Binnur Tüzün

Geçmeyen Geçmiş


Скачать книгу

gerekiyordu. Önce babamın vermiş olduğu Türkçe Almanca sözlüğü ile çalışmaya başladım. Çok geçmeden de dil kurslarına katıldım.

       (Avrasya Akademi Online Kuray Hikâye Atölyesi, Mart 2020)

      ÖNCE CAN

      Akşam masanın üstüne koyduğum su bardağından birkaç yudum su içerek, bardağın yanında duran cep telefonuna uzandım. İnternetten yaşadığımız bölgenin gündem haberlerine baktım. Yine canım sıkıldı.

      Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi bizim yaşadığımız ülkede de zor günler yaşanıyordu. Her gün ayrı bir yasakla uyanıyor olmak, arkasından “Yarın acaba ne olacak?” sorusunu getiriyordu. Kimse ne olacağını kestiremiyordu. Çünkü adına “Korona Virüsü” denilen bir salgın, sanki tüm dünyayı esir almıştı. Ne kadar tehlikeli olduğu ortadayken ne yazık ki büyük bir kesim tarafından hâlâ ciddiye alınmıyor gibiydi. Aradan geçen kısa bir zaman sonra görüldü ki bu virüs hiç de öyle küçümsenecek gibi değildi. Her ne kadar “Panik yapmayın!” denilmiş olsa da ortada bir panik havası görülüyordu. Birçoğu kendine göre gelecek senaryoları yazdığından alışveriş merkezlerine koşup erzak ve temizlik malzemeleri depolamaya başladı. Herkes tedirgindi, korkuyordu ve ilk önce ailesini düşünüyordu.

      Hükümetten ilk önce okulların bir süre kapanacağı haberi geldi. Ülke çapında öncelikle tüm organizasyonlar iptal edildi. Gümrükler kapatıldı. Kalabalık grup faaliyetleri yasaklandı. İş yerleri her ne kadar önlem almaya çalışsalar da bu yeterli gelmedi, salgın gitgide büyümeye başladı. Merakla her gün yeni çıkacak yasaklara odaklanırken biz de iş yerimizde kendimizce önlemler alıyorduk. Kapının girişine içeri giren herkesin kullanması için dezenfekte ilâcı koyduk. Ellerin sabunla sık sık yıkanması zaten herkesin bildiğiydi. Yabancıların içeri girmesini engelledik. Her odada birer kişinin çalışmasına özen gösterdik. Kalabalık bölümlerde çalışanların aralarında en az iki metre mesafe bırakmasını sağladık.

      Dün, yani son iş günümüzde işyerimizin bir süre kapanacağı haberi ulaştı hepimize. Çok üzüldüm. “Beni bu kadar üzen ne?” diye kendime sorduğumda olayın ciddiyeti soğuk esen bir rüzgâr gibi suratıma çarptı. Daha önce de değişik salgınlar geçirmiştik ama hiçbiri işyerlerinin kapatılmasına sebep olmamıştı. Durum bu kadar vahimdi yani…

      Ben telefonla son durumları muhasebecimize bildirirken pazarlama müdiremiz Simone, hızlı hızlı merdivenlerden iniyordu. Muhtemelen bize yeni haberler getiriyordu. O esnada bir gürültü oldu ve arkasından inleme ve ağlama sesi… Simone merdivenin alt basamaklarında acıyla kıvranıyor, ağlıyordu. Nasıl olduysa düşmüş, yuvarlanmıştı. Zaten zayıf ve narin olan vücudu yaşadığı şokun ve acının etkisiyle titriyordu. Hemen yanına koştum:

      – İyi misin Simone? Bir şey oldu mu? Kalkabilecek misin? diye sordum.

      O sadece;

      – Düştüm, çok acıyor! Ayağımı hissetmiyorum, diyebildi.

      Hıçkırıklarla sarsılıyordu. Ben ve Avusturyalı iş arkadaşım Daniel şirketin ilk yardım elemanıydık. Böyle durumlarda ilk müdahale bizden bekleniyordu. O esnada gelen Daniel’le birlikte Simone’yi hem sakinleştirmeye hem de ambulans çağırmak için ikna etmeye çalışıyorduk. O ambulansı, hastaneye götürülmeyi kesinlikle istemiyordu.

      – Su ister misin? dedim.

      – Hayır, diye cevap verdi.

      Onu çok iyi tanıyordum, korkuyordu. İş yerinde kimseye bir şey olmasın diye her türlü önlemleri aldırtan, her gün herkese, “İyi misiniz?” diye soran oydu. Acıdan kıvrandığı halde kendisine virüs bulaşabilir korkusuyla hastaneye gitmeyi, herhangi birinden yardım almayı reddediyordu.

      Daniel’e dönerek;

      – Soğuk bir şey, buz falan koyalım, dedim. Birbirimizle “Nerede var ki?” diye bakıştık. Hemen karşımızdaki bina şefin eviydi. “Şeften iste!” dedim. O şefe giderken ben de kapalı bir şişe su getirip verdim.

      – Bunu içebilirsin, bak kapalı, dedim.

      Teşekkür ederek alıp, birkaç yudum içti. Biraz sakinleşmiş olsa da kimseyi yanına yaklaştırmıyor, sürekli “Uzaklaşın, lütfen uzaklaşın, yaklaşmayın!” diyordu. Biraz kendine gelince telefonu ile eşini arayıp kendisini almasını istedi. Az sonra, iyi dileklerle onu yolcu ederken ne kadar reddetse de eşine onu mutlaka bir hastaneye götürmesini söyledik. O ise bize “Uzaklaşın birbirinizden! Aranızda en az iki metre mesafe olsun!” diyordu.

      Simone haklıydı. Korona Virüsü aslında hepimizin dengesini bozmuştu, endişeliydik, tedirgindik. Herkes yanındaki arkadaşından korkar olmuştu. Her an yeni yasaklar bekliyorduk. Korona Virüsü, sosyal hayatın, ekonominin, bilimin, sanatın ve dünyanın dengesini bozmuştu.

       (Avrasya Akademi Online Kuray Hikâye Atölyesi, Mart 2020)

      GECE GİBİ KARARDI HER ŞEY

      Annem ve babam yurtdışında çalıştıkları için biz, dört kız kardeş Karabük’te anneannemin yanında kalıyorduk. Babam tatile yakın bir zamanda yazdığı mektupla kız kardeşimle benim okullar kapanınca köye, dedemlerin yanına gitmemizi istedi. Okullar kapandı ve biz bir yakınımızla gece terminalden otobüse binerek çok sevdiğimiz dedemin köyüne doğru yola çıktık.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

/9j/4AAQSkZJRgABAQEASABIAAD/2wBDAAMCAgICAgMCAgIDAwMDBAYEBAQEBAgGBgUGCQgKCgkICQkKDA8MCgsOCwkJDRENDg8QEBEQCgwSExIQEw8QEBD/2wBDAQMDAwQDBAgEBAgQCwkLEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBAQEBD/wgARCAHEARwDAREAAhEBAxEB/8QAHAAAAQUBAQEAAAAAAAAAAAAAAwECBAUGAAcI/8QAGwEAAwEBAQEBAAAAAAAAAAAAAAECAwQFBgf/2gAMAwEAAhADEAAAAfpaASRAG6IkIXA5CMa20HEqmRtw3sUOAgMAcpo2Etb4T01bajhFbaDwIwKTwdQORQGU0GqXiCDGpKaMEDBSEyt8CA4FKVrkRxIh7ETQT2NBQaD0cD6OB6FBzApjTY21p0pwmsUFBoIJgOG8OBUkBzbQRBA5tgPGwRxoIQnjKwaFEoKCgrUeW4YilqeQ8FBocHA1S1t6EYqHtNKELgUHJuEg0BwcNRqHOWA8EAoKD2mjiylQanFG9okpwCDhPbeW1oaThKjqZgaOMm1S8FEgKNAcwaZQGS9vgcBGICpcEZBEOquZGUmBoDSYLDdStJulubBA0W6dJZMkyOynwXOTqNFfQZrRaTNxAVmoxqzluQxk1gkng5tiSsiwjU1bYk4AA1h0MS8R7422FZjdbTGvPOiPc+HXKaz5Z1ROkly9jg7KDzrpmNRvearqX412x7XxaHhnBwPAgntsEqFFDAgEK4BoKx7OQJTkNpr6JhVigI6PSb2G5FbQyVYSWcPO7LgmwTRw3V/mjS2MIxiJQFAYng0IqEAjagoSWMAQAE5Lg5vLbKTJkNlssagUpMmcudtjdBtOctbDFkk0UUAHJlBXQQURBPBRPY9kKRG5IxAMRUhptajgcCjxHRIhS5PPemfQOe8LtHr/AB35L2Re51WXMBjwvc36jzaNSGhzSFqzhIIoGYodRwICgNOKhQ5Sg+AzfIi2YfWAtQ6eoyebub2GMKexRR2XUNwbPG0Q+ZEznZlKNiRMacwoIxzIg5AuCKmNCJIJ4chRlbhiko50EmE0NljI0bWOkjUMany0A6lgFHEalKmtkERh2NYoCBwNCNIo4bHqSyMbIHAoxg8VIyiCIDwtA1CFBU0EJiEy0AbMNiRh86O5Ix7EQjEBA4BIjDjoeB0nDczgEhgipCCOMrFQ9igoAQQAtFEVCDcMTHDkMURWPZwcDAcHANAExIQDAwGsIAwGpYB0KNQYBGBDkFQ1vmMSc2VJ7bBIBGFAjFYgKHA0GgFNibUkEqb2mNsQIUYUkaD5J4KA6bUgg9Ext4cJoyJK28OaUb2nscCBwIDQQAJsRyCDY0NIwNR8+0XwWARQugx4bRAKI4CCzQ8NvI0JTGAQZWcJQVhGcDwYCAgcAxikYCg4HIUSDrJQ2EHzAABKWMLQgsGPRIbSUoSaGhwKxyFBWEZwKDQUOBgMQFNQQGgQElMGJL