Celil Memmedguluzade

Danabaş Köyü


Скачать книгу

lil Memmedguluzade

      Danabaş Köyü

      SÖZBAŞI

      Günümüzde Türk Cumhuriyetleri ile ülkemiz arasındaki ilişkiler önemli boyutlar kazanmıştır. Bunlardan biri de dil ve edebiyat boyutudur.

      Yıllarca birbirinden kopuk yaşamak zorunda bırakılan kardeş Türk cumhuriyetleri ile yılların verdiği onca uzaklığa meydan okuyarak, sıcak ve samimi ilişkiler kurulmasına bir nebze katkımız olması amacıyla bu çalışmayı hazırladık.

      Amacımız kardeş cumhuriyetlerin dil ve edebiyatını, bu sahada yükselmiş isimlerini tanıtmaktır. Bu sebeple Azerbaycan Türk edebiyatından Celil Memmedguluzade’nin hikâyelerini konu olarak seçtik.

      1983’te Bakü’de basılan Azerbaycan Devlet Neşriyatı arasında yer alan “Celil Memmedguluzade – Eserleri I” adlı kitabın birinci cildinden, daha önce Türkiye Türkçesine aktarılmamış on dört hikâye belirledik.

      Kiril harflerinden Latin harflerine çeviri yazısını yaptığımız hikâyelerimizi, çeşitli sözlük ve gramer kitaplarından yararlanarak Türkiye Türkçesine aktardık. Aktarma yaparken mümkün olduğu kadar Celil Memmedguluzade’ nin üslûbuna bağlı kalmaya çalıştık.

      Bu çalışma, “İnceleme ve Aktarma” olmak üzere iki bölümden oluşmuştur. İnceleme bölümünde, Celil Memmedguluzade’yi tanıtmak amacıyla, “Celil Memmedguluzade’nin Hayatı; XIX. Yüzyıl ve XX. Yüzyıl Başlarında Fikrî Akımlar ve Celil Memmedguluzade’nin Düşünceleri, Edebî Eser ve Dil ile İlgili Görüşleri; Celil Memmedguluzade’nin Hikâyelerindeki Konular” hakkında bilgi vermeye çalıştık.

      “Aktarma” bölümünde, Celil Memmedguluzade’nin daha önce Türkiye Türkçesine aktarılmamış on dört hikâyesine yer verdik.

      Kaynakça bölümünde çalışmamızda doğrudan faydalandığımız eserlerin künyesi verilmiştir. Gördüğümüz, baktığımız ama doğrudan kullanmadığımız eserlerin künyeleri zikredilmemiştir.

      Çalışmamızın Azerbaycan Türkçesini, kültürünü, halkını, değerli hikâyecisi Celil Memmedguluzade’yi tanıtma yolundaki, en ufak bir katkısı bizi mutlu edecektir.

      Çalışmalarım sırasında bana yol gösteren, yakın ilgisini esirgemeyen hocam Yrd. Doç. Dr. Ayşe İlker’e teşekkürü bir borç bilirim.

Aysun DEMİREZ GÜNERİ

      CELİL MEMMEDGULUZADE’NİN HAYATI

      XX. yüzyıl Azerbaycan Edebiyatının en mühim simalarından biri olan Celil Memmedguluzade, 1866’da Nahçivan’da doğmuştur. Ancak, doğum yılıyla ilgili kesin bir kayıt tarihi yoktur. Bu konuda Celil Memmedguluzade, ne zaman doğduğunu bilmediğini, bu konuda yazılı bir belgesinin bulunmadığını söylese de resmî kayıtlardan, 1866’da doğduğu kabul edilir.

      Celil Memmedguluzade, fakir bir ailenin çocuğudur. Babası İran Azerbaycanı’nın Hoy şehrinden Nahcivan’a göçmüş bir taş işçisidir. Fakir hâlinde para biriktirip, Meşhed’i ziyaret ederek, Meşhedî unvanını alacak kadar dindar, az çok okur yazar bir adamdır.

      Celil Memmedguluzade, 1873-79 yılları arasında din derslerinin ağırlıklı olarak verildiği bir okula devam eder. Arapça ve Farsça’yı o yıllarda öğrenmeye başlar. 1879’dan sonra Gori Muallim Mektebi’ne gider. O yıllarda, Ruslar tarafından Azerbaycan’da açılan, ilk tahsil imkanını sağlamak, yerli ahâlinin çocuklarına Rusça öğretmek, bunları daha sonra çeşitli memuriyetlerde kullanmak gibi yararları düşünülen, temelinde “Ruslaştırma” ve “sadık memurlar” yetiştirme siyaseti güden, Gori gibi okullar açılmıştı. N. Nerimanov, F. Köçerli, S. Ahundov, M. Magomayev gibi ünlü Azerbaycan yazarları da bu tür okullarda tahsil görmüştü.

      Celil Memmedguluzade’nin okuduğu yıllar, Çar II.Aleksandr’ın öldürülmesinden sonraki baskılı siyasî bir döneme rastlar. Aldığı eğitim ise onu giderek materyalist düşünceye doğru götürür.

      Bu eğitim sırasında Avrupa ve Rusya’dan V. Hugo, W.Shakespeare, S. Puşkin, V. Gogol, A. Kamenski, D. Uşinski, H. Pestalotsi gibi yazar ve eğitimcileri tanıma imkânı bulur.

      1887’de okulu bitirir. Erivan yakınlarındaki Uluhanlı köyüne öğretmen olarak tayin edilir. 15 Ocak 1890’a kadar Uluhanlı ve Baş Noraşen’de öğretmenlik yapar. Sosyal ve siyasî değişikliklerin yaşandığı bu dönemde halkın sıkıntıları da fazladır. Okulların durumu kötüdür ve halkın ilme ve okumaya hevesi yoktur.

      Celil Memmedguluzade, gördüklerini kaleme almak ister. Bu maksatla 1889’da ilk alegorik kalem tecrübesi olan “Çay Destgahı” adlı piyesi yazar.

      Genç neslin iyi yetişmesini arzulayan Celil Memmedguluzade, Baş Noraşen’de kız öğrenciler için de bir sınıf açar.

      Nehrem’de Sokrat, Darwin, Stuart Mill gibi ünlü simaların fikirleriyle tanışır.

      “Kişmiş Oyunu”(1892), “Danabaş Kendinin Ehvalatları “(1894) adlı eserlerini yazar.

      1895’te Nehrem’de evlenir, karısını doğum sırasında kaybeder.

      Muhitten sıkıldığı için, 1897’de Nahçivan’a gider. Orada tercümanlık, polis memurluğu ve dava vekilliği gibi işler yapar. Bir süre tiyatro ile ilgilenir. O sıralarda Nahçivan ve Erivan’da oynatılan tiyatro eserlerinin çoğunda aktörlük ve rejisörlük yapar.

      1901’de Nahçivan komiser yardımcılığı görevinden ayrılır. “Kaspi” ve “Kafkaz” gazetelerinde makaleleri yayınlanır. 1903’te Muhammet Ağa Şahtahtlı ile karşılaşır.

      Şahtahtlı, “Şarkî Rus” gazetesinde yazması için onu davet eder. F. Köçerli, M.E. Sabir, A. Cehhet, M.S. Ordubadi, Ömer Faik Numanzade gibi fikir adamlarının yazılarının yayınlandığı bu gazetede, Celil Memmedguluzade’nin de yazıları çıkmaya başlar. Yazarın ilk matbu eseri olan “Poçt Kutusu”(1904) adlı hikâyesi de Şarkî Rus gazetesinde yayınlanır.

      1905’te çeşitli sebepler yüzünden Şarkî Rus gazetesi kapatılınca, Celil Memmetguluzâde ve dostu Ömer Faik Numanzade gazetenin matbaasını satın alırlar. “Gayret” adını verdikleri matbaanın parası, E. Bagırzade tarafından ödenmiştir.

      Yazar, bu sıralarda Tiflis’teki Türk çocukları için bir pansiyon ve okul açar. O dönemde, yazıları çok çeşitli gazete ve dergilerde neşredilir.

      Celil Memmetguluzade, Azerbaycan kadınları arasında da bir cemiyet kurmak ister. Onun teşebbüsü ve ikinci eşi Hamide Hanım’ın desteğiyle 1905’te böyle bir cemiyet kurulur.

      “Nevruz” adlı günlük bir gazete çıkarmak için izin alan yazar, sonra vazgeçer. “Molla Nesreddin” adlı haftalık mizah dergisini çıkarmaya başlar. Derginin ilk sayısı 7 Nisan 1906’da yayınlanır.

      Molla Nesreddin, kısa bir zamanda M. E. Sabir, E. Hakverdiyev, Ömer Faik, E. Nazmi, M.S. Ordubadi gibi ünlü şair, yazar ve gazetecileri çevresine toplar, “Molla Nesreddin” dergisinin etkisiyle o yıllarda Azerbaycan’da pek çok mizahî dergi çıkarılır.

      1914’ten 1917’ye kadar Molla Nesreddin neşredilemez.

      Yazar, bu arada “Kuzu”(1914), “Molla Fezleli” (1915), “Nigarançılık”(1916), “Konsülün Arvadı” (1918) adlı hikâyelerini yazar.

      6 Şubat 1917’de Molla Nesreddin dergisinin ilk sayısı yeniden yayınlanır, ancak derginin yayını 1918’de yeniden durdurulur, “Anamın Kitabı” (1919) ve “Kaıança” (1920) adlı eserlerini bu arada tamamlar.

      Molla Nesreddin, 19 Şubat 1921’de Tebriz’de yeniden yayınlanmaya başlanır. Celil Memmedguluzade, aynı yıl orada “Ölüler” (1909) piyesini sahneye koyar. Molla Nesreddin, Tebriz’de de demokratik bir yayın organı olarak, İran Azerbaycanı ve İran matbuatının oluşumunda önemli rol oynar.

      Celil Memmedguluzade, “Hanın Tesbihi”, “Deli Yığıncağı” gibi eserlerinin konusunu İran Azerbaycanı’ndan alır. “Danabaş Kendinin Mektebi” (1921) adlı piyesini de Tebriz’den dönünce tamamlar.

      Sovyet hakimiyeti dönemi 1922 Kasım’ında, Molla Nesreddin’in ilk sayısı çıkar. Celil Memmedguluzade, bu sıralarda başka yayın organlarıyla da ilgilenir.

      “Zırrama”, “Kasap”, “Sirke”, “Şe’r Bülbülleri”, “Bakkal Meşedi Rahim” gibi hikâyeleri bu döneme ait eserlerindendir.

      Celil