Tahir Özgen

Türkistan'dan Türkiye'ye


Скачать книгу

düşünmeye başlar. Fakat türlü sebeplerle bu ikinci baskı gerçekleştirilemeden kendisi de vefat eder. Tahir Özgen’in vefatından sonra eserin tekrar yayınlanması için çocuklarından eserin Arap harfleriyle kaleme alınmış nüshasını ve Türkçe tercümesini isteyen Türk bilim insanları olmuştur. Ne var ki bu orijinal kopyaların ikisi de bulunamamış, bu nedenle kitabın ikinci baskısı yapılamamıştır. Yine de kısaltılmış olarak yayınlayan bu 70 sayfalık eser de bize çok önemli bilgiler vermektedir.

      Eserdeki Anlaşılmayan Bazı Terimler

      Hatırat eserleri konu edilen döneme göre kullanan dil, kavram ve terimler içerir. Parpi Özgen’in hatıralarında da bugün anlaşılmayan terimler mevcuttur.

      Kitabın ön kapağında “Kızıl Baskı Altındaki Türkeli” alt başlığı vardır. Buradaki “kızıl” Sovyetler Birliği Komünist Partisi anlamındadır. Sovyetler Birliği Türkistan’ı işgal ettiği ve Türk topluluklarını 70 yıl baskı altında tuttuğu için bu şekilde bir ifade kullanılmıştır.

      Kitabın ismi “Türkistan’dan Türkiye’ye”deki “Türkistan” ismi günümüzdeki Orta Asya’dır. Orta Asya kavramı 1924’ten sonra Sovyetler tarafından kullanılmaya başlanmış ve kendini kabul ettirmiştir. Öncesinde bu bölge sadece Türkistan olarak biliniyordu. Hatta 1865’te Ruslar bölgeyi işgal ettikten sonra resmi olarak Türkistan Genel Valiliğini kurarlar. 1918’de de Bolşevikler tarafından Türkistan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulur. Ancak 1924’e gelindiğinde Türkistan’ı birkaç ulus devletine bölerek bölgeye Orta Asya ismini verirler. Buna rağmen yurt dışındaki Türkistanlılar Kazak, Özbek, Uygur, Kırgız, Türkmen ve Karakalpak topraklarını Türkistan olarak saymışlar. Türkistan geniş bir coğrafyayı içerdiği için Batı Türkistan ve Doğu Türkistan olmak üzere iki kavram kullanılmıştır. Batı Türkistan bugünkü Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan, Özbekistan, Türkmenistan cumhuriyetlerini içeren bölgedir. Doğu Türkistan ise günümüzdeki Çin Halk Cumhuriyeti sınırlarında yer alan Şincan Uygur Özerk Bölgesidir. Eserde bu iki terim çok kullanılmıştır. Parpi Özgen’in Batı Türkistan’a geçtiğini Kırgızistan sınırları (Oş, Özgen, Alay içerisi), Doğu Türkistan’a geçtiğini Kaşgar’a gelinmesinden anlamaktayız. Halktan bahsederken ise genelde Türkler ifadesi kullanılmıştır. Buradaki Türk, Anadolu Türkleri için değil, Kırgız, Özbek, Uygur vs. ayrımı yapılmadan Türkistan coğrafyasında karşılaşılan Türk topluluklarını ifade etmektedir.

      Tarih yazımında kullanılmış “basmacı” terimini istiklalciler kendileri için hiçbir zaman kullanmamıştır. Bunun yerine beg (bey), mücahit, korbaşı, milliyetçi gibi ifadeler kullanmışlardır. Bu terimlerden “korbaşı”nın anlamına ve diğer bazı kelimelere biraz daha açıklık getirmek gerekmektedir.

       Korbaşı: Basmacı liderine verilen bir unvandır. Sovyet hükümeti tarafından negatif anlamlar yüklenerek kullanılmıştır. Fakat halk ve basmacılar, liderlerini korbaşı olarak sayıyorlardı. Korbaşı kelimesi “yiğit başı,” yiğitlerin başı,” “grubun başı, lideri” anlamlarına gelmektedir. Bu terim ilk olarak 1917’de Türkistan Muhtariyeti kurulduğunda Hokand şehri polis müdürü Ergeş Beg için kullanılmıştır. Türkistan Muhtariyeti 1918 Şubat ayında Bolşevikler tarafından yok edildiğinde polis müdürü Ergeş Beg yanındakilerle birlikte Bolşeviklere karşı mücadelesine devam eder. Bu ilk mücadeleler korbaşı mücadelesi olarak bilindiği için, daha sonra mücadele liderleri için korbaşı kullanılmaya devam edilmiştir.

       Dotay: Bu kelime Çincede kale komutanı anlamına gelir. 1930’larda Doğu Türkistan’ın vali, belediye başkanları için kullanılmıştır.

       Pansat: Farsça anlamı “beş yüz” olan bu kelime beş yüz kişinin komutasındaki kişi için kullanılan askeri bir unvandır. Basmacıların bazıları yüzbaşı, pansat ve binbaşı gibi unvanları kullanmıştır.

