porselen fincan düşüp kırılsın
Teberdi vadisini sel basıp su götürsün
Gümüş kamamı bileyerek iğneye çevirdim
Aycayak’ı isteyerek kıza çevirdim9
Kasbot’u diğer delikanlılar gibi görmüyorlar
İstiyorum Aycayak’ı vermiyorlar
Hayatı Kafkas dağlarının yamaçlarında, vadilerinde çalışmakla geçen Kasbot yaşadığı çevreye, Kafkas dağlarının güzelliklerine büyük bir hayranlık duyar. Gençlik yıllarında söylediği bir şiirinde Kasbot ot biçmekte olduğu bir otlağı şöyle tasvir eder:
Tav başları köb turmayın carıyla
Eki