çalkı avuznu cuvadı
Sabanlıkda sabır cırım tuvadı
Kafkas Dağları’nda Alibek Vadisi – Karaçay
Dağ zirveleri çok geçmeden aydınlanıyorlar
İki bacağım git gide yoruluyorlar
Elbruz dağından 10 güneş gülümseyerek bakıyor
Otlağı serin rüzgâr okşuyor
Tırpanı çekiçleyip, keskinleştiriyorum
Otlakta biçilmiş otları diziyorum
Gümüş renkli çiy tırpanı ıslatıyor
Otlakta sessiz şarkım doğuyor
Karaçay-Malkar halkının ata yurdu Kafkas dağlarını seyrederken Kasbot’un yüreği gurur ve hayranlıkla dolar. Bir şiirinde Kasbot Kafkas dağlarına şu övgüleri dizer:
Kafkas Dağları’nda İyne Tav – Karaçay
Biri – turu, biri – taşa
Biri – miyik, biri – alaşa
Biri – caşil, biri va – ak
Bolgandıla kökge çardak
Başlarında – bulut başlık
Közlerinde – ömür caşlık
Karla muthuz bolmaz üçün
Konadıla kümüş ay bla altın kün
Adamlaga savluk berib
Miyik kökge kanat kerib
Turadıla Kafkaz tavla
Başlarında – darman hava
Mingi Tavdan Kazbek Tavga
Cel beredi salam-savga
Sizni bla kölü ullu
Bolub cırlayd Bagır ulu
Kafkas Dağları’nda Cuguturlu Çat Zirvesi – Karaçay
Biri – açık, biri – gizli
Biri – yüksek, biri – alçak
Biri – yeşil, biri – beyaz
Olmuşlar gökyüzüne çatı
Başlarında – buluttan başlık
Gözlerinde – ebedî gençlik
Karların solgun olmaması için
Konuyorlar gümüş ay ile altın güneş
İnsanlara sağlık verip
Yüksek göğe kanat gerip
Duruyorlar Kafkas dağları
Başlarında – ilaç gibi havası
Elbruz dağından Kazbek dağına11
Rüzgâr veriyor selam-hediye
Sizinle gönlü mağrur
Olup şarkı söylüyor Bagır oğlu
Kasbot’un gençlik ve orta yaş yıllarını yaşadığı XIX. yüzyılın ikinci yarısı Kafkasya’da ve Rusya’da savaşların hüküm sürdüğü zor yıllardır. Bu yıllar içinde Kasbot Kafkasya’da pek çok savaşa şahit olur.
1877-1878 yılları arasındaki Rus-Türk savaşında Rusya, Kafkasya halkları arasından pek çok genci ordusunda savaştırmak için zorla cepheye sürer. Rus ordusunda savaşa giden pek çok Karaçay genci geri dönmez. Kasbot, Karaçay’dan Rus ordusuna alınarak savaşa götürülen ve orada hayatlarını kaybeden Karaçay gençlerinin hatırasına bir destan söyler. Halk arasında dilden dile, kulaktan kulağa yayılan bu destan şöyledir:
Cangurla cavadıla, kökde bulutla karalıb
Asker çıkgandı Ullu Karaçaydan12 sanalıp
Caşla baradıla collanı tolturub, sagayıb
Anala kaldıla, ızlarından taralıb
Caşla baradıla, atlaga minib, atılıb
Otovla kaldıla, eşikleri tartılıb
Ala baradıla, ne külmey, ne ışarmay
Kalmadı adam, tilek tilemey, aşırmay
Ullu Karaçayda bolur naçalnikle, südüle
Cazık caşlanı, mırtazakla sürdüle
Caşla baradıla, Koban özende karalıb
Kelinle kaldıla, av tübünde aralıb
Bara bara biz Ak-Kalaga cetgenek
Ullu Ak-Kalada tuvar kurmanlıkla etgenek
Ak-Kalada bizge asker kiyim kiydirdile
Ala va barıb, maşinalaga mindirdile
Türlü da çıgadı, maşinanı tütünü
Buzulgandı tavlu caşlanı türsünü
Bölegibiz andan Ullu Slavaga barganek
Anda biz satıb tişlik tuvar alganek
Köble kemelede Kara tengizden ötdüle
Uruş ullu bargan Bolgariyaga cetdile
Kayış etgenbiz tişlik tuvarnı terisin
Suvda koymagız carlı Hacaliyni ölüsün
Mından barganeng Hurzuk sotnaga baş bolub
Suvda kalgansa çabaklaga aş bolub
Seni üsüng bla Orus cüzüvçüle cüzelle
But etleringi ırgay çabakla üzelle
Hacaliy ketdi Kara tengizge kömüldü
Suvga taşaygınçı carık duniyadan tüngüldü
Avruv tabhanma temir maşinanı uvundan
Avruv tabhanbız Slavanı balçık suvundan
Biyçesında
Конец ознакомительного