Samet Azap

Tölögön Kasımbekov İnsan ve Eser


Скачать книгу

s. 18.

      123

      Jose Ortega Y Gasset, İnsan ve Herkes, Çev. Neyire Gül Işık, Metis Yayıncılık, İstanbul, 2011, s. 40.

      124

      Erich Fromm, Sevginin ve Şiddetin Kaynağı, Çev. Yurdanur Salman-Nalan İçten, Payel Yayınevi, İstanbul, 1997, s. 21.

      125

      Fromm, a.g.e., s. 14.

      126

      “Manas destanında çocuk manasın yaramazlığı ve dayanılmaz gücünden korkan Kalmaklar’ın, onu mangurt edelim deyip söz bağladıkları şöyle cırlanmıştı;

      Balayı tutup alalım

      Başına şire takalım

      Eve götürüp azap verelim

      Altı boy Kalmak’ın

      Ayak başını yığalım.

      (Daha fazla bilgi için bkz. Cengiz Aytmatov; Muhtar Şahanov, Kuz Başındaki Avcının Çığlığı, Tolkun Yayınları, Ankara, 2000, s. 147)

      127

      Aytmatov bir söyleşisinde mankurt kavramını niçin kullandığını şu şekilde açıklar; Bildiğiniz gibi bu “mankurt” efsanesini bir romanımda anlattım; ama laf olsun diye değil, bugünkü siyasi hayatla bağdaştırarak… Eskiden aslını unutmuş, robotlaştırılmış insanlara “mankurt” denirdi. Bugün de aynı şekilde duygusuzlaştırılmış kökünden koparılmış, neyi niçin yaptığını bilmeyen ve kendisine verilen emirleri hiç düşünmeden uygulayan insanlar da bir çeşit “mankurt”tur. Türk Cumhuriyetlerinde hâlâ “mankurtların” bulunup bulunmadığına gelince; vardır şüphesiz. Ama ne kadar olduklarını kestirmek pek kolay değil. (Ali İhsan Kolcu, Cengiz Aytmatov Üzerine Yazılar, Salkım Söğüt Yayınları, Erzurum, 2008, s. 75.) Ayrıca Cengiz Aytmatov, Gün olur Asra Bedel adlı eserinde Mankurtlaştırma ile ilgili şöyle bir hikâye de anlatır; “Sarı Özbek’i işgal eden düşmanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. İnsanın hafızasını yitirmesine, deli olmasına yol açan bir işkence usulleri varmış. Önce esirin başını kazır, saçları tek tek kökünden çıkarırlarmış. Bunu yaparken usta bir kasap oracıkta bir deveyi yatırıp keser, derisini yüzermiş. Sonra bu deriyi parçalara ayırır, taze taze esirin kan içinde olan kazınmış başına sımsıkı sararlarmış. Böyle bir işkenceye maruz kalan tutsak ya acılar içinde kıvranarak ölür, ya da hafızasını tamamen yitiren, ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan bir “mankurt”, yani geçmişini bilmeyen bir köle olurmuş. Bundan sonra deri geçirilen tutsağın boynuna başını yere sürtmesin diye bir kütük ya da tahta bağlar, yürek parçalayan çığlıkları duyulmasın diye uzak, ıssız bir yere götürürler, elleri ayakları bağlı, aç susuz güneşin altında öylece birkaç gün bırakırlarmış. Sarı-Özek’in kızgın güneşine “mankurt” olmaları için bırakılan tutsakların çoğu ölür, beş-altı kişiden ancak bir ya da ikisi sağ kalırmış. Onları öldüren açlık ya da susuzluk değil, başlarına geçirilen soğumamış deve derisinin güneşte kuruyup büzülmesi, başlarını mengene gibi sıkıp dayanılmaz acılar vermesiymiş

1

Dinar Turdugulova, “Cetim Bolup Cetilgen Tölögön Kasımbekov” Erkin Too, 2011 Cıldın 18 Martı, Bişkek, s. 10.

2

Turdugulova, a.g.e., s. 10.

3

Mırzaktatova (2000), “Ayal Cakşı-Er Cakşı”, Ruhu Kötörgön Uluu Söz, Ed. Kadirkul Davutov, Şam Basması, Bişkek, s. 187.