       Lira: Türkiye’nin para birimi olduğu aşikâr olsa da, eser içinde Türkiye’de bulunulan zamanlarda kullanıldığı gibi Kırgızistan, Doğu Türkistan, Hindistan, Tibet ve Pakistan’da geçen zamanlarda da birkaç kere lira kelimesi kullanır. Türkiye dışındaki bölgelerde başka para birimleri kullanılmış olmalıdır, ancak eseri yazarken ya da Türkçeye aktarırken hepsi lira olarak verilmiş olabilir. Eserdeki lira kelimesi hangi ülke sınırları içerisindeyken kullanılıyorsa o ülkenin para biriminin kastedildiği anlaşılmalıdır.

       Dungan: Çin’de yaşayan Çinli Müslümanlar için kullanılan bir ifadedir. Resmi olarak Hui Müslümanları olarak bilinirler. Huiler, dil ve fiziksel olarak Han Çinlileri ile aynı yapıda olup, İslamiyeti benimsemişlerdir. Dilleri Çince olan Huilerin kelime hazinelerinde çok sayıda Arapça, Farsça ve Türkçe kökenli kelime de mevcuttur. Bunun nedeni Arap, Pers, Türk, Moğol ve Çin kökenlerine sahip olmalarıdır. Günümüzde Çin’in Kansu eyaleti ve Doğu Türkistan bölgelerinde daha fazla yerleşmişlerdir. Ayrıca Türk cumhuriyetlerinde de Dungan azınlıklar mevcuttur. Bu eserde Dunganlar hakkında birkaç kere bahsedilir. Dunganlar – bazı halkların ifadelerine göre Döngenler, Tunganlar, Turganlar olarak da isimlendirilmektedir. Par-pi Özgen’in de hatıratında birkaç değişik isimlerle verilmişti, fakat hepsini “Dungan” ifadesiyle düzelttik.

      Eserdeki Yer Adları

      Eserin bir özelliği de önemli olaylarla beraber bölge, şehir, yayla, dağ gibi yer isimlerini içeriyor olmasıdır. Örneğin Kırgızistan’da bulunan Oş ve Özgen şehirleri, Gülçö (Gülşe) kışlağı, Adır-Kışlak köyü, Kurşab kışlağı, Kara-Şoro yaylası, Açike yaylası, Beş-Tala yaylası, Sultan-Supa yaylası, Ayı-Tapan geçidi, Bülölü, Alay, Arka, Arpa, Ken-Say, Kök-Su, Erkeç-Tam gibi yer adları kitapta geçmektedir. Bununla beraber Korgan-Döbö, Kara-Su, Sopu-Kışlak gibi nerede olduğunu bilinmeyen yer isimleri de mevcuttur. Bu isimlerin zaman içerisinde değişmiş olabileceği düşünülebilir.

      Eserde Doğu Türkistan bölgesinde bulunulduğu sırada Kaşgar, Ak-Su, Ürümçi, Artış, Hotan, Kuça, Yarkend, Tibet, Eskişehir, Abat, Maral-Başı, Kara-Terek, Yoyulgan-Su, Uluğ-Çat, Kızıl-Oy, Karakorum, Kargalık gibi kent, köy ve yayla isimleri geçer. Bununla beraber günümüzdeki konumları bilinmeyen Serhat, Kelkutta, Çaar-Taş, Encan-Keçik, Resker, Sancı, Kudu-Mezar, Gülen-Arık gibi yer isimleri de kayda geçirilmiştir. Pakistan sınırları içerisinde ise Keşmir, Dras, Lahor ve Karaçi şehirlerinin isimleri geçer.

      Eserdeki Şahıslar

      1920-30’larda Kırgız “basmacıları” arasında isimleri bilinen fakat tarihi bir belgede kaydı olmayan birçok lider ve kahraman vardır. Papri Özgen hatıratında bu kişiler hakkında da bilgi verir. Mesela, Mamatiraim, Canıbek Kadı’nın kardeşi Korganbay, Kadı’nın oğlu Töröbay’ın isimleri de eserde yer alır. Ayrıca, Kayıp Pansat, Adi Pan-sat, Aytmerek, Koşmat, Muratbek, Abdulhalık, Mati Binbaşı, Mamasali kadı, Bostonkul, Şerali, Erkinbay gibi çok sayıda korbaşının da ismi geçer. Fergana korbaşılarından Madaminbek (Muhammed emin Bey), Şer Muhammed, Halhoca, Moydun (Muhiddin) isimleri de mevcuttur. Bununla beraber 1932-33 senelerindeki Doğu Türkistan istiklal mücadelesinde savaşan Kırgızlardan: Osman paşa, Oraz, Kulubek Abdullah, Begimkul, Molla Şermat, Ahmet Molla, Özbeklerden: Satıbaldıcan, Uygurlardan: Mehmet Emin Buğra, General Temür, Hoca Niyaz, Şahmansur, Hafız, Dunganlardan: Mazuha, Gasilin, Mokosa gibi liderlerin isimleri de hatıratta yer alır.

      Eserin Kısa İçeriği

      Eserin birinci bölümü “İlk Yıllar ve Mücadelelerin Başlangıcı” adıyla Parpi Özgen’in kısa biyografisi, soyu, gençliği ile başlayıp, Sovyetlere karşı verdiği mücadelenin yanında