4

Kalık Akıyev, Baskan Col, Kırgızistan Basması, Frunze, 1964, s. 91.

5

“Tölögön Kasımbek” İntellekt Çıgarmaçılık cana Turmuş, Adabıyat, Bişkek, 2005, S. 1, s. 44.

6

Çolponay Turdakunova, “Mekendi Süyüünün En Ulguluu Misalı”, Press.kg, no4(60) Bişkek, cıl, 3 Febral. 2011.

7

Kırgız Adabiyat Tarıhı, VII-tom, Bişkek, 2002, s. 124.

8

“Cetim Bolup Cetilgen Tölögön Kasımbekov” Erkin Too, 2011 Cıldın 18 Martı, Bişkek, s. 10.

9

Carl Gustav Jung, Dört Arketip, Çev. İhsan Kırımlı, Kumsaati Yayınları, İstanbul, 2011, s. 13.

10

Cazgül Cakakova (2006), Tölögön Kasımbekov’un Sıngan Kılıç Romanında Kelime Dünyası, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkoloji Anabilim Dalı, Bişkek, s. 7.

11

Kadirkul Davutov, Tarıhı Romandın Tarıhı, Kırgız Adabıyatı Basması, Frunze, 1991, s. 121.

12

Çokoeva Dilbar Mamatkulovna, (1997), Tölögön Kasımbekovdun Tarıhıy Romandarında Tarıhtı Körköm Andoo Problemaları, Dissertatsiya, Kırgız Respublikasının İlim cana Madaniyat Ministrligi Kırgız Mamlekettik Uluttuk Universiteti, Bişkek, s. 3.

13

A. Satıyev, “Sıngan Kılıç, romanı cönündö uçkay söz”, Ala-Too Dergisi, No: 7, Bişkek, s. 157.

14

Sobetbek Baygaziev, “Kılım Kezgen Kırgız Atın Kılıç Menen Zoogo Cazdın” Kutbilim, Bişkek, No:22 30.06.2000, s. 6.

15

Kadirkul Davutov, Ruhu Kötörgön Uluu Söz, Şam Basması, Bişkek, 2000, s. 6.

16

Emine Gürsoy Naskali, Bağımsız Kırgızistan ve Düğümler, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2001, s. 3

17

Halit Aşlar (2014), “Tarihi Roman Kavramı ve Kırgız Tarihi Romanı Üzerine” The Journal of Academic Social Science Studies, International Journal of Social Science Doi number: http://dx.doi.org/10.9761/ JASSS2162 Number: 24, p. 517-526, Spring, s. 524.

18

Datka (Dâdhâh); adalet isteyen Hokand ve Buhara hanlıklarında albay rütbesine denk gelen yüksek bir unvan. (Bkz. N. Veselovskiy, Kırgız Anlatmalarında Rusların Türkistan Ülkesindeki Fetihleri, Haz. Ayhan Çelikbay, Saye Yayıncılık, Ankara, 2014, s. 205.) Kitapta yazar tarafından verilen Datka tanımı ise şöyledir; Datka, bir vilayetin din bilgini, komutanı, bir sözü iki edilmeyen, halkın içinden seçilen beydir. (KK1.: 221)

19

Kalık Akıyev, Baskan Col, Kırgızistan Basması, Frunze, 1964, s. 89.

20

Mutlu Deveci, Ferit Edgü Anlatılarında Yapı ve İzlek, Akçağ Yayınları, Ankara, 2012, s. 47.

21

Öykünün orijinal Kırgız Türkçesi adı; “Tuulgan Cer”dir. Öykü Türkiye Türkçesine “Memleket” adıyla çevrilmiştir.

22

Roland Barthes, Romanın Hazırlanışı 1 Yaşamdan Yapıta, Çev. Mehmet Rifat-Sema Rifat, Sel Yayıncılık, İstanbul, 2005, s. 96.

23

Seymour Chatman, Öykü ve Söylem Filmde ve Kurmacada Anlatı Yapısı, Çev. Özgür Yaren, De Ki Yayınları, Ankara, 2008, s. 132.

24

Şerif Aktaş, Roman Sanatı ve Roman İncelemesine Giriş, Akçağ Yayınları, Ankara, 2005